69

5.6K 483 138
                                        

Jungkook, abisinin evinin New York'ta olmasına rağmen -en azından aynı şehirdelerdi- kendisine olabilecek en uzak eyalette bulunduğunun farkındaydı fakat yolun bu kadar uzun sürmesi onu fazlasıyla germişti.

Aslında hayır, arabaya bindikten sonraki ilk 15-20 dakikalık zaman diliminde sakindi sadece. Sonra kafasını dağıtacak bir şeyler bulamadığından, otomatik olarak camdan ruh halinin aksine oldukça canlı şehri izlemeye başlamış ve zihninin uçak biletiyle, Bangtan ve Seo Rin'le dolup taşmasına izin vermişti.

Tam olarak bu, ona feci şekilde zarar veriyordu işte.

Bu yüzden agresifleşmiş, çözümü de beraber geçirdikleri ilk yarım saatin ardından orta yaşlı şöföre sarmakta bulmuştu. Haksız sayılmazdı, aptal bir turist bile fazlaca dolandıklarını anlardı.

"Acaba akşama orada olabilir miyiz?" Jungkook, şöförün dikiz aynasında görüş açısına girdiğinden emin olduktan sonra sahte bir şekilde öksürüp boğazını temizledi. "Buraları çok sevmiş gibisiniz?"

"Anlamadım, efendim?"

"DİYORUM Kİ AYNI MEYDANIN ÖNÜNDEN ÜÇÜNCÜ GEÇİŞİMİZ BU!" Genç oğlan, aniden yükselen sesiyle şöförü ürkütmüş olmalıydı ki, bir anlık şaşkınlıkla direksiyon hakimiyetini kaybeden adam arabanın sarsılmasına neden olmuştu. "NEDEN DOĞRUCA GİDECEĞİMİZ YERE YÖNELİP BİRAZ HIZLANMIYORUZ?"

"Ah... Kusura bakmayın, trafiğe girmemek için-"

"BEN DE BU ÜLKEYE GELMEMEK İÇİN AYNEN BÖYLE DOLANDIM AMA İŞTE BURADAYIM! GİR ŞU TRAFİĞE, BAŞKA YOL YOK İŞTE!" Jungkook, acısını hiç bir suçu günahı olmayan bir adamdan çıkarıyor olduğunun farkında değildi ama hayatını daha fazla bu gerginlikle sürdürmek istemiyordu. Zaten sinirli olduğu zaman aksanını tamamen kaydırıp araya Korece kelimeler sıkıştırdığından adamın kendisini anlamayacağını biliyordu; sadece deli bir Jeon damgası yerdi belki, o kadar. "HER ZAMAN KESTİRME BİR YOLUN OLDUĞU YALAN! TAMAMEN YALAN, DUYDUĞUM EN BÜYÜK YALAN! KÖTÜ İNSANLARDAN KAÇAMADIĞIN GİBİ TRAFİKTEN DE KAÇAMAZSIN VE-"

"Bay Jungkook..." Şöför suratında anlamsız bir zafer ifadesiyle en son girdiği ara sokaktan boş bir yola çıkınca arkalarında bıraktıkları trafiği ve şehrin yoğunluğunu işaret etti. "Bir yol bulduk işte."

"HİÇ BİR ŞEY BULDUĞUN-"

"Eve varmamız çok sürmez."

"AMA-"

"TANRI AŞKINA, YOLU BULDUK İŞTE! DERDİNİZ NE?" Şöförün sabırsız çıkışı Jungkook'u şaşırtırken, genç oğlan birden gülmeye başladı. Uzun süredir gülmediği kadar gülmüş, kahkahalarının adamı korkutmasına izin vermişti. Bu, alt üst olan dünyasının en uç tepkilerinden biriydi. "...Bay Jungkook?"

"Sen... Sen az önce..." Gözünden gülmekten dolayı gelmekte olan yaşları, onlar kendi kendine bazı acılara çağrışım yapmadan sildi. "Bana bağırdın mı?"

Orta yaşlı adam, belli ki tedirgin olmuştu ki, direksiyonu elleriyle sıkı sıkı kavramaya başladı. "H-hayır. Size bağırmadım, kesinlikle bağırm-"

"Sorun değil," diyen Jungkook, "Keşke bağırmaya devam etseydin," diye de devam etti. "Hatta beni şu an arabadan aşağı at. Ya da... Karşı yola falan mı geçsen..."

Jungkook'u eve bıraktıktan sonra, kesinlikle Jeon'lar için çalışmayı bırakarak istifa edeceğini zihninin bir köşesine not eden adam hafifçe hızlanıp, bu yolun hemen bitmesinin ikisi için de daha iyi olacağı kanaatine vardı. "Siz... İyi misiniz?"

"İyi miyim? İyiyim tabi, neden iyi olmayayım?" Jungkook tekrar -bu sefer Tanrı'ya şükür daha normal bir sürede sonlandırmıştı- histerik bir kahkaha atıp, "Bir saniye izin verir misin?" diye korkutucu bir sakinlikte sordu. "Yapmam gereken bir şey var."

bangtan || jeon jung kookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin