Aldığım nefesi uzun süredir tuttuğum için göğsümün sancıdığını hissettim. Bu kadar senedir benden sakladıkları büyük sır neydi? Peşimizde birileri mi vardı? Yoksa bahsettikleri geçmişte kalan aileleri miydi? Ne demek soyadımız bile aynı değil? Hayatımız bir yalan mıydı?
Aklımda bir sürü soru dolaşırken, kulaklarımın işittiklerini beynimin algılaması için kendimi zorladım.
Annemin tepkisiyle karşılaştırılınca babamın öfkeli ama bir o kadar da kendinden emin ses tonu beni şaşırtmıştı. Sessiz olmasını umduğum bir şekilde yutkundum.
"Kızın senin ve ailene özgü iri, çimen yeşili gözlerini almış, benzerlik anlaşılacak diye ödüm kopuyor."
"Lütfen konuyu kapat artık Nuray."
Başka bir şey konuşmadıkları bir dakika boyunca duyduklarımı parça parça zihnimde birleştirmeye çalıştım. Arkasına saklandığım duvara titreyen bedenimle yaslanıp gözlerimi kapattığımda, yine annemin sesini duydum. "Burhan'a güvenebilir miyiz?"
Burhan da kim diye düşünürken, aradığım cevabı babamdan duydum. O anda bütün tüylerim diken diken oldu. "O benim kardeşim, hem bunca senedir bizi hiç yanıltmadı, sırrımızı hep korudu."
Bu son duyduğum beni şok etmişti. Babamın bir kardeşi vardı, üstelik ben kendimi bildim bileli akraba hasreti çekerken...
Gözlerime dolan yaşlara engel olamadım. Hiçbir şey için kolay kolay ağlamayan ben, yıllardır kandırılmanın verdiği hırsla gözyaşlarına boğuldum. Bunu bana nasıl yaparlardı? Böyle bir şeyi nasıl saklayabilirlerdi?
Mantığımı yitirdiğim bu beklenmedik bilgiyle hazırlıksız yakalanan kalbim, paramparça olmak üzereydi. Aklımda şimdi tek bir soru vardı; yıllardır üzeri örtülen bu sırrı ben öğrenmek istiyor muydum? Yoksa hayatıma kaldığım yerden devam edebilmek için, bu defa da ben mi üzerini örtmeliydim?
Belki de amcam kötü biriydi ve onu ailemizden uzak tutmak daha iyiydi. Az önce çoğul konuştukları için sadece amcam değil, muhtemelen kaçtıkları birileri daha vardı.
Titrek parmaklarımla gözlerimi kurulayıp lavaboları yemek salonundan ayıran duvara sırtımı daha da yasladım. Bacaklarım şu anda beni taşıyacak dermana sahip değildi çünkü.
Annem ve babam tarafından ihanete uğramış gibi hissediyordum. Neden soyadımızı değiştirmiştik? Neden akrabalarımızdan ve başkalarından saklanıyorduk?
"Bu kadar memleketin arasından illa bu şehri kazanmak zorunda mıydı? Tercihlerini yaparken neden dikkat edip bakmadım sanki?" Hala sırtım duvara yaslanmış halde annemle babamın konuşmalarını dinliyordum.
"Nuray lütfen bak, canımız zaten sıkkın. Az önce neredeyse kaza yapıyordum. Araba kullanıyorum, lütfen beni germe. Olacağın önüne geçemeyiz, telaşlanmanın hiç anlamı yok. Ulaştığımızda Burhan'ı arayacağım, onunla konuşmam gerek. Pelin'e hissettirmeden nasıl yaparız bilmem artık."
"Ama Ayhan..."
"Konu kapanmıştır Nuray!" diyerek elini sertçe masaya vurdu. Babamın sinirlendiği nadir anlardan birine şahit oluyordum. Annemden başka bir itiraz daha gelmeyince konuşmanın sona erdiğini anladım.
Artık daha fazla dinlememe gerek kalmamıştı. Tekrar lavaboya döndüm, yüzüme defalarca soğuk su çarptım. Birkaç derin nefes alıp verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)
ChickLitBir genç kızın aşka ilk uyanış hikayesi... İlk aşklar için 'özel' derler, 'unutulmaz' derler. Peki yüzünü görmediğiniz, gerçek sesini duymadığınız, maske ardındaki birine aşık olunabilir mi? Peki kimliğini bilmediğiniz bu erkek, sizin sonsuza kadar...