"Jungkook... O sanırım gelmeyecek."
Namjoon, duvarda asılı olan saate bakarak nefesini verdi, saat akşam 7'yi gösteriyordu. Dün gece 11 gibi hastaneden çıkış yapmışlar ve direk eve gelmişlerdi. Jungkook, iyi hissetmiyor olmasına rağmen abisini beklediği için uyumamış, tüm gün evin içinde bir oraya bir buraya dolanıp durmuştu.
Tae Hyung, eve uğramayanlardan biriydi. Üyeler, Jungkook'un her soruşunda onu sahte bir bahaneyle geçiştiriyor, anı kurtarıyolardı. Bunun yanında Hye Shin Noona'ları Suga'yla tartıştıkları için sadece kısa bir süre evde durmuş, daha sonrasında halledecek işleri olduğunu söyleyip evden ayrılmıştı.
Seo Rin'se, Jimin'le ara sıra mesajlaşarak Jungkook'un durumunu öğreniyor ama henüz işler karmakarışık olduğundan ortaya çıkıp Jungkook'u ikinci bir şok içine sokmaktan çekiniyordu.
Biraz korkuyordu.
"Ondan ilk defa bu kadar ciddi ve kolay bir şey istiyorum," diyerek nihayet konuştu Jungkook. "Çok kolay. Buraya gelmesi çok kolay. Gelmesi gerekiyor, şimdiye kadar gelm-"
"Biraz dinlenmen gerekmiyor mu?" Jimin, gelmeyecek bir kişiyi beklediklerinin çoktan farkına varmıştı. "Bugün cumartesi, yarın için enerjik olmalısın, değil mi?"
Jungkook kafasını iki yanına sallayıp çözülen ayakkabı bağcıklarını bağlamak için eğildi. "Dinlenmesi gereken sizsiniz."
"Bize ne zaman anlatacaksın?" Jin bile sesindeki öfkeyi kontrol altında tutamamış, sabırsızlığını saklayamamıştı. "2 gündür susuyorsun."
"Zamanı gelecek." Jungkook'un keskin, net ve olgun sesi odayı doldurduğunda Hoseok bile kalkıp bir şey söylemedi.
Hepsi birer kez daha genç oğlanın kısa sürede ne kadar büyüdüğüne şahit oluyorlardı. Hareketleri, konuşmaları, ciddiyeti... Evet, Jungkook'un kendisi dışında kalanların bilmedikleri ciddi bir şeyler dönüyor olabilirdi ama tanıdıkları Jeon Jungkook böylesine soğuk davranmazdı.
Jin tekrar sordu. "Seni bu hale getirenlerin bile kim olduğunu söylemeyecek misin? Abinle neden bu kadar çok görüşmek istiyorsun? Tanrım, aylardır yoksun! Tek bir kelime söyle!"
Jungkook, kanepeye gelişigüzel atılmış ceketini giyerken nereden geldiğini anlamadığı bir cesaretle beynini kemiren o soruyu sordu. "Siz bana Tae Hyung'un neden burada olmadığını söyleyecek misiniz?"
"Yah, maknae! Bu aynı şey değil!" Namjoon'un sesi odada yayıldığında, genç oğlan da olmak üzere herkesin bakışları ona döndü.
"Maknae," diye fısıldadı Jungkook. Kızdıklarında kendisine böyle seslenişlerini nasıl da özlemişti.
Namjoon, durumu farkedip bitkin bir şekilde nefesini vererek uzun parmaklarıyla başını ovaladı. "Tuhaf hissetmeni gerektiren hiç bir şey yok. Biz hala Bangtan'ız."
Jungkook hepsine teker teker minnetle baktıktan sonra buruk bir şekilde ilk defa gülümsedi. Biz hala Bangtan'ız.
Ardından, "Ben... Çok üzgünüm," diyerek başını iki yanına sallayan genç oğlan kapıya yöneldi. "Gitmem gerekiyor."
"Abinin yanına mı gidiyorsun?" Suga, bağırdığında, bu sefer onu sakinleştirecek bir Hye Shin'in olmayışı da canını yakmıştı.
"Ne halt dönüyor, bilmiyorum ama artık kaçma Jungkook." Jin, ona doğru yürüdüğünde, kendini çok nadir gösteren öfkesini bastırmakta zorlanıyordu. "Artık kaçma."
Aldığı yanıt, yoğun duygulara sahip bir çift kızarık bakışlardan başka bir şey değildi. Sonrasında Jungkook'un uzaklaşan ayak sesleri ve onun ardından rüzgarın şiddetiyle sertçe kapanan kapı, bir şeylerin yoluna girmekten daha çok asfaltı kazıyarak yolu mahvetmeye başladığının habercisiydi, ama alternatif bir yol vardı, her zaman olurdu. Şimdi de olmalıydı... Değil mi?
"Lanet olsun."
~~~~~~~~~~
Ve bölüm sonu!
LÜTFEN OKUYUN!
Aşırı aşırı kısa bir bölüm oldu, farkındayım, üzgünüm~~ Sadece uzun zamandır yeni bölüm yazmadığımın farkındaydım ve sizi daha fazla bekletmemek adına böyle bir şey yapmaya karar verdim, iyi mi kötü mü olduğuna siz karar verin >< Bunu en kısa zamanda telafi edeceğim T.T
Ve bir de, acaba yeni bir fic yayınlasam~ değişik, farklı bir konusu olan, ana karakterin çoğunlukla Jimin -ve tabiki vazgeçemeyeceğim Bangtan- olduğu? Uzun zamandır kafamda düzene sokmaya çalıştığım bir kurgu mevcut ~ Haberiniz olsun istedim kkk
Bangtan'a olan ilginiz her zaman beni mutlu etti, 4K'ya yaklaşmışız meselaa~ Hepinize çok teşekkür ederim!
Kendinize iyi bakın, görüşmek üzere ♡