Kırmızı Gül goncasi; masum bir saf aşkı ifade eder. İnsanın içindeki en güzel duyguyu ve sevgiyi gösterir.
Rîhe ( Şanlıurfa) bugün çok soğuk ve karlı bir güne uyanmsiti. Günler öncesinden belli olan karın soğukluğu gün yüzüne çıkmıştı.
Dar sokaklar, mahalle, çarşı her yer beyaz örtüye kaplanmıştı. Bacalardan çıkan o is dumanı bile beyaz ortude belli oluyordu.
Sümmeye xanim üzerinde giymiş olduğu kalın kışlık yelek ile salondan çıkmış bahçede temizlik yapan adamlara bakmıştı. Ellerinde kürek ile bahçe içindeki karları kürek yardımı ile temzliyorlardi.
" Eşref," diyerek adama baktı. Elindeki küreği tutan adam yukarıdan bağıran hanimagaya döndü.
" Buyrun hanım ağam."
" Bahçe içini temizlendikten sonra arka bahçeyi de temizleyin! Arabalar rahat geçsin." Diyerek emri verdi.
Adam kafasını baş üstüne derecesine sallayıp işine döndü.
Sümmeye xanim salona geri döndü. Divan da oturan kaynanasinin yanına geçip oturdu. Elinde beyaz tesbihi ile içinden salâvat getiren kadın işini bitirdi ve duasını okuyup tesbihi alıp yanında duran sehpanın üstüne koydu.
" Kar iyi yağıyor," diyerek kenardan pencereye baktı. Ara ara hızlanıyor kısa süre sonra da serpistiriyirdu.
" Ere( evet) " diyen yaşlı kadın üstüne attığı kahverengi battaniye ye iyice sarıldı.
Salon kapısı yavaşça açılmış elindeki tepsi ile içeri güzel kızı Ceyda girmişti. Yavaş yavaş iki kadının yanına gelip kahveleri önlerine koydu. Babaannesinin ficanini sehpaya koyup mindere oturdu.
" Yâde." Annesine baktı kız. " Akşam için ne yemek yapalım," diyerek günlük rutin olan işini sordu.
Sümmeye xanim kaynanası Sultan xanima döndü. Aklında yemek varmı yokmu soracaktı.
Sultan xanim gelinine ve torununa baktı. En sevmediği şey ise buydu.
" Kafanıza göre taklin, benim aklımda yemek yok! Ben ne olursa yerim." Diyerek fincandan bir yudum içti.
" Ama babaanne, yapsak da bu sefer beğenmiyorsun!" Diyerek dudağını buzdu.
Sultan xanim torununa baktı. Aksi ve kızgın tonda sesini yükseltti.
" Eee, kızım sizde aynı şeyi yapıyorsunuz." Diyerek aksi ses ile konuştu. " Mumbar dolması yapın diyorum yok diyorsunuz."Ceyda gözlerini belerti. " Babanne, senin tansiyonun var. Mumbar zaten yağlı daha kötü oluyorsun sonra,"
Sümmeye xanim kızına hak verircesine baktı. " Ceyda doğruyu söylüyor jinap, geçen sefer tansiyonun tavan yapmıştı. Hem sana çok yağlı yemek yasak, doktor söyledi."
Sultan xanim hem gelinine hemde torununa baktı. " Yemin ediyorum, bu yaşlılıktan tadım tuzum kalmadı!" Diyerek sitem etti.
Ceyda gulememk için dudağını ısırıp önüne dönerken, sümmeye xanim ise kaynanasina döndü.
" Deme öyle jinap, hem daha torunlarının murvettini göreceksin." Diyerek kadına baktı.
Sultan xanim kafasını ağır ağır salladı. Gelini aslında doğruyu söylüyordu. Daha Egît, Sahran vardı. Ve en önemlisi ise Ceyda vardı.
Torunlarının murvettini görmeden ölmek istemiyordu kadın. Koluna taktiği dört burma bilezige baktı. Yıllar evvel ölen kayinbababsi takmıştı. Ne günlerdi. Kulağında ki altın küpe de kayınvalidesi takmıştı. Hepsinin de bir hatırası vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Gözyaşı
Teen FictionAşk, insanın canını yakan, ama her koşulda ise yanında olandı. Dilber Beyoğlu ise bu aşk denen girdaba düşmüş bir gül goncasi idi. İlk evliliğinde tövbe eden kadın hiç rast gelmediği bir sevda ateşine düştü. Egît Hekimoğlu ona asıl sevda ateşini ve...