Kirpiklerimi aralayıp baktım. Perdeler kapalıydı ama arasından sızan loş ışık henüz güneş aydınlığı olamayacak kadar solgundu. Ama en önemlisi Arda yanımdaydı, kollarının arasındaydım, gözleri kapalıydı ve yüzü huzurluydu. Rüya mı görüyordu?
Yüzüne dokunmak istediğimde, parmaklarımı büküp kendimi engelledim. Önce özür dilemeli, yaptığımı unutturmalıydım. Beni sersemleten uyuşukluğumu yok etmek için başımı salladığımda midem bulandı.
Beni saran kollarından kurtulup zorla kalktım ve hızlı adımlarla banyoya gittim. Tuvalete eğilip midemdeki alkolün bir kısmını boşalttığım anda çıplaklığımı farkettim. Onun yanında böyle mi yatmıştım? Saç dibimden parmak uçlarıma kadar kızarmam gerekiyordu ama hala alkolün beni cüretkar hale getiren etkisindeydim.
Kıyafetlerimi aradığımda iç çamaşırlarımla beraber suyun içinde yüzdüklerini gördüm. Gözlerimi sımsıkı kapatıp geri açtım. Kesinlikle hayal değildi. Tişörtümün bir tarafı balon olmuş, sütyenim de iki adacık halinde etrafında yüzerken, kot pantolonum küvetin dibinde boylu boyunca yatıyordu. Ümitle son kalan parçayı bulmak için baktığımda, onun da jakuzinin diğer ucunda kendince yalnız bir adacık halinde yüzdüğünü gördüm.
Çaresizlikle inleyerek dolaptan kuru bir havlu alıp bedenime sardım ve odaya döndüm. Kapıdan süzülüp geçecekken ayağıma bir şey battığında küçük bir çığlık attım.
Seke seke yatağa gidip oturdum ve baş ucumdaki lambayı yakıp ayağımın altını inceledim. Topuğumdan bir kıymık çıkardığımda nedenini bulmakta gecikmedim. Kapı kilidinin kırılmış olduğunu o zaman gördüm.
Bunu ben mi yapmıştım? Duvardaki saat, sabahın dördünü gösterirken lambanın kısık ışığında dönüp Arda'ya baktım. Düzenli nefes alıyordu, sanırım derin uykudaydı. Üşüdüğümden yatağın içine sessizce kıvrıldım.
Mümkün olduğu kadar uzağa sığındım ama erkeksi doğal kokusunu ve buna eklenen alkol kokusunu almayacak kadar geniş değildi yatak. Arda da içmişti demek ki. Ben alkolün etkisinden kurtulmaya çalışırken, muhtemelen o kendinden geçmişti.
Dünkünün aksine tuhaf bir şekilde rahatlamış hissediyordum. Sadece dünkü değil, uzun bir süredir sinirlerimi geren elektrik boşalmıştı sanki. Bu alkolün etkisi miydi? Yoksa hala duyularımı körelten bir sarhoşluk içinde miydim?
Sevdiğim erkek yeniden yanımdaydı. Bunu bilmek bile yüzümü gülümsetmeye yetmişti. Onu uyandırmaktan çekinerek biraz daha yakınına sokuldum. Alnına dökülmüş buklelerini çekinerek geriye ittim. Üzerindeki mavi gömleğin üstten üç düğmesi açıktı ve terden sırılsıklam olmuş, tenine yapışmıştı. Sıcaklamış olmalı ki, yorganı üzerinden atmıştı. O kot pantolonunun içinde hayli rahatsız olmalıydı.
Ne yaptığımı düşünmeden iyice yanaşıp arkamdan vuran lambanın kısık ışığında bir süre onu seyrettim. Nasılsa derin uykudaydı. Aklım hala bulanık olmasına rağmen, çıplak göğsünü gördüğümde nefesim tutuldu.
Karşımda yunan tanrılarının mermerden yapılmış büstlerini kıskandıracak bir vücut vardı. Genelde tişört giydiği için ayrıntıları hiç görmemiş, sadece hayal etmiştim. Düzenli spor yaptığını söylemişti ama böylesini beklemiyordum.
Seçil'in internetten bulup bulup Esma ile bana gösterdiği o süper erkek modellerini gölgede bırakacak kadar güzel çelik kas yığınından bakışlarımı çekemediğimde, içimdeki ateş beni tekrar kavurmaya başladı. İçim, ona dokunma isteğiyle doldu.
Yanına uzanıp yan yattım. Yakasının altında kalan omzundan başlayarak ama uyandırmaktan çekinerek, kelebek dokunuşlarıyla sert ve kaslı göğsüne inip parmaklarımı dolaştırmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)
Chick-LitBir genç kızın aşka ilk uyanış hikayesi... İlk aşklar için 'özel' derler, 'unutulmaz' derler. Peki yüzünü görmediğiniz, gerçek sesini duymadığınız, maske ardındaki birine aşık olunabilir mi? Peki kimliğini bilmediğiniz bu erkek, sizin sonsuza kadar...