Hiç konuşmadan on dakika kadar babaannemle birbirimize sarılı kaldık. Elleri titrek bir nezaketle saçlarımı okşuyordu. Sonunda hıçkırıklarım dindiğinde bir adım uzaklaşıp benimkiler gibi çimen yeşili gözlerine baktım.
"Babaanne lütfen beni affet."
İki eliyle yüzümü avuçlayıp başımdan öptü. "Seni affetmemi gerektirecek bir şey yapmadın yavrum."
"Sizi masada kovmaktan beter ettim babaanne, çok özür dilerim."
"Bunu sonra konuşalım kızım." diyerek arkama doğru baktığında, Arda'nın varlığını sezdim. "Yarın torunumu amcasının evine getir, uzun uzun konuşalım. Anlatmak istediğim çok şey var. Bir de hikayeyi benim ağzımdan dinlesin, tamam mı?"
Amcam omuzlarımdan tutup beni kendine çekti. "Her şey düzelecek tatlım." diyerek bir şakağımı öptü. "Yarın okuldan çıkınca bize gelin, hem sohbet eder, hem de beraber akşam yemeği yeriz."
Belime sarılan Arda'yı hissettiğimde sırtımı arkaya doğru göğsüne yasladım. Beni hemen güvenli kollarının çemberine aldı.
"Yarın saat beş gibi onu evinize getiririm Burhan amca." dedikten sonra arabaya binen babaannemle amcamı uğurladık.
Bir süre sessizce uzaklaşan arabayı izledim. Arda beni kendisine çevirerek alnımdan öptü. "Seninle ne kadar gurur duyduğumu anlatamam. Doğru yolu seçtiğin için çok memnunum Pelin."
"Bu adımı atmak benim için çok zor oldu ama sonucundan ben de memnunum. Herkes ikinci bir şansı hak eder. Masadan eşyalarımı alayım." diyerek döndüğümde Arda çantamı ve telefonumu uzattı. Bu ince düşüncesine gülümseyerek, "Teşekkür ederim." diye fısıldadığımda gözlerinde oynaşan yüzlerce yıldız ışığıyla bana bakıp elinin tersiyle yanaklarımı kuruladı. "Pelin? Ne yapalım istersin? Saat daha dokuz. İstersen yukarı..."
"Hayır." diye aceleyle sözünü kestiğimde gözleri hafifçe soldu. "Seninle el ele dolaşmak istiyorum Arda."
Yüzünde muzip bir ifade belirdiğinde dudakları seksi bir gülümsemeyle kıvrıldı. "Ergenler gibi el ele?"
"Evet." diyerek hafifçe koluna vurdum. "Sen yirmi üç yaşında olabilirsin ama ben hala on dokuz yaşında bir ergenim canım. Ve sevgilimle el ele dolaşmak istiyorum."
"Pekala ergen sevgilim." diyerek kahkaha attı. "Gel beraber el ele dolaşalım."
Kulüpten çıkıp kaldırımda ilerlemeye başladık. Elime uzanıp tuttuğunda birleşen parmaklarımıza bakıp içten içe güldü.
Gözlerimi kısarak, "Sen benimle alay mı ediyorsun?" diye sordum.
Abartılı bir inkarla, "Aaa, ne münasebet." diyerek aynı dramatik havayla devam etti. "İnsan hiç sevdiğiyle alay eder mi? Hele de hala ergenliğinin son yılındaysa." Gülmemek için çenesini kastığını görebiliyordum.
"Evet sen benimle resmen alay ediyorsun. Ceza olarak bana külahta dondurma alacaksın." diye meydan okudum.
İşlek bir caddede olmadığımız için çevremizde pek insan yoktu. Yanımızdan tek tük geçenler de bizim gibi ağır ağır dolaşarak değil, bir yere yetişmek için yanımızdan hızlı hızlı geçip gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)
Genç Kız EdebiyatıBir genç kızın aşka ilk uyanış hikayesi... İlk aşklar için 'özel' derler, 'unutulmaz' derler. Peki yüzünü görmediğiniz, gerçek sesini duymadığınız, maske ardındaki birine aşık olunabilir mi? Peki kimliğini bilmediğiniz bu erkek, sizin sonsuza kadar...