Ben önümde gelişen olaylardan hiçbir şey anlamadığım için, ikisine de aval aval bakıyordum. Derya nihayet sakinleşip beni hatırladığında, burnunu çekip, "Abi seni arkadaşımla tanıştırayım, bu Pelin." dediğinde ağabeyi ne ayağa kalkmak, ne de elimi sıkmak için bir hamlede bulundu.
Az önceki şefkatli adam bir anda gitmiş, tekrar Belalı kimliğine bürünmüştü.
"Sen bugün kafeteryada Arda'ya kafa tutan kız değil misin?" diye sordu gözlerini kısarak.
İşi şakaya vurdum, "Arda'ya Kafa Tutan Kız yerine, kısaca bana Pelin diyebilirsin." Sonra düşünür gibi yaparak devam ettim. "Ve evet, bugün kafeteryada ona haddini bildiren kız benim." dedim çenemi dikleştirerek. "Sanırım sen de beni ağlatamayan grubun süreyi tutan üyesisin." diyerek pişkin pişkin elimi uzattım.
Yaptığım espriye gülmediği gibi, bir de tek kaşını kaldırıp sertçe gözümün içine baktı. "Bakıyorum da özgüvenin pek yüksek."
Benim cevap vermediğimi görünce sonunda ayağa kalkıp o da elini uzattı. Benden bir baş kadar uzundu. Bir süre elimi bırakmadan gözlerimin derinine baktı. Ben de inatla bakışlarımı kaçırmadım.
"Seninle epeyi eğleneceğiz." dedikten sonra devam etti, "Bana da, Seni Ağlatamayan Grubun Süreyi Tutan Üyesi yerine kısaca Deniz diyebilirsin."
Beni kendi silahımla vurduğunda gülmemek için dudaklarımı büzerek dik dik gözlerinin içine baktığımda elimi öyle sert sıktı ki, kemiklerim çatırdayacak sandım.
"Senin gibi gözü kara kızları severim Pelin."
Şimdi beni övdü mü, sövdü mü anlamamıştım ama tedbiri elden bırakmaya niyetim yoktu. "Hop yavaş ol Deniz Bey, o parmaklar bana lazım." dediğimde tek kaşını havaya kaldırdı. Teslim olmaya hiç niyetim yoktu. Kiminle uğraştıklarını henüz bilmiyorlardı. "Ne o? Sizden korkup kaçacağımı mı sandınız?"
Deniz bana bakmayı sürdürerek kız kardeşine seslendi. "Derya, arkadaş seçimlerin hep ilginç oluyor açıkçası. Ama önceliğimiz şu Mehtap cadısı". Ardından beni baştan aşağı süzdü. "Tavırlarını düzeltmezsen sıra sana da gelecek Bayan Dikbaşlı." İşaret parmağını burnuma doğru sallayarak, tehditkar bir sesle, "Arda seni kara defterine kaydetti ona göre." dedi.
Derya nasıl olduysa bir anda aramızda bitti. Bana uzanan parmağa vurup kaşlarını çattı. "Abi kendine gel, arkadaşımla böyle konuşamazsın. Gerçi bu sefer, ağlatmak yerine, sert kayaya çarptınız gibi geliyor bana."
Sırıtarak bana baktı, ardından tekrar Deniz'e döndü. "Seni peşin peşin uyarayım, ona da diğer kurbanlarınıza davrandığınız gibi davranamayacaksınız ona göre, karşında beni bulursun." diyerek o da işaret parmağıyla ağabeyinin göğsünü dürttü. "Bir de Sinan'ın yularını daha sıkı tutun. Ne o öyle eşkiya gibi? Kendinize azıcık ayar çekin, yoksa..."
"Sen o küçük aklınla bizi tehdit mi ediyorsun?" Yabancı birinin önünde kız kardeşi tarafından uyarılmak hoşuna gitmemişti mutlaka.
Derya da aldı sazı eline, fırsatını bulmuşken verip veriştiriyordu sanki. Çemkirerek, "Evet, ne olmuş? Arkadaşımı size yedirmem." dedikten sonra birden ağabeyine kedi gibi sokularak gözlerini kırpıştırdı. "Oda konusuna bir çare bul lütfen. Müdürle filan konuşsak, odamı değiştirsek mi? Yoksa bu gece kalacak yerim yok." Bir adım geri atıp genç adamın gözlerine baktı. "Vallahi gizlice senin odana girer yatarım ona göre. Sinan da şok olur." dedi tehditkar bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)
ChickLitBir genç kızın aşka ilk uyanış hikayesi... İlk aşklar için 'özel' derler, 'unutulmaz' derler. Peki yüzünü görmediğiniz, gerçek sesini duymadığınız, maske ardındaki birine aşık olunabilir mi? Peki kimliğini bilmediğiniz bu erkek, sizin sonsuza kadar...