91. BÖLÜM

17.3K 1.5K 1K
                                    

Cumartesi sabahı erken saatte otogara gitmiş ve Esma'yı karşılamıştık. Arabaya bineli beş dakika olmamıştı ki, ayrıntılara çok önem veren sevgili arkadaşım, yurda giriş çıkışının daha önce söylediğim gibi sorun olup olmayacağını sordu.

Ben tam ağzımı açıp usulen gerçeği anlatacakken, Arda boş bulunup zaten yurtta değil, bizimle evde kalacağını söyledi ve Esma'nın açıklama bekler gibi bana dik dik bakmasına yol açtı.

Onun üzerine ben de planlayıp provasını yaptığım konuşmaya mecburen yoldayken başlayarak, bir süredir yurtta kalmadığımı, birkaç haftadan beridir Arda ile ev arkadaşı olduğumuzu, kendisini de bu hafta sonu bizimle evde misafir edeceğimizi anlattım.

Arda'dan çekinmese, bir araba dolusu söz söyleyeceğini biliyordum ama bana sadece kaş göz yapıp yarım ağızla kulağıma fısıldayabildi. "Yalnız kalınca sana gösteririm ben." Tabii öncesinde sağımdan küçük bir dirsek darbesi aldım.

Ben de aynı şekilde kulağına eğilip, "Sana daha önce söylemem gerekiyordu biliyorum." diyerek kaçamak bir bakışla arabayı süren Arda'ya baktım. Bizimle ilgilenmiyor gibi görünüyordu ama daha önceki tecrübelerimden biliyordum ki, algıları fazlasıyla açıktı. O nedenle sesimi biraz daha kıstım. "Eve gidelim orada konuşuruz olur mu?"

"Ben Derya ile yurtta kalırım."

"Lütfen yapma Esma. Zaten sadece bir gece kalıyorsun, onu da bozma. Hem Arda ile sana bir oda hazırladık bile, ona da ayıp etmiş olursun. Kabul, acısını benden çıkar ama Arda'ya karşı beni mahçup etme, yalvarırım."

Neredeyse duyulmayacak bir sesle, "Şimdilik Arda'nın hatırına susuyorum zaten." derken anne edasıyla bana uyarıcı bir bakış attı. "Şimdilik."

O uyarı dolu bakışla birlikte, arkadaşımın gerginliği bana da geçti. "Anladım, şimdilik." İlk dakikadan tartışmak istemediğim için alttan alarak susmayı tercih ettim.

Bir süre sonra aramızdaki sessizlik çok ağır gelmeye başladı. Bir an önce havayı normale döndürmem gerekiyordu. O nedenle öne doğru seslenerek, "Arda, yoldan markete uğrayıp ekmek alalım." dedim.

"Market yerine kulübün oradaki fırından alırız güzelim. Taze taze, mis gibi." derken dikiz aynasından dikkatle bakıp yüzümü inceledi. Arkada neler döndüğünü, neden hiç konuşmadığımızı merak ediyor olmalıydı.

Arkadaşımla yaşadığımız ufak gerginliği ona hissettirmemeye çalışarak, "Olur." dedikten sonra Esma'ya dönüp, "Kahvaltıda simit ya da poğaça ister misin?" diye sordum. "Ekmek alacağımız fırının simidi güzel oluyor."

Simit en sevdiği yiyeceklerin başında geliyordu. Düşüncesi bile sinirlerini yatıştırmaya yetiyordu. Seçil'le bunu keşfettiğimizden beri, arada sırada yararımıza kullanmayı öğrenmiştik.

Esma genel olarak uyumlu, yumuşak huyluydu ama sinirlendiğinde gözü bir şeyi görmezdi. Normal zamanda hiç iştahlı olmamasına rağmen, sinirlendiğinde onu tek yatıştıran, bir şeyler atıştırmaktı ve bu atıştırmalıkların başında simit geliyordu. Belki kan şekeri falan düşüyordu, belki susamın sakinleştirici bir etkisi vardır bilmiyorum ama sebep ne olursa olsun, Esma'da her zaman işe yarıyordu. Şimdi de yaraması umuduyla içime titrek bir nefes çektim.

Simit lafı duyar duymaz Esma'nın gergin bakışları beni yanıltmayıp aniden değişti. Az önce 'Seni geberteceğim' diyen gözleri, 'seni şimdilik affettim' bakışına döndüğünde, "Bol susamlı mı?" diye sordu.

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin