* Kuru sıkıymıs anladım bizim hikayemiz.
Bu mudur en kuvvetli darben.***
Odadan çıkan gelin aşağı indi. Ağlamaktan burunu tikanmisti. Kendini işe ne kadar verir ise o kadar iyiydi.
Tâbi bu kuması ile aynı ortamda olamyacak değildi.
Tamda dediği gibi olmuş mutfata işini halleden kadın kumasnin içeriye girmesi ile ona bakmadan devam etmişti.
Ne Avşin nede Dilber ikiside konuşmuyor sadece sessizlik içinde kendi işlerini yapıyorlardı. Avşin arada bir kadına bakıyor kendini işe verme çabasına sokuyordu.
Elindeki çaydanlığı alıp suyu doldurmuş ve ocağın altını yakmıştı. Çay Dilber için vazgeçilmezdi.
Dolaptan çıkardığı çay kutusunu kapağını açıp kaşık ile çayı koydu. Doldurduğu çaydanlığı güzelce yıkayıp süzdü. Alt suyu kaynamaya birkamisti.
Salondan sesler geliyordu. Eltileri ve gorumceleri icerdeydi. Birazdan hepsi çay için gelirdi.
" Ooo evin sultanı gelmiş." Medine kapının girişinde yengesinin ocağın başında gördü.
Dilber alayla güldü. " Unutulmuş um galiba!"
Cik ciklayarak yenegsinin yanına geldi. " Unutanin canı çıksın!"
Avşin bir köşede gelin- gorumceyi izledi. Sevgisini yengesine itinayla veriyordu. Onu niye görmüyordu peki?
" Medine bana tepsiyi verir misin?" Tezgaha kollarını vermiş fazla uzağında olamayan tepsiyi istiyordu.
Medine gözünü bayarak tepsiyi verdi. Avşin ise ona bakmayan ama tepisyi veren kıza baktı. Neden böyle yapıyordu? Onu neden görmezden geliyordu ki? Artık kadının canına tak etmişti.
" Bana niye böyle yapıyorsun Medine! " Dedi acıyla
İkiside aynı anda döndüler genç kıza gözlerden akan yaşı silmiyor onalra öfke ile bakıyordu.
" Geldiğimden beri bana afra tafra yapıyorsun! Yüzüme bakmiyrsun. Abin zaten benden nefert ederken sen sürekli laf edip duruyorsun!" Dedi can havli ile
" Nedir sizde ki bu kabullenmeme durumu Allah aşkına!"
" Hey orada dur!" Dedi Medine Avşin'in dibine girerek. " Ben kimseye afra tafra yapmıyorum bu bir. İkincisi ise ağabeyim ile aranda ne var bunu beni alakadar etmez!" Dedi bağırarak.
Onun ne haddine idi. Bu şekilde hesap sorması. Medine geldiğinden beri bir kez olsun hesap sormuş muydu ki o soruyordu. Kendini ne sanıyordu.
" Öyle mi! O yüzden sanki bu evde yokmuşum gibi davranıyorsun." Dedi Avşin sinirleri gerilmiş beynine kan gitmsiyrdu artık. Bu konak ona cehennem den farksızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Gözyaşı
Teen FictionAşk, insanın canını yakan, ama her koşulda ise yanında olandı. Dilber Beyoğlu ise bu aşk denen girdaba düşmüş bir gül goncasi idi. İlk evliliğinde tövbe eden kadın hiç rast gelmediği bir sevda ateşine düştü. Egît Hekimoğlu ona asıl sevda ateşini ve...