Umut ışığı bir insana göründüğü an içindeki heyecan ise basamak basamak çıkar. Önemli olan ise umut gönlünden doğması ve inanamasidir.
Aşiret bireyleri Hekimoğlu konağına akın etmeilsrdi. Beyoğlu aşiretinden Ezberey Beyoğlu ve Yusuf Beyoğlu konağa gelmişlerdi.
Onları karşılayan ise Sultan Hekimoğlu ve oğlu Halil Hekimoğlu idi. İki kadın baş selamı verip ayak üstü sohbet etmeilsrdi.
Şark odasında oturan aşiretler ile birlikte sultan xanim ve Ezberey xanim içeri girmişti.. büyüklere saygıdan dolayı ayağa kalkmış selam vermişlerdi.
Egît her ne kadar girmek istese de babaannesi buna karşı çıkmıştı. Gelecek onlan cevabı ise topnaltidan sonra yapacaklardı.
Egît ve Sahran damada oturmuştu. Toplantı başlayalı çok olmuştu. Stres adamı büsbütün sarmıştı. Alnını kaşıyan adam bir an evvel haberin gelmesini bekliyordu.
O sırada ise tepsinin içinede kahve fincanı olan Ceyda ise yanlarına geldi. Fincanları tek tek önüne koyup bir şey isteyip istemediğini sordu. Egît bir şey istemiyordu, tek istediği şey çıkacak olan karardı.
" Ağabey, biraz sakin ol" diyerek fincandan bir yudum aldı. Egît dizleri titreme moduna girmişti.
" Olamıyorum, bir an evvel çıksın istiyorum!"
Egît kadar Sahran da merak ediyordu çıkacak olan kararı. Her ne kadar ağabeyine sakin ol desede o da baya bir heyecanlı ve gergindi.
Ne zaman geçmişti, nede saatler. Sanki iki kavram da durmak için vakit kollu yordu. Ne illet bir şeydi beklemek.
Derin nefes alan adam iki elini birbirine kapayıp alinina dayadı. Gözlerini kapağında Dilberi hayal etti. Bu eve gelin gelişi, beraber bir ömür geçirmesi herşeyi.
" Ağabey çıktılar!" Sahranin sesini duyan adam hızla kalktı. Adımların aşağıya verdi. Aşiret büyükleri tek tek merdivenleri inip gidiyordu.
Eğît'in gözleri babaannesini aradı. Acaba hâlâ odada miydi?
O esnada ise iki kadın ve babaları çıkmış konuşarak geliyorlardı. Egît nefesini tuttu ve yanlarına geldi.
Sultan xanim torununu görünce gulmesdi. " Bir şey mi diycektin kuremin?" Azda olsa torununu kivrandicakti.
Egît ise yapma der gibi baktı babaannesine, biliyordu ne için geldiğini.
" Babaanne!" Diyerek soldu.
Yaşlı kurt kadın elbette bilirdi ne yapacağını ama şimdi torununa haberi vermez ise bütün Urfa'yi ayağa kaldırırdi.
" Kayinbabanin elini öp!" Diyerek beklenen haberi verdi.
Eğît'in gözleri dolmuştu, olmuştu ise olmuştu. Hemen hakeret edip Yusuf Ağa'nın elini öpüp başına koydu. Dostance sarıldı damadına, çok şükür ki kızı bu adam ile mutlu olacaktı. Ümit ediyordu.
" Hayırlı olsun oğlum, dilerim hem kızım hemde sen mutlu olursunuz!" Diyerek güldü.
" İnşallah babam inşallah, söz veriyorum. Dilber benim yanımda asla ama asla uzulmeyeck!"
Bunun sözünü vermişti adama. Aşık olan ve sevdiğine uzun bir zamandan sonra kavuşan adam babasına bunun sözünü verdi.
Yusuf Ağa işi bittikten sonra Hekimoğlu konağından ayrılmıştı. Eve geldiğinde ise ailesi onu bekliyordu. Ayakkabısını indiren adam içeri girip salona geçti. Zöhre, Nurcan, önder ve Dilber adamı bekliyordu.
" Hayırlı olsun kızım, yakında Hekimoğlu aşiretin gelini olacaksın!" Dilber babasının yanına gelip sarıldı.
Şunda ne tür bir duygu içinde idi bilmiyordu. Tek bildiği şey ise Egîtin onu çok sevdiğini biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Gözyaşı
Teen FictionAşk, insanın canını yakan, ama her koşulda ise yanında olandı. Dilber Beyoğlu ise bu aşk denen girdaba düşmüş bir gül goncasi idi. İlk evliliğinde tövbe eden kadın hiç rast gelmediği bir sevda ateşine düştü. Egît Hekimoğlu ona asıl sevda ateşini ve...