Hayat akışı olmayan, ama zaman kavramını da unutan bir yerdi. Bu dünyada kimse akıbetini bilemezdi. Nasıl yasacagmizi, nasıl öleceğimizi, nasıl bu dünyada sağlam kalacağımızı da...
Saniyeler, dakikalar, saatler, günler, haftalar, ve aylar birbiri ardına geçiyordu. İnsanlık değişiyor hayat yeni şeylere gebe kalıyordu.
Minicik ellerini beşiğin demirlerine koymuş, kafasını da kaldırmıştı. Göz ucuyla yatakta yatan anne ve babasına bakıyordu.
Önünde tavşan gibi çıkmış olan iki diş ile şirin mi şirin bir kız haline gelmişti.
Ağzının içinede anlaşılması zor mirilndanmlar çıkıyordu.
Dilber gözlerini açtığında kızının onları izlediğini gördü. Minik kızı bugün erkenci idi. Yataktan kalkıp, kızının beşiğine doğru geldi.
Annesini gören Asi hafifçe gülümsedi.
" Sen öyle gülme." Koltuk altından tutup kızını kucağına aldı. Minik kızı annesnin kucağında debenliyordu.
" Hadi babayı uyandiralim." Yatağa giren ikili ile kızını yatağın ortasına bırakmış, kızı ise yavaş yavaş babasının yanına gelmişti.
Minik elleri ile babasının kirli sakalına hafif hafif vuruyordu.
" Bıba." Dilber bu sözüne kahkalar atmıştı. " Bıba," Asi tekrar babasının yanağına vurdu.
Egît gözlerini açması ile o muhteşem görüntü ile yeni güne uyanmsiti.
" Güzel kızım, bıba değil baba. Hadi söyle baba," kızına bakmıştı bakmasına ama, Asi annesine bakıp babasına dönmüş " Bıba," demişti.
Dilber elini karınına atmış gülmekten yarilmisti. Kızı yine yapmıştı yapacağını, sekizinci ayda başlamıştı konuşmaya, ilk konuşması ise Düt olmuştu.
" Anni,"
" Efendim anneciğim,"
" Düt." Diye dudağını buzmustu.
" Kızım düt, değil süt o süt!" Egît kızının yanlış sözlerini bir çevirmen gibi çevirse de kızı bundan yana değildi.
" Düt," diye babasına döndü.
Dilber yataktan kalkmış, üzerine hırkasını giymişti.
" Egît, sen kıza bak ben süt yapıp geliyorum."
Terliklerini giyip odadan hızla çıktı. Merdivenleri inerken de esneyip duruyordu.
Mutfağa giren kadın dolaptan kızının birberonunu çıkarıp güzelce yıkayıp sütünü hazırlamıştı. Sütünü yavaş Çalkayan kadın mutfkatan çıktı.
Odaya girip kızın yanına gelmiş, Egît ise Dilber gelince de banyoya girmişti. Kızı sütünü görünce gülmüş, kızını kucağına alıp yavaş icemsini izlemişti.
Kızı sütünü içerken, Dilber kızına bakıyordu. Kızı bir yaşına girmişti bile, zaman ne çabuk geçiyordu böyle. Herşey göz açıp kapayıncaya kadar sanki bir yıl değilde bir ömür geçiyordu.
Kızını doyurmus, üstünü ve altını değiştirip, kocasını beklemişti. Egît banoydan çıkınca, kendisi de hazırlığını yapmıştı.
Beraber aşağı inmişti.
" Rojbas Sevda,"
" Rojbas Dilber,"
Kadın yavaş yavaş Dilberin yanına gelmişti.
" Bugün mü randevun?"
Sevda başını salladı. " Evet bugün, inşallah cinayeti öğreniriz."
" İnşallah,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Gözyaşı
Teen FictionAşk, insanın canını yakan, ama her koşulda ise yanında olandı. Dilber Beyoğlu ise bu aşk denen girdaba düşmüş bir gül goncasi idi. İlk evliliğinde tövbe eden kadın hiç rast gelmediği bir sevda ateşine düştü. Egît Hekimoğlu ona asıl sevda ateşini ve...