Mia luce = Işığım (Miya luçe diye okunuyor)
~~≠~~≠~~Yanaklarımı avuçlayıp, gözlerinde yüzlerce yıldız parlayarak son bir öpücük daha verdikten sonra, önüne dönüp arabayı çalıştırdı.
"Asla pişman olmayacaksın. Seni daima mutlu etmek için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum."
"Bundan bir an bile şüphe duymuyorum Arda. Ben de seni mutlu etmek için çabalayacağıma söz veriyorum."
"Yanımda olman, benim mutlu olmama yeter, mia luce."
"O son söylediğin İspanyolca mı?"
"İtalyanca."
"Peki sakıncası yoksa ne demek olduğunu da söyler misin? Umarım güzel bir şeydir." diyerek sahte bir beklentiyle dudak büzdüm.
"İtalyancada mia luce, 'ışığım' demek. Tıpkı karanlığıma doğan ışık gibi." Yüzüme aşk dolu gözlerle bakarak devam etti. "Tıpkı sen gibi."
Yanaklarımın kızarmasına engel olamadım. İki kelimenin ağzından çıkışı, Arda'nın derin ve tok sesinden yayılışı çok hoşuma gitmişti. "Aklına nereden geldi?"
"Küçükken annemin çok sevdiği italyanca bir şarkıda geçiyordu. Nedense geçenlerde aklıma geldi, sana da çok uydu. Hoşuna gitti mi?"
"Evet çok hoşuma gitti, teşekkür ederim." Mümkünmüş gibi yanaklarım biraz daha kızardı.
Yan gözle tepkilerimi okuyan dikkatli bakışları, geniş bir gülümsemeye dönüştü. "Kızarmana bayılıyorum, mia luce." dedikten sonra içten bir kahkaha attı. Hiç cevap vermeden yüzümü cama dönerken ben de utangaç bir gülümsemeyle karşılık verdim.
Yaklaşık on dakika sonra kampüse ulaştıktan sonra, arabayı park edip el ele yurda doğru yürüdük. "İşin ne kadar sürer?"
"Birkaç eşya alacağım sadece. Çok sürmez, sanırım on beş dakika yeterli. Beni beklerken sıkılmaz mısın?"
"Sen keyfine bak, ben biraz Deniz'e takılırım. En son seni bulduğumu söylemiştim, iki gündür konuşmadık."
"O zaman yarım saat sonra diyelim. Siz konuşurken ben de hızlı bir duş alır, biraz da Derya ile sohbet ederim."
Hızlıca dudağıma bir öpücük kondurdu. "Anlaştık mia luce, yarım saat sonra görüşürüz." Tam gidecekken dönüp, "Yarın konsere gidiyoruz, herkes tuvalet giyecekmiş." dedi.
"Ama ben yanıma hiç abiye kıyafet getirmemiştim."
Geri geri uzaklaşırken, "O zaman beraber bir şeyler alırız." dedikten sonra el sallayıp döndü.
Arda, muhtemelen Deniz'i aramak için telefonunu cebinden çıkardığında, ben de hızlıca binaya girip asansöre bindim. Odaya girdiğimde, Derya'yı yatağa uzanmış kitap okurken bulduğumda mutlu oldum. Beni görür görmez elindeki kitabı yanına fırlatıp ayağa kalktı. İki saniye sonra sıkı sıkı sarılmış kucaklaşıyorduk.
"Nerelerdesin Pelin? Seni çok merak ettim. Abim bir tanıdığında kaldığını söyledi. Şimdi iyi misin?" Gözleri endişeyle yüzümün her ayrıntısını inceliyordu. Onu bu kadar merakta bıraktığım için birden vicdan azabı duydum. Dün Arda'yı aramak için Sedatlara gitmeden önce Derya ile sadece kısaca görüşmüştük. O, benim için kantinden bir şeyler almaya gider gitmez de odadan fırlamış, kendimi dışarı atmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)
ChickLitBir genç kızın aşka ilk uyanış hikayesi... İlk aşklar için 'özel' derler, 'unutulmaz' derler. Peki yüzünü görmediğiniz, gerçek sesini duymadığınız, maske ardındaki birine aşık olunabilir mi? Peki kimliğini bilmediğiniz bu erkek, sizin sonsuza kadar...