İnsanın en büyük acısı elbette ki sevdiğini başkasına verilirken, gelinlikler içinde teli duvaklı olarak görmesiydi şüphesiz.
Egît Hekimoğlu kardeşi Sahran için halasının kapısını ailesi birlikte çalmıştı. Babası Halil Ağa ve annesi sümmeye xanim Besne hanım konuşmuş, oğlu için sevdayı istemişti.
Yanlarına aldıkları aşiret büyükleri ile gitmişlerdi. Eğer sonuç kabul edilir ise Sahran dan mutlusu yoktu. Egît de bunun için mücadele ediyordu. Oda zamanında sevdiği kadını - karısını- evlendikten sonra görmüş, izdirabini da her gün çekmişti.
Lakin Kader buya Allah iki sevdaliyi bir kenara atmamış yollarını birlestitneiti.
Besne hanım durumu kocasına anlamıştı. Sevdanın da gönlü olduğu için kabul etmişlerdi.
Bağ evinde kalan adam ise odada dört dönüyordu. Henüz haber gelmedikçe yanında zebelah gibi duran Mustafa'yı da dövmek istiyordu.
" Hâlâ bir haber yok mu?" Tekli deri koltukta oturan adam, karşısında çay içen adama bakıyordu.
Mustafa gayet rahat bir tavır ile sahrana döndü. " Vallahi gördüğün gibi Sahran, telefon burada!" Masada duran telefonu gösterdi.
Sahran iyice bunlamisti. Adamın rahat tavrı onun sartalerini attryiyrdu.
" Offf, anam offf." İsyan dolu sesle adama baktı. Elini ensesine götüren adam son gücü ile sıktı.
Ağabeyi ne yapmıştı, konuşmuş muydu? Halası kabul etmiş miydi? Evde durum nasıldı bilmiyordu!
Ahh tâbi birde yengesine bir özür borcu vardı. O anda gözü dönen adam kimseyi görmemişti. Eline silahı alan adam çıkıp gitmişti. Kolunu tutan yenegsini dâhi onemsememisti.
" Egît ağabeyim beni sikecek!" Emindi bundan, onu buraya getirgidnge, seninle sonra hesaplaşacagiz demişti.
O anda telefonu çalan adam hızla alıp kulağına götürdü.
" Buyur ağam,"
"..."
" Evet yanımda," biraz durup tekrar yanıtladı. " Yok, şuanda kötü bir şey yok."
Sahran deli gibi merak ediyordu. Arayan ağabeyi di. Ne olmuştu bilmiyordu? Ona kızgın olduğunun farkında idi. Çünkü onu değil Mustafa'yı aramıştı.
" Tamam, ağam!" Telefonu kapatan Mustafa, Sahrana döndü. Piç siritamsi ile adama gevşek gevşek güldü.
" Hayırlı olsun damat, yakında düğünün var!"
Sahran aldığı yanıt ile kademe kademe güldü. Yanaklarından çıkan gamzeleri o kadar hoştu ki anlatılmaz yaşanırdı.
Sahran çok şükür dedi içinden, sonunda sevdası onun olacaktı. Halası ve kocası Rahmo bey kabul etmişti. Ne kadar şükür etse azdı.
Anında Mustafa'ya sarıldı. Çok mutluydu, o kadar mutluydu ki gözlerinin önüne Sevda belirdi. Gülüşü, tatlı konuşması, sesi hepsi ile onu gördü.
" Hayırlı olsun aslanım!"
" Sağol, pismam."
***
Egît işi bitince evden ayrılmıştı. Çarşıda hal etmesi gereken bir şerefsiz işi vardı.
Arabasını park eden adam kapalı çarşıya girmişti. Görenlerin hepsi tek tek selam veriyordu.
Kısa süre sonra Ökkeş'in dükkanın önüne geldi. Kuyumcu dükkanı vardı, amca oğlu ile isletiyirdu.
Yavaşça kapıdan içeri girdi. Ökkeş hızla ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Gözyaşı
Teen FictionAşk, insanın canını yakan, ama her koşulda ise yanında olandı. Dilber Beyoğlu ise bu aşk denen girdaba düşmüş bir gül goncasi idi. İlk evliliğinde tövbe eden kadın hiç rast gelmediği bir sevda ateşine düştü. Egît Hekimoğlu ona asıl sevda ateşini ve...