* yeniden düzenlenmesitir....
***
Kırgın bir güneş vardı hayatında, hiç doğmamış gibi, çiçekler açılıyordu ama onun gönlündeki güneş ise hiç açmamış gibiydi....
Bundan bir yıl önce kuma kararı tekrar verilince, Avşin kapıyı kocasına kapatmıştı. Madem ona karşı bir sevgisi dâhi yoktu.
O zaman onunda ona göre bir duygusu kalmamıştı.
Emeğin karşılığı yoksa, sevdanın karşıladığı da yoktu.
Kuma kısa süre sonra gelmişti. Nazê eve adımını atmıştı. Beyaz bir elbise ile girmişti konağa...
Mutlu olacaklar mi mechuldu.
Kuma gelse dâhi, eski düzen kalmamıştı. Şevket yeni gelin olan Nazê ile birlikte olmuş, üç ay sonra da gebe kalmıştı.
Muradına ermişti Şevket ağa, nede olsa baba oluyordu. Soyu yürüyordu.
Fakat hayat bazen tokatini çok ağır bir şekilde, vururdu. Ki Şevket neticede çok büyük bir ah almıştı.
Dilberin ahı o kadar kolay gidemez, gitmezdi.
Kucağında üç aylık oğlu vardı. Az önce annesi tarafından emzrilmisti. Babası olarakta gazını çıkarıyordu.
" Oğlum, hadi ama" minik oğlan başını babasının göğsüne yaslamış rahatlamaya çalıyordu.
Kısa süre sonra oğlu rahatlayinca, yavaş yavaş kucağında sallayıp oğlunu uyutmustu. Bebeği beşiğe koymuş, tüllü de kapamışti.
" Uyudu mu?" Nazê kocasının yanına geldi.
" Evet uyudu,"
Gülümseyerek beşiğe bakmış ardından da kocasının gömlek yakasını eli ile kavrayıp kocasına cilve ile baktı.
" Seninle bir şey konuşmak istiyorum,"
" Nedir!"
Genç kadın derin nefes alıp verdi. Kuma olarak görevini yerine getirmişti. Şimdi de Allah'ın izni ile resmi nikah istiyordu..
" Artık oğlumun soyadına layık olamam gerekmez mi?"
Şevket kaşını catip kadına baktı. Kahve harleri ondan umutlu bir haber bekliyor gibi paril paril parliyordu.
" Öyle bir şey yok!" Diyerek kesip attı. Bu konun açılması bile saçmaydı.
Kadın geri çekilip kocasına baktı. Ne yani bu eve gelip bir Ağaya bebek verip, hele ki soyu devam ettirecek bir erkek bebek vermişti. Resmi nikah olmayacak mıydı? Oğlu ile aynı soyadına sahip olamaz mıydı?
" Ben, ben sana, bu aileye yakışır bir çocuk verdim! Hemde erkek!"
" Yani, ne yapmam lazım! Erkek verdin diye seni alıp nikahima mi almam lazım!"
Kadından ayrılıp dolabı açtı. İçinden eşofman takımını çıkarıp geri kapağı kapattı.
" Biz bir aileyiz Şevket! Farkında mısın değil mi?"
Şevket banyo kapısının önünde durdu. Ters ters kadına baktı. İki dünya bir araya gelse de ne Nazê ye nede Avişine resmi nikah vermeyecekti.
" Sen bu eve çocuk için gelirken, şart konuldu mu önüne?"
Nazê hemen itiraz etti. " Hayır."
" Peki, çocuk olursa resmi nikah olacak denildi mi sana?"
" Hayır, ama"
" O zaman, benden bir şey isteyemesizn Nazê!"
Kapıyı açıp içeri girdi. Kapanan kapı ile kadın resmen bakışmisti. Burnundan nefes alıp veriyordu. Bu adil değildi. Madem ki bir evlat vermişti. Madem ki soyu o yönetiyordu, o zaman resmi nikah da ona aitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Gözyaşı
Teen FictionAşk, insanın canını yakan, ama her koşulda ise yanında olandı. Dilber Beyoğlu ise bu aşk denen girdaba düşmüş bir gül goncasi idi. İlk evliliğinde tövbe eden kadın hiç rast gelmediği bir sevda ateşine düştü. Egît Hekimoğlu ona asıl sevda ateşini ve...