///Seoul, Kore///
"Olmuyor."
Jimin, söylemeyi bırakıp nefes alış verişlerini düzene sokmaya çalışırken, Suga da bilgisayarı kapatmış şakaklarını ovalıyordu. Şarkıya başta hevesle başlamışlardı ama işler bekledikleri gibi gitmiyordu. Şu an istedikleri notalara tam anlamıyla çıkamıyorlardı.
Jin, Jimin'e su şişesini uzattı. "Senin suçun değil, biraz dinlen."
Bunun üzerine Taehyung duygusuz bir kahkaha attığında, oda tekrar sessizliğe büründü ama bu pek de hayra alamet olan bir sessizlik değildi. "Hyung, hepimiz kimin yüzünden bu kadar zorlandığımızı biliyoruz."
"Tae-" Namjoon, onu yatıştırmak istemişti ama genç oğlan hala nefesini düzene oturtmaya çalışan Jimin'e bakıp birden ayağa kalktı. "O tek başına yapamaz! Burda ne Jin Hyung, ne Jimin, ne de ben onun boşluğunu doldurabiliriz!"
"Üzgünüm, deniyorum... Yapabilirim, yeteri kadar egzersiz yapt-"
"Jimin!" Taehyung bu sefer daha yüksek perdeden konuşuyordu. "Kes artık! Kendini fazla zorlamıyor musun!"
"Ne yapalım o zaman?" Jimin, su şişesini bi kenara fırlatıp genç oğlana doğru yürümeye başladı. "Bırakalım mı? O olmadan da yapabiliriz, o olmadan da yapmalıyız, o olmadan da yapmak zorundayız!"
"Hiç bir şey yapmak zorunda değiliz."
"Çocuklar..." Konuşan Hoseok'tu ama Taehyung birikmiş öfkesinden dolayı şu an onu dinleyecek pozisyonda bile değildi. "Gerildiniz, biraz dinl-"
"Kimse böyle zorlanmak zorunda değil," diye tekrar sözlerini yineleyen Taehyung'un sesi bu sefer ciddi bir tondaydı. "Bu size zarar veriyor."
Ardından sırt çantasını alıp çıkmadan önce, mikrofonların olduğu masaya öfkeyle bir tekme savurup, "Böyle olmasından nefret ediyorum," diyerek dişlerinin arasından fısıldadı. "Nefret ediyorum."
