51

5.3K 512 73
                                    

Bugün güzel başlamıştı. Bugün yemin ederim ki güzel başlamıştı.

Matematik sınavım hiç fena geçmemişti ve benim çalıştırdığım Jungkook benden bile yüksek alacak gibi duruyordu. Bunu bir süre kıskansam da Hye Shin'in mutlu olmasıyla bu hissi kovalamıştım. Dae Hyun, Choi Seul Hae ile kavga etmişti -kabul, çok komiklerdi- ve Seul Hae sinirden sesi titreyerek kızlar tuvaletine gitmişti. Bu sebepsizce beni neşeli bir ruh haline bürürken, Hyun Bi ve Tae Hyung'un okul çıkışı sinemaya gideceğini öğrenmiştim. Ne ara filmler hakkında konuşmuş, ne ara bunu ayarlamışlardı haberim yoktu fakat Hyun Bi çok mutluydu.

Tae Hyung'a güveniyordum, onu üzecek bir şey yapmazdı. Fakat her şey tozpembe değildi malesef, eğer Tae Hyung, Hyun Bi'nin duygularına karşılık vermeyecek olsa bile... Onu kırmazdı. Bunu biliyordum.

Fakat konumuz bu değil.

Şu an B.A.P ve BTS'in kavgasının ortasında çırpınıyordum. Hem de tek başıma. Hyun Bi ve Hye Shin burada değillerdi. Ben neden buradaydım, gerçekten neden bir kaç dakikalığına yalnız kalmak için buraya çıkıp da onları görmüştüm, bilmiyordum.

"Ya ya ya neden sinirleniyorsun ki?" Hemen hızlı adımlarla gidip Yong Guk'u göğsünden hafifçe geri ittim. Birbirlerine girmelerine az kalmıştı ve çatı katında olduğumuz için kimsenin ruhu duymazdı. Gergince güldüm. "Paylaşamadığınız şey sadece bir sahne-"

"Sadece bir sahne mi?" Beni taklit eden Jimin'di. "Bu gösteriyi yapmaya sadece bir kez izin var ve onu size veremeyiz!"

Lanet olası bahar festivalleri.

"Yah, bu okula siz sonradan geldiniz, farkında mısınız?" Konuşan Him Chan'a karşı panikle başımı iki yanıma salladım. "Tabiki de sahneyi biz alacağız!"

"Neden bunu sakin sakin konuşmuyoruz?" diye öne atıldım ama sesim onlarınkilere göre fazla zayıf kalmıştı. "İki grubun da çok fazla fanı var-"

"ONLARIN FANI FALAN YOK!" Hepsi bunu daha önce çalışmışlar gibi bir anda bağırınca gerilmiştim ama gülerek bunu kamufle etmeye çalıştım.

"Siz gerçekten..." Zaman kazanmak için kendimi daha da zorlayıp biraz daha güldükten sonra ciddi bir ruh haline bürünerek ekledim. "Ben bir çözüm yolu buldum."

Nihayet hepsi bana odaklanabilmişti. "Neymiş o?"

Tae Hyung'un sorusu üzerine boğazımı temizleyip Young Jae'nin de BTS'e zarar verecek mesafede olmadığından emin olduktan sonra omuzlarımı dikleştirdim. "Bırakın sahneyi kimin alacağını öğrenciler belirlesin."

Derin ve ürkütücü bir sessizlik oluşmuştu ama beklediğim soru benim zeka fışkıran öğrencim Jeon Jungkook'tan gelmişti. "Nasıl yani?"

"Şöyle ki..." diye açıklama yapmaya giriştim. "Okul çapında kimin sahnede olması gerektiğiyle ilgili bir anket yapalım. Bırakın onlar sizi seçsin. Hem böylece siz de, dinleyici olacak öğrenciler de memnuniyetsiz kalmaz."

"Olmaz," diyerek yüzünü buruşturan Dae Hyun'a ortamı tekrar kızıştıracağı için tekme atmak istemiştim ama Nam Joon benim yerime cevap vermiş gibiydi.

"Ne o?" diyerek güldüğünde en azından BTS'in liderini kendi tarafıma çektiğim için rahatlamıştım. "Fanlarınıza güvenmiyor musunuz yoksa?"

Gerçekten düşünmekten, bir cevap aramaktan kafayı yemek üzereydim. Geçen haftalarda birbirleri için izbandut gibi adamları durduran, onlara karşı çıkan; birbirlerini zor zamanlarında yalnız bırakmayan iki grup, nasıl olur da aynı zamanda bu derece düşman olabilirdi?

