65. BÖLÜM

14.7K 1.4K 1K
                                    

Arkadaşlar YAZARINIZ ÇILDIRMIŞ OLMALI. Her gün üst üste kaç bölüm attığımı artık sayamaz oldum. Sevildiğinizden, önemsendiğinizden ve benim için çok kıymetli olduğunuzdan asla şüphe etmeyin. Yoksa hala benden şüphelenen, güvenmeyen var mı?

Kurgumu beğenerek mi okuyorsunuz? Cevabınız EVET ise, hikayemi beğeneceğini düşündüğünüz kişilerle lütfen paylaşın, onları yorumlarda etiketleyip görmelerini sağlayın, önerin ki okuma listelerine eklesinler.

Sevgilerimle, keyifli okumalar...❤️
~~≠~~🤗🤗🤗~~≠~~

Kahvaltımız on beş dakika sonra geldiğinde, Arda da duşunu almış, giyinmiş ve tazelenmişti. Bense hala onun tişörtü ve çamaşırıyla kalmıştım. Onun için şortun üzerinden havluyu belime etek gibi sarıp görüntüyü kurtarmaya çalıştım.

Arda tuhaf kılığıma kahkaha atıp garsonu karşılamak için salona geçti. Beni bu kılıkta kimse görsün istemediğim için bir süre bekleyip içerideki sesler kesilince odadan çıktım. Garsonun hazırladığı sofrayı gördüğümde ne kadar acıkmış olduğumu bir kez daha anladım.

Havluyu üzerimden çekip ulaşamayacağım uzak bir kenara atan Arda, "Böyle daha güzel." diyerek bacaklarımı ve kalçamı beğeniyle süzerken ben yine utanıp kızarmıştım. "Benden utanmamayı öğrenmen lazım."

"Hiç sanmıyorum."

Aç bakışlarından kaçmak için acemice bir telaşla hemen sandalyeme kurulduğumda, yarattığı etkiden hoşnut ve neşeli bakışları altında kahvaltımı yapmaya başladım. Bir süre ikimiz de konuşmadık. Bu süre iyice uzadığında, yapacağımız konuşmanın endişesini her hücremde hissetmeye başladım.

İkinci çaylarımızı doldurduğumda Arda, zarifçe ağzını peçeteyle sildi. "Evet anlat bakalım, dün neler yaptın?" Arkasına yaslanarak bana baktı, ses tonu gergin çıkmıştı.

Anlaşılan ertelediğimiz konuşmanın zamanı gelmişti. Vakit kazanma umuduyla, son olarak ağzıma attığım peynirli lokmayı gereğinden uzun çiğnediğimde Arda tekrar konuştu.

"Anlatmaya başlamadan önce sadece bir soruma cevap ver. Lanet olası telefonunu ne yaptığını hatırlıyor musun?"

Ses tonu kontrol etmeye çalıştığı bir sertlikte çıkmıştı. Az önce banyoda flörtleşen Arda gitmiş, onun yerine gerginliğini kontrol etmeye çalışan Arda gelmişti. Sabrını daha fazla zorlamamak için lokmamı hızla çiğneyip yuttum.

"Sanırım kaybettim." dediğimde bir kaşı kalktı. "Ben de çok sonradan fark ettim." dediğimde ikinci kaşı da kalktı. "Çaldırmış da olabilirim." dediğimde az önce kalkan kaşlar birden çatıldı. Sonunda, "Bilmiyorum." diyerek daha fazla yüzüne bakamadım ve başımı eğdim.

"Pekala, seni bölmeden can kulağıyla dinlemeye çalışacağım."

Çayından bir yudum aldığında bardağı kavrayan parmaklarının bembeyaz kesilmiş olduğunu gördüm. Biraz daha sıksa, cam bardak elinde paramparça olacaktı sanki. Bu konuşmayı sıcağı sıcağına yapmadığımıza şimdi daha çok sevinerek, içten içe Ulu Bilge Arda'ya şükrettim.

Bakışlarımı ellerinden kaçırarak, "En iyisi baştan anlatmak." diyebildim.

"Lütfedersin." diyen alaylı ama bir o kadar da ciddi sesi duyduğumda ciğerlerimi havayla doldurup titrek nefesimi dışarı verdim.

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin