* Giden gidiyordu, kimi acısını alıyordu, kimi de kalbinin yarısını alıp gidiyordu.... Yani gidiyordu..
***
Her koyun kendi bacağından asılırdi. İster suçlu ister suçsuz!
Bir oyunda boyleydi, bir ateş çemberi bu çemberde ise suçlu suçsuz kim varsa hepsi tek tek yargılandirdi.
Adil bir oyunda ise kimse kazanamazdi; Çünkü hiç kimse adil değildi.
Sabahın safaginda hazırlığını yapan Dilber valize kıyafetlerini koydu. Babaannesi onu köye götüreceğini söylemişti.
Ne gerek ne gerek değil ise tek tek koydu. Sanki yanlizgini bavula koyar gibi!
Vazilzini kapatan kadın aldığı gibi odadan çıktı. Canı bir şey istemediği için sadece veda etmek için ailesinin yanına geldi.
Kapının eşiğine koydu valizi.
Annesinin yanına geldi kadın, gözleri kan çanağına dönmüştü. Uyumadigi her halinden belliydi.
Annesine sarıldı. Ondan güç toplamak için, bir kızın en büyük gücü şüphesiz anneysidi.
" Dayê," diyerek boyunu kokladı. Cennet kokusu gibiydi annesi. " Hakkını helal et," diyerek iyice sarıldı.
Zöhre hanım kızının saçından bir tutam alıp burununa götürdü. Ağlamamak için dudağını ısırdı." Helal... Helal" çenesi titredi. Ne zordu ayrılık, " Helal olsun... Kecamin... Sen... Yeter ki... İyi ol.."
Acı annenin yüreğine dirhem dirhem nakil oldu. Bir feryat kadar aczidi kadın.
Annesinden ayrılan kadın zor bela gülümseyip kadına baktı. Elleri ile yanaklarını sildi.
" Yâde kendinize iyi bakın olur mu, babama söyle daha fazla ağlamasın." Diyerek kör ateşi ciğerine nüfus etti.
Zöhre hanım gülerek kızına baktı. Ne acıydı ki tamam diyememek, ne acıyıdi ki olur diyememek.
" Git kızım bizi düşünme," diyen kadın ha bayıldı ha bayılacak radeye gelmişti. " Git ki yüreğindeki acıları iyilestir, git ki acın acın ile dost olmasın,"
Dilber başını salladı. Böyle bir ailesi olması bile bir lutuftu.
Babasına bakamadi. Yanına geldip elini öpüp başına koydu.
Baba ne hâlde idiki. Baba kor ateşte yanıyordu. Baba bir çınar ağacı gibi yüreğindeki feryadı sustura miyordu?
" Allah benim omurumu sana versin kızım, dilerim," diyen adam sustu bir müddet, derin bir nefes aldı. Başına sanki kurşun yarası gibi bir ağrı girmişti. " Dilerim Allah'tan, sana çok güzel bir ömür versin"
Diycek bir kelime bulamadı. Dilber o an yer yarilsa da içine girse diye düşündü. Babasının ilk defa hüngür hüngür ağladıni gördü. Dilber acı ile güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Gözyaşı
Teen FictionAşk, insanın canını yakan, ama her koşulda ise yanında olandı. Dilber Beyoğlu ise bu aşk denen girdaba düşmüş bir gül goncasi idi. İlk evliliğinde tövbe eden kadın hiç rast gelmediği bir sevda ateşine düştü. Egît Hekimoğlu ona asıl sevda ateşini ve...