* Dağı dağ üstüne koy, toprak toprak üstüne koy ama kurulan bir evliliğin üstüne, başka bir yuva koyma....
***
İnsanoğlu en büyük yanlışı şüphesiz; iyilik, merhamet dilenmeysydi. Hele ki evlendiğin insanla severek değil de bir amaç için evlendiysen...
Avşin de aynı hattaya düşmüştü. Kuma geldiği günden beri kocası tarafından sevilmiyor değer dâhi görmüyordu. Evet bunları biliyordu ama bir kadın olarak da zoruna giden de vardı.
Nerdeyse bu konağa adım atali iki gün olmuş lakin bir an olsun yüzüne dâhi bakmamıştı. Avşin düşündü. Nasıl olacaktı? Nasıl geçecekti günler? Ya hamile kaldığında o zamanda mı böyle olacaktı?
Yataktan kalktı. Yanı boş oda bomboştu. Dün gece kocası için belki gelir umudu ile hazırlanmış, ancak pekte kendisine değer vermeyen kocası odaya girmemişti.
Dün gece ilk defa kendi yalnızlığı ile yüzleşti. Bu kadar kıymetli olamadığını bilmek ve sadece yaşamak, Cidden zordu.
Banyoya geçip musluğu açtı. Avuç içi ile doldurduğu suyu yüzüne bir kaç kez çarptı. Kendine gelmesi şarttı. Bir iki gün içinde ailesi gelecekti.
Âdet gereği gelin kocasının evine gittikten bir kaç gün sonra aile kızının yanına gelir. Kızını görür ailesi ile durumu nasıl diye bakardı.
Dua etti sadece belki mutlu olamayacaktı ama kendi bedeninde bir can taşıyacaktı.
Bu aileye istediği o çocuğu nasip ise verecekti.
Daha fazla durmadan üstünü giyinip aşağı indi. Mutfakta hummalı bir çalışma vardı.
" Hayat çaya bakarmisin?" Diyen Rojda hazırladığı tabakları tepsiye dizmek ile meşgul idi.
İçeriye adım attı. Hepsi kahvaltı sofrası hazırlıyordu.
" Rojbas" gulen yüzü ile içeri girdi.
Rojda arkasını dönüp genç kıza baktı.
" Rojbas," diyerek gulmesdi.
Allah'a şükür ki eltileri ona karşı iyi davranıyor, onun üzerine gitmiyordu. Bir yandan da kendini şanslı sayıyordu.
Kahvaltılık malzemeler tepsiye yerini almıştı. Örgü peyniri, zeytin, reçel, çiftlikten gelen reçel ve yoğurt hepsi taptazeydi.
Evin hizmetisi olan Hatice hanım hazır olan tepsiyi alıp erkeklerin bulunduğu odaya götürdü. Diğer kadınlar da hepsi birlikte kendi odasına geçmişti.
" Avşin yenge, yâde Verdey seni odasına çağırıyor!" Çalışan kadınlardan biri mutfağa girerek söyledi.
Avşin elini kurulayip mutfaktan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Gözyaşı
Novela JuvenilAşk, insanın canını yakan, ama her koşulda ise yanında olandı. Dilber Beyoğlu ise bu aşk denen girdaba düşmüş bir gül goncasi idi. İlk evliliğinde tövbe eden kadın hiç rast gelmediği bir sevda ateşine düştü. Egît Hekimoğlu ona asıl sevda ateşini ve...