* Ey kahraman Türk kadınları, sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın*
( Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk...)Biz Türk kadınlar, susmaya değil, hakkını arayan, cevherini gösteren, azimteli bir kadinlariz...
Kendini bilmeyen aciz kulları değiliz!
Kadınlar bu toplumun en önemli varlığıdır. Güç ise kadınlardır.
Aşiret liderleri bahçeye akın etmişti. Yediden yetmişe hepsi bu evlilik bitmemesi için kolları sivamaya gelmişti.
Bahçenin içi mahşer yeri gibiydi. Erkekler dairesel şekilde oturmuş mahkeme salonunda düzenlenen yargı gibi oturmuşlardi.
Çakıroğlu aşireti, Beyhan aşireti, Çelikhan aşireti
İdris Çakıroğlu da gelmişti babası ile birlikte...
" Durum nedir," diyerek konuşmaya başladı Beyhan aşiretinin lideri Halil Ağa.
" Ben kızımın bosanmsini isterim, daha fazla kızımın acı çekmesine müsadem yoktur." Diyerek tek tek hepsine baktı Yusuf Ağa.
Ağalar tek tek kendi içinde konuşmaya başladı. Bu öyle eften büften bir şey değildi. Bir evlilik vardı. Hemde aşiret içinde!
" İyi dersin hoş dersin de Yusuf Ağa, bu normal değil midir?" Diyen ise Hamo ağa olmuştu.
" Neyi normaldir, Hamo ağa! Benim kızım anne olamıyor diye bu acıyı çekmesi mi lazım." Yusuf Ağa giderek sinirleniyordu.
Hangi kadın bu işe müsade ederdi Allah aşkına!
Bu toplum duzelmedikce, bu kuma baskısı kalkmadikca, sırf bir kadın anne olmadığı için kuma geldikçe, nice kadınlar bu acıyı çekçek, nice kadınlar namusuz olarak yargilanacakti.
Ve untanmaya yüzü olamayan, en çok kahrı ben çektim, ben anne oldum, benimde kocam diyerek, kendini yücelten kadınlar ise göklere çıkarılacaktı.
" Yusuf Ağa doğruyu söyler, ağalar. Bir kadının tek görevi kocalara çocuk vermek değildir!" İdris ağa bütün ağalara mensup konuşmuştu.
Dilber gibi daha nice kadınların söz hakkı yok diyen adam olmayacaktı İdris ağa. Oda ne zorluklarla karısını almıştı. Onun tek göz yaşına bütün dünyayı yakardı.
" Lakin çocuk yoksa mecbur, sonuçta soy yürümesi lazım!" Hamo ağa diretiyordu.
Ağaların çoğu ise başını sallayıp duruyordu. Kuma sevdası bütün ağalarda vardı.
" Seninde iki karın var, Hamo ağa!" Diyerek Süleyman Ağa konuştu.
" İlk evliliğinden beş tane kızın oldu. Sonra da gittin bir kadın getirdin, ondan da altı evladın oldu. Üç kız üç erkek." Diyrek hatırlatı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Gözyaşı
Teen FictionAşk, insanın canını yakan, ama her koşulda ise yanında olandı. Dilber Beyoğlu ise bu aşk denen girdaba düşmüş bir gül goncasi idi. İlk evliliğinde tövbe eden kadın hiç rast gelmediği bir sevda ateşine düştü. Egît Hekimoğlu ona asıl sevda ateşini ve...