"Sizin için söylemiştim aslında," diyerek durumu kurtarmaya çalıştı Dae Hyun. "Anket sonuçlarında çok az sevildiğinizi görünce üzülmeyin olur mu?"

"Hayal kırıklığına uğradığınızda yine de çalışmaya devam edin, olur mu?" diye aynı şekilde cevap verdi Nam Joon. "Ne yaparsanız yapın, her zaman bizim gölgemizde kalacaksınız. En azından bunun için çabalayın."

"YAH SEN-"

"Hey, hey hey!" Hemen Dae Hyun'u tutup olağanüstü bir çabayla geri çekerken hala buraya kimsenin gelmemiş olması beni yıpratıyordu. "Sakin ol, sakin. Gerçeği anket sonuçlarında göreceğiz."

"Anketi kim düzenleyecek peki?" Hoseok'un sorusu üzerine rahatlayıp iki grubun tam ortasına geçtim.

"Ben." Tabiki tatmin olmamışlardı. "Ve her iki gruptan bir kişi. Böylece adil bir şekilde anketi düzenleyebiliriz."

"B.A.P'den Zelo'yu veriyoruz." Yong Guk, ikna kabiliyeti en güçlü üyeyi öne sürdüğünde Zelo'yu da yanıma çektim ve BTS'e döndüm.

"Adil olması için..." diyerek yutkundum, üzerimdeki bakışlar hiç de neşeli değildi. "BTS'in de maknae'sini almalıyız."

"Kabul." Suga, Jungkook'u da benim yanıma gönderdi. Eh, Jungkook tek başına olayları sayesinde yeterince popülerdi ve fısıldaşmalarını duyduğum istisnasız her kız grubu onun tehlikeli ama bir o kadar da havalı olduğunu söylüyordu. Jungkook'a ölüp biten bir kesim de vardı tabi, onları mümkün olduğunca görmezden geliyordum.

"Peki öyleyse!" dedim ellerimi birleştirerek. "Bu hafta sınav haftası olduğu için hiç biriniz, ama hiç biriniz anket veya sahneyle ilgilenmeyeceksiniz. Anlaşıldı mı?"

Tae Hyung, Jimin, Dae Hyun ve Him Chan itiraz ederken kendimi iyice Hye Shin gibi hissetmiştim ama düşük not alırlarsa sınıf tekrar durumları olabilirdi, bunu gerçekten istemiyordum.

"Sonuç olarak-"

"Anketleri hazırlayacağımız zaman haber ver." Jungkook buz gibi ses tonuyla araya girdiğinde donakaldım. Canı bir şeye mi sıkkındı? "Sonra görüşürüz."

Ardından aynı donuk bakışlarla arkasını dönüp kapıya doğru ilerlediğinde onun peşinden giden tek kişi Tae Hyung'du. Yavaş yavaş B.A.P'de ortamdan ayrılırken şimdi sadece 6 kişi kalmıştık.

"Onun... Nesi var?" diye kısık sesle sorduğumda, Nam Joon korkuluklara yaslanıp şakaklarını ovalayarak, "Buraya gelmeden bir kaç dakika önce abisinin Amerika'ya geri döndüğünü öğrendi," diye açıkladı. "Haber vermediği için sinirlendi ve biliyorsun... Abisiyle yeni barışmıştı."

"Tekrar kavga ettiler." Jimin son noktayı koyup derin bir nefes aldı. "Artık sadece bu günlerin geçmesini istiyorum."

"Jungkook da çok yoruldu. Artık ufak bir meseleyi bile kaldıramıyor." Jin, başını iki yanına salladı. "Tae Hyung onunla yalnız ilgilenmek istediğini söyledi. Biliyorsun, Jungkook ona her şeyi anlatır."

Anladığımı belirtircesine mırıldandım ve sonra sözü Jimin devraldı.

"Biz yanına sonra gideceğiz ama..." Bir an duraksadı ama sonra devam ederken sesi çok netti. "Sen de ona iyi geliyorsun. Bunu senden isteyemeyiz ama... Onunla ilgilenir misin?"

~

Aslında pek içime sinen bir bölüm olmadı ama umarım beğenmişsinizdir ^^ Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, sizi seviyorum~

bangtan || jeon jung kookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin