Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)

13. BÖLÜM

Arkadaşlar, masalsı havasını bozmamak adına, balo sahnesini bir bütün halinde görmenizi istediğim için ara vermeden bu kısmı da okumanızı istedim. Sevgilerimle...❤️❤️❤️
~~≠~~≠~~≠~~

Yapılan anonsla müzik sustuğunda birden durduk. Dengemi kaybetmiş gibi bir an yerimde sallandığımda, belimi daha sıkı kavrayıp beni göğsüne dayadı. Ömrümde duyduğum en güzel, en sarhoş edici kokuyu bir kez daha içime çektim.

Yabancı ve metalik bir sesin cızırtısı ikimizi birden kendimize getirdi. "Ve gecenin beklenen anı geldi." Hızla başımı kaldırıp ani bir hareketle beni hapseden kollardan uzaklaştım. "Hanımlar beyler, şimdi şanslı çiftlerimizi belirleyen piyango çekilişine başlıyoruz."

Herkes çekilişin lafını duyup, ıslık çalıp neşeyle alkış tutmaya başladığında, ben yüreğim sıkışmış halde bu işten nasıl kurtulacağımı düşünüyordum.

Gerginliğimi hissetmiş olacak ki, "İstersen bahçeye çıkalım." dedi. "Gecenin bu kısmından oldum olası hoşlanmamışımdır. Hiç bir güç beni saçma sapan bir numara çekilişi sonucu herkesin önünde öpüşmeye zorlayamaz." Beklentiyle yüzüme baktı. "Ama kalmak istersen, sana yine de eşlik ederim. Bizimki anons edilirse numaramıza sahip çıkmayız olur biter."

Onun bu ince düşünceli halini çok beğenmiştim. Kibar ve centilmen bir erkek olduğu, iyi aile terbiyesi aldığı her halinden belliydi. Kim olduğunu bilmeden, onu bu geceden sonra görmemek biraz içimi acıtmıştı doğrusu. Ah bu okyanus mavisi gözleri maskesiz görebilseydim!

Hemen toparlanıp düşüncelerimi bir kenara ittim ve telaşla, "Hayır hayır, lütfen gidelim." diye cevap verdim. "Çekiliş sonuçlarını ben de duymak istemiyorum."

Daha sözümü bitirmeden arkamı dönmüş, hızla bahçeye açılan kapılara doğru koşturmaya başlamıştım bile. Ben önde, o arkada, bahçeye inen basamakları hızla inerken, aklımda bir tek düşünce vardı. O da, herkes bakarken tanımadığım biri tarafından öpülmenin ne korkunç bir şey olduğuydu. Gerçi bu fikre daha önceki kadar karşı olmadığımı kabul etmeliydim.

Koşarak attığım adımlar eteğime dolanmasın diye elbisemin iki kenarını hafifçe kaldırmıştım. Bir ara Tuna'nın arkamdan güldüğünü duyar gibi oldum. Piyangonun bize çıkma olasılığının düşük olduğunu elbette biliyordum ama şansımı zorlamamam gerektiğinin de farkındaydım. Bu nedenle, ortamdan kaçtığım çok belli olsa da, umurumda değildi.

İçeriden alkışlar ve ıslıklar eşliğinde, "Öp! Öp! Öp!" tezahüratları yapıldığını duyduğumuzda hızlı adımlarla biraz daha ileriye doğru yürüdük. Sonunda bana yetişmişti ve nihayet yan yana, sessizlik içinde adım atıyorduk. Ay gökte iyice yükselmiş, gümüşi parlaklığı ile bahçeyi mistik bir ışıkla aydınlatıyordu.

"Sana bir şey itiraf edeceğim." Ses tonundaki düşünceli dalgalanma ona dönüp bakmama neden oldu.

"Nedir?"

"Bu baloya dördüncü defadır katılıyorum. İlk kez bütün geceyi sadece bir kişiyle geçirdim." dedikten sonra usulca ekledi. "Seninle olmak güzeldi."

Bunu beklemediğim için, nefesim adeta boğazımda düğümlenmişti. Yüzüm alev aldığında içimi çekip gözlerimi yere indirdim. Sonunda, "Seninle de olmak güzeldi." diyebildiğimde sesim fısıltıdan farksızdı.

Elime uzanıp tutmak ister gibi bir hareket yapsa da, vazgeçerek eliyle ensesini ovaladı. Belki de bir süre önce elimi hızla geri çektiğimi hatırlamıştı. Düşünceli ve tereddüt dolu bir ses tonuyla, "Sana bir şey sorabilir miyim?" dedi.