Bir kız çocuğu dünyaya getirmek ve o kız çocuğuna hayatı boyunca değer verip doğruyu yanlışı, ahlakı, sevgiyi merhameti vermek anne baba için çok önemli bir roldu.
Tıpkı Egît Hekimoğlu gibi hep istemişti bunu sevdiği kadından bir kızı olsun, onunla büyümek onunla gelişmek kadar güzel bir şey yoktu bu hayatta.
Dilberin doğumuna nerdeyse iki hatfa vardı. Ağrıları ve sancıları oluyordu. Egît geceleri uyumuyor karısına destek çıkıyordu.
Elbisesini giymiş olan Dilber tülbentini duzlenyip saçına taktı. Egît banyidadyi. Banyoya girmeden önce beni bekle bir yere ayrılma demişti. Dilberde hazırlığını yapmış bejere oturmuştu.
Karını burununda olan kadın bu aralar nefes darlığı çekiyor gibiydi. Bebeğinin bir an önce dogamsini istiyordu. Yoksa bu gidişle nefes dâhi alamaycakti.
Banyo kapısı açılmış Egît çıkmıştı. Karısının hazır ettiği kıyafetleri giymişti. İşini hal eden adam karısının yanına geldi.
Dilber kocasına baktı. Elinde kırmızı uzun bir kutu vardı.
" Bu ne?" Oturduğu yerden destek alıp kalkacağı yerde Egît kalkmasına izin vermedi. Kendisi yanına çömeldi.
" Bunu bize aldım." Kutuyu karısına uzattı. Dilber kutuyu eline almış yavaşça kapağını açmıştı.
Büyük yazılar ile Dünyamın en güzel annesi yazılı ve karşılıklı iki kalp olan ve kalbin içinde Asi ve Dilber yazılıydı. Güzel hoş bileklik Dilberin çok hoşuna gitmişti.
" Sen Asimin annesisin Dilber," Dilber dünyadan kopmuştu. Bu çok güzel hediyedi. Göz yaşları yavaş yuvasından çıkarken Dilber kafasını kaldırıp kocasına baktı.
" Sen bunu ne ara yaptırdın," göz yaşları arasında baktı kocasına, o kadar güzel hediyedi ki anltilmazdi.
" Sen bana kusken, senin kalbini çok kırdım Dilber. Sen benim kızıma hamileyken ben seni dinlemedim,"
Derin soluk alan adam, karısına baktı.
" Biz o gece, yani Dilara ile senin hakkında konuşuyorduk. Dilara bana Dilber çok güzel kadın, çok şanslısın dilerim çok mutlu olursun demişti. Sonra doğan yeğenini anlatı. Bebeğin çok güzel olduğunu falan kucağına alırken ki o heyecanını anlatı." Yeşil harleri ile kadına baktı. " Kuzenim bana bebeği anlatırken, bende o an seni ve bebeğimizi hayal ettim, hastanede iken bebeğin tekme attığında yanına gelemye cesaret edemedim Dilber."Dilber ne diyeceğini bilemedi. O kız yüzünden az daha bebeğini kaybedecekti. O odada bebeği tekme attığında o kadar mutlu olmuştu ki içindeki o mutluluk ilk defa kelebek gibi içinde kanat cirpmisti.
" O kız, o kız çok yalancı biri. Misafir odasınada senin onunla nasıl ilglinedlgini nasıl davrandığını, ballandıra ballandıra anlatı." Kaşları sinir ile catilan kadın sanki o ana geri dönmüştü. " Kan beynime sıçradı Egît, kimse hiç kimse kocam hakkında asla böyle konuşamaz!"
" Biliyorum güzelim, özür dilerim!" Ve devam etti. " Bende seni o şerefsiz ile görünce kan beynime sıçradı. Onun bana yaptığı kotulukler yenilir yutulur değil!" O adamın yaptığı hatalar hiç bir zaman af edilecek değildi. Arkadaşının sevdiği kadını kendine almıştı, yetmemiş üzerine kuma getirmişti. " O yüzden beni affet, Dilber, ne seni nede bebeğimi kaybetmek istemiyorum güzelim, affet beni." Dilber kocasına baktı.
Haftalardır iyi değildi. Yakınlaşmak istiyordu fakat sırf Dilber kızgın diye yanasmiyirdu. Yavaşça eğilip kocasının dudağına minik bir buse indirdi. Bu seni affettim demekti. O sırada karınına ani bir sancı girmişti ki Dilberden bir inleme sesi geldi. "Dilber iyimsin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Gözyaşı
Teen FictionAşk, insanın canını yakan, ama her koşulda ise yanında olandı. Dilber Beyoğlu ise bu aşk denen girdaba düşmüş bir gül goncasi idi. İlk evliliğinde tövbe eden kadın hiç rast gelmediği bir sevda ateşine düştü. Egît Hekimoğlu ona asıl sevda ateşini ve...