Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)

41. BÖLÜM

Sevgili Eyllayir Bu gecenin son bölümü senin için... yarın erken kalkmam gerek... herkese iyi geceler. ❤️❤️❤️
~~≠~~≠~~

Duştan çıktığımda Derya odada yoktu, sanırım sıcağı sıcağına ağabeyiyle görüşmeye gitmişti.

Dolabıma gidip açtım. Havalar iyice soğumaya başladığı için kalın siyah bir çorap giydim, hem yüksek beli karnımı da korurdu. Bu mevsimde üşütünce çok sık karın ağrısı çekerdim.

Boğazlı, kısa kollu siyah kazağımı, altına da gece mavisi mini kloş eteğimi giydim. Kolyem siyah kazağımın üzerinde çok dikkat çekici duruyordu. Aynanın karşısında hafif bir makyaj yaptığımda hazırdım.

Odadan çıkmadan önce çizim takımımı da aldım. İkimiz ayrı koldan başlarsak daha çabuk biter diye düşünmüştüm. Yatağın kenarına oturduktan sonra, Arda'yı arayıp geleceğimi haber verdim.

"Şimdi çıkıyorum. Yoldan bir şey getirmemi ister misin?"

"Hayır, ben biraz alışveriş yaptım. Sen gel yeter."

"Peki, birazdan yanında olurum."

"Sabırsızlıkla bekliyorum aşkım."

Son kelimeyi duyduğumda içimden akan sıcaklık yanaklarıma ulaştı. Kendi kendime gülümseyerek çantamı aldım ve kapıdan çıktım.

Arda'nın evine ulaştığımda, zili çalar çalmaz kapı açıldı. "Hayırdır Arda, kapı arkasında beni mi bekliyordun?"

"Evet, seni özledim." derken bakışları tüm vücudumda dolaşıyor, arsız bakışlarını saklama gereği duymuyordu.

Ayrılalı daha iki saat bile olmamıştı. O nedenle alaycı bir şekilde, "Abartıyorsun." dedim.

Yüzünde en çekici gülümsemesiyle bana baktığında resmen içim eridi.

"Mutfaktan salona geçerken pencereden baktığımda taksiden indiğini gördüm." Elimden beni içeri çekip kapıyı kapattı.

Dudak bükerek, "Ben de özlediğini sanmış, sevinmiştim." dedim.

"Tabii ki özledim." Kısa bir öpücük kondurup saçlarımı kokladı. "Mmm, tazelenmiş görünüyorsun, bu kokuna bayılıyorum." Sonra elimdeki çantaya baktı, "Kendi çizim takımını mı getirdin?"

"Evet belki daha hızlı yaparız diye düşündüm."

"Akıllıca." Elindeki kahveyi işaret etti. "Sen de ister misin?"

"Tamam olur."

"Sen yukarı çalışma odama çık o zaman. Benim odamın çaprazındaki kapı."

"Peki." diyerek yukarı çıktım.

Arda'nın 'çalışma odam' dediği yer geniş bir salondu aslında. Duvarda birkaç tablo asılıydı. Dip tarafta antika bir müzik dolabı dikkatimi çekti.

Diğer köşede duran camekana doğru yürüdüm. Üst katında zarif bir porselen çay takımı, orta katında da aynı takımın kahve seti vardı. Antika oldukları belliydi. En alt katta gümüş çerçeveler içinde fotoğraflar serpiştirilmişti.