Bu bölümle hikayemin ikinci cildi sona eriyor. Son olarak yayınlayacağım bundan sonraki final bölümüyle de aklınızda herhangi bir soru bırakmamaya çalıştım.
Bu macerada beni yalnız bırakmadığınız için çok, çok, çok teşekkür ederim. Tüm minnettarlığımla sonsuz sevgiler ❤️
~~≠~~≠~~"Burhan amcam mı? Nasılmış?"
"İyiymiş. Sana selamları var. Yanaklarından öpüyormuş."
"Sağ olsun. Sen de selam söyleseydin." Sadece başını sallamakla yetindi. Tencereden yemek ve pilavdan ikişer kaşık koydum. Tabağı önüne bırakırken, "Bakalım sevecek misin?" diyerek kendi tabağımı alıp ocağa gittim. Tüm bu süre boyunca Arda'nın sessizliğini hiç yadırgamadım. Benimle konuşacaklarını düşündüğü ve aklında sıraya dizdiği çok belliydi.
Karşısına oturunca, "Salata için ayrı tabak çıkarayım mı?" diye sordum.
"Hayır gerek yok, yemeğin yanına koyarım canım."
Uzanıp elini tuttum. "Hadi Arda... Anlatacağın bir şey için kendini bu kadar kasma."
"Bir şey değil ki birkaç tane. Ve inan bana hepsi de kontrolüm dışında gelişiyor. İnan bana, ben sadece..."
Onun kıvranmasını daha fazla izleyemedim. "Bence şimdi yemeğimizi yiyelim. Sonra kendimize birer kupa kahve yapıp yukarı çıkarız. O zaman konuşuruz." Ardından çatalımı elime alıp, "Nasıl? Beğendin mi?" diye sordum.
Ağzındaki lokmayı çiğneyerek yuttuktan sonra üzerine de su içti. "Beğendim canım çok beğendim. Eline sağlık."
O andan sonra yemek sonuna kadar ondan bundan, son sınavımdan konuştuk. O, bağladığı yeni işi anlatırken, ben de arkadaşlarımın yaz planlarından bahsettim. Böylece her ikimiz de gerginliğimizi üzerimizden atmış, rahatlamıştık.
Sabunladığım son bulaşığı Arda durulayıp sepete bırakırken, "Sen kahveleri yapana kadar ben hızlı bir duş alsam olur mu?" diye sordu.
"Elbette. Sen çık, ben de birazdan gelirim."
Dudağıma sevgi dolu bir öpücük bırakıp hızlı ve geniş adımlarla mutfaktan çıkıp merdivene yönelene kadar arkasından uzun uzun baktım. Hala gergindi. Bunu açıkça görebiliyordum. Biliyordum ki şu anda aramızdaki dengeleri oturtmak benim görevimdi. Sonra derin bir nefes alıp vererek kalan yemekleri kaplara boşalttım ve tencereleri de yıkadım.
Son olarak tezgahı ve masayı da silince işim bitmiş oldu. Ellerimi sabunlayıp havluyla kuruladım, kahve makinesini çalıştırdım ve iki kupa almak üzere dolaba uzandım.
Arda gelip arkamdan belime sarılmadan iki saniye önce yeni duştan çıkmış kokusunu aldığımda gülümseyerek yüzümü yan çevirip başımı yanağına yasladım. "Birazdan geliyordum. Neden indin?"
"Sen gecikince merak ettim sevgilim." Nemli yüzünü boynuma sürüp içimi ürpertti. Saçından akan bir su damlası ensemden kayıp içime girince omuzlarımı yukarı kaldırıp titredim. "Bari saçını kurulasaydın Arda."
"Vakit kaybı olurdu." dediğinde ensemde dolanan dudaklarının gülümsediğini hissettim. "Her an seni o kadar özlüyorum ki; göremesem, dokunamasam kendimi eksik hissediyorum. Öyle bir kanıma işledin, ruhumu öyle kendine bağladın ki seni mutsuz etmekten korkuyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)
ChickLitBir genç kızın aşka ilk uyanış hikayesi... İlk aşklar için 'özel' derler, 'unutulmaz' derler. Peki yüzünü görmediğiniz, gerