Bir sevda tohumu yüreğe düştüğü anda, filizlenip buyurdu. Ve bu filiz ise kocaman bir ağaç gibi oluşmaya başlardı.
Sahran içinde bu sevda tohumu yüreğine düşmüştü. Sevdaya ilk ağabeyi eve döndüğünde görmüş beğenmişti.
Sevda güzel bir kızdı. Güler yüzü, konuşma tarzı, sohbeti, yemekleri ile adamın sol yanına tahtını kurmuştu.
Sahran Hekimoğlu'unun sol yanı bir gül gibi çıkmış bu gül ise umut bahçesi gibi yesertmisti.
Egît gözlerini açtı. Sabah olmuştu, yataktan kalktığında ise banyodan sesler geliyordu. Dilber dün geceden beri üç dört defa kusmustu.
Yataktan kalkan adam kapının önüne geldi. Parmağı ile kapıyı çaldı.
" Dilber,"
Şifon sesini duyan adam kadını beklemeye başladı. Kısa süre sonra Dilber banyodan çıkmıştı. Yüzü kireç gibi olmuştu.
" Güzelim, iyimisin?" Eli ile kadının yanağına dokundu.
Dilber baya bir halsizdi. Dün akşam ne yedi ise kusup durmuştu. Ağzında ise acı bir tat vardı.
" İyiyim," dese de iyi değildi. Bu hamilelik kadını yoracaga benziyordu.
" Pek iyi değilsin ama, hastaneye mi gitsek?" Genç adam kadına baktı. Yüzü kireç gibiydi.
" Hayatım, doktor dedi ya bu aylar normal, kusmalar olabilir diye." Kocasına bakarak konuştu kadın.
Daha dün gitmişlerdi doktora. Doktor bebekte ve annede herhangi bir sorun yok dese de Egît korkuyordu. En ufak bir şey olsa hemen doktora gidelim diyordu.
Kocasının yanağını okşadı. " Hem daha ikinci aya yeni girdik, doktor hiç bir problem yok dedi." Kocasına bakarak konuşurken bile içindeki korkuyu bastırmaya calsiyrdu.
Elbette oda çok korkuyordu. Ama hamilelik dönemi hem ağır, hemde sancılı geçerdi.
" Dilber ödüm kopuyor ama, size bir şey olacak diye!" Mide bulantısı oldukça karısının beti benzi attıkça kötü oluyordu genç adam.
" Korkma artık, bak biz iyiyiz." Elini karınına koydu daha henüz belli olmayan karinini okşadı.
" Gitmen lazım, sonra Sahran efendi niye bu kadar geç kalıyorsun ağabey demesin."
Egît ise içinden homurdandı. " Onun da suyu kaynıyor,"
Artık Sahran için adım atilima vaktiydi. Biraz daha böyle devam ederse, Sahran direk halasının evini basıp sevdayı alıp kacrikcakti.
Dilber güldü. " Uğraşma onunla, o da artık evlenmek istiyor."
Egît bejerin üstünde duran ceketini alıp giyindi. Yaka kısımlarını düzeltirken kadına döndü.
" Evlenecek, fakat beklemeyi bilmiyor! Gecenin bir yarısı halam kapıya dayanmazsa iyi."
Dilber gulemye devam etti. Ki Egît doğruyu söylüyordu. Sahran ne kadar iyi bir adam ise bir o kadar da sabırsız biriydi.
Karısı ile vedalaşan adam evden çıkmıştı. Dilber ise odayı toplayıp odadan çıktı. Mide bulantısı geçese bile yemek yiyecek iştahı yoktu. O yüzden bir bardak su içse fena olmazdı.
Mutfağa giren kadın dolaptan çıkartıgi bardağı su ile doldurup kana kana içmişti. Su içmek iyi gelmişti kadına.
Mutfağa giren Ceyda yengesini gördü.
" Yenge kahvaltı etmeyecek misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Gözyaşı
Teen FictionAşk, insanın canını yakan, ama her koşulda ise yanında olandı. Dilber Beyoğlu ise bu aşk denen girdaba düşmüş bir gül goncasi idi. İlk evliliğinde tövbe eden kadın hiç rast gelmediği bir sevda ateşine düştü. Egît Hekimoğlu ona asıl sevda ateşini ve...