Bölüm-26

1.2K 83 51
                                    

Kirli çamaşırlar ayyuka altına çıkıyordu. Zaman artık daralıyor, işler gitgide sarpa sarıyordu.

Şevket Beyoğlu nihayet dönmüştü konağa arabadan inen adam eline aldığı valiz ile yavaşça bahçeden geçip içeri girdi.

Mutfaktan çıkan kardeşi Medine abisini görünce annesine hemen haber vermişti. Verdey hanım ayağa kalkıp oğlunun yanına geldi.

" Nihayet Şevket ağa!" Diyerek adama baktı.

Şevket annesi yanında görünce başını annesine taraf çevirdi. Sinirli olan annesi ona kızgın bir aslan gibi bakıyordu.

" Dayê," diyerek kendini açıklamak istese de annesinin onu dinlyecegini pek zanntemiyordu. O yüzden valizi alıp merdivenleri çıkarken annesinin sesini işti.

" Avşin iyi değil, bebeğin iyi değil!" Diyerek asıl haberi verdi.

Şevket omzunun üstünden baktı annesine, herşeyden haberi vardı. O yüzden şimdi dönmüştü.

Yönünü tekrar yukarı çevirip çıktı. Odasına doğru gitti. Kapıyı açıp içeri girdi. Banyodan sesler geliyordu. Valizi alıp yatağın üstüne koydu.

Fermuari açıp içini yavaş yavaş bosalti.

Banoyunun kapısı açılmış Avşin içeriden çıkmıştı.

Kocasının görür görmez şok oldu. Elinde kıyafetleri tek tek çıkarıyordu.

Buruk bir gülümseme peydah oldu dudağından, kısa zaman sonra gelmişti evine, geldiğinden bile haberi yoktu kadının.

Yavaş yavaş adamın yanına geldi. Kocası o yokmuş gibi davranıyordu. Yüzüne bakmadan kıyafetleri çıkarıyordu.

" Geldin!" Ses telleri titremisti kadının. " Burdasın!"

Adam kafasını kaldırıp karısına baktı. Gözleri bulaniklasmis ona bakıyordu.

" Evet, geldim!" Diye bildi adam yavaşça doğrulup kadına çevirdi gözlerini. " Artık burdayım!"

Avşin ağlamamak için cabalsada beceremdi. Göz yaşları tek tek akıyordu.

" Neden şimdi geldin, niye hiç aramadın, niye bizi sormadın!" Tek tek sıraladı.

" İşim vardı!" Diyen adama hayret içinde baktı. İşi vardı demek!

" Senin bizden önemli ne işin olabilir ki!" Diyerek iki üç adım geri gitti.
" Karşına da kör aptal biri var senin! İyi olmadığımızı sana telefon da aramak için aradım, ama sen" diyerek parmağı ile kocasını gösterdi.
" Ama sen açmadin, bilerek açmadin." İçindeki bütün acıları gösteriyordu. Kocası anlasın bilsin, neler çektiğini görsün istiyordu. Görür muydu orası muamma!

" Avşin bilerek isteyerek açmadım değil! İşim vardı bende açmadım."

Avşin kafasını salladı sağa sola. Bu kadar basiti yani evden öylece çekip gidecek, arayıp sormayacak, bebeğini bile aramaycak kadar işi vardı.

" Sen, sen gerçekten, benide bebegide hak etmiyorsun!" Diyerek bağırdı.

Bu eve niçin geldiğini bile unutamya başlamıştı. Bu ev ondan çocuk istemiş vermişti. Ama o sadece bunu değil kocasının ona değer vermesini de istiyordu.

" Ben sadece senden tek bir şey istiyorum tek bir şey" diyerek parmağı ile gösterdi. " Bana biraz olsun değer ver! Buna hakkım var. Beni bu şekilde değersiz bir varlık miş gibi gostermene dayanamıyorum artık!" Diyerek isyan etti.  

Şevket kadına baktı. Bana değer ver diyen kadına baktı. Karnında çocuğu varken, bu kadın dini nikahı altında iken.

Şevket derin bir nefes aldı. Bunların olacağını biliyordu. Eve gelmeden önce çok düşünmüştü. Sonuçta Avşin bu eve gelin gelmişti. Üstelik hamile idi.

Acının Gözyaşı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin