Medya 1 : Mavi Tuna Valsi (Strauss)
Medya 2 : Pelin'in maskesi ve makyajı. (Dudaktaki halkaya dikkat)
~~≠~~≠~~≠~~Bana son derece karmaşık gelen duygular içindeydim. Bedenimi de tanıyamaz olmuştum. Tüm hücrelerim sanki can bulmuş, başı buyruk hareket ediyor ve yabancısı olduğum tepkiler veriyordu.
Midemin kasılması, kalbimin hızlı ritmi ya da nefesimin sıklaşması nedendi? Hayatımda hiç bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyordum. Terleyen avuçlarımı elbisemin eteğine sürerek biraz daha ilerledim.
Bahçenin derinlerine doğru yürüdükçe, içeriden gelen kahkaha ve müzik sesleri de gitgide azaldı. Loş bahçede yol kenarını süsleyen kağıttan fenerler, hafif meltemle zarifçe sallanıyordu.
Bu koca bahçede yalnız olmak biraz ürkütmüştü aslında. Bir iki dakika sonra izlendiğimi hissettiğimde hızla arkamı döndüm. Kavalyemi elinde iki kadehle bana doğru gelirken gördüğümde korkum bir anda mutluluğa dönerken, rahatlamak için derin bir nefes alıp verdim.
Bir iki adım önümde durduğunda, "İstersen bu tarafa geçelim, açık havada oturmayı severim." diyerek daha önce fark etmediğim iki kişilik salıncağı gösterdi.
Başımla onayladıktan sonra, hemen o tarafa yöneldim. Kabarık eteğimle otururken zorlanmayayım diye salıncağı eliyle sabitledi. İnce ve zarif hareketi beni bir kez daha etkiledi.
"Teşekkür ederim." diyen sesim heyecandan titredi.
"Rica ederim." Kendisi de salıncağa yerleştiğinde kadehlerden birini bana uzattı. "Bu üniversitede mi okuyorsun?"
Alkolün beni rahatlatması ümidiyle küçük bir yudum aldıktan sonra cevap verdim. "Kendimizle ilgili bilgi veremeyeceğimizi sanıyordum."
"Evet kimliğimizi deşifre edecek bilgiler veremeyiz. Ama sohbet etmemize engel değil."
Arkasını yaslarken vücudundan yayılan okyanus ferahlığı burnuma dolduğunda, elimde olmadan kokusunu derin bir nefesle içime çektim. Tüm hücrelerim bu enfes kokuyu hazmederken, kontrollü olmasını umduğum bir şekilde konuşmaya başladım.
"Tamam o zaman. Soruna cevap veriyorum : Hayır, açıkçası bu üniversitede okumuyorum. İlk senem olduğu için de bu baloya ilk gelişim." Peş peşe bir nefeste verdiğim cevap kontrollü olmaktan çok uzaktı.
Yine içimi titreten yumuşak bir kahkaha attı. "Ben de bu üniversitede okumuyorum ve son sınıf öğrencisiyim."
Şarabımdan büyükçe bir yudum alarak, kekremsi tadın boğazımdan inmesini bekledikten sonra gülümsedim. "On sekiz yaşındayım. Dört ay sonra, Ocak sonunda on dokuz olacağım." Şimdi biraz daha rahat hissediyordum. Sebebi belki loş ışıklardı, belki de neredeyse yarıyı bulan şaraptı.
"Ben de üç ay sonra, Aralık başlarında yirmi üç olacağım." Tahmin ettiğim gibi aramızda dört yaş kadar vardı.
Sonraki on dakika sohbetimiz, kimliğimizi deşifre etmeden, aramızda bir tahmin oyununa dönüştü. Birbirimizin sevdiğimiz yemekleri, müzikleri, film ve kitapları tahmin ederken, pek çok ortak yanımız olduğunu keşfetmiş, çok eğlenmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)
ChickLitBir genç kızın aşka ilk uyanış hikayesi... İlk aşklar için 'özel' derler, 'unutulmaz' derler. Peki yüzünü görmediğiniz, gerçek sesini duymadığınız, maske ardındaki birine aşık olunabilir mi? Peki kimliğini bilmediğiniz bu erkek, sizin sonsuza kadar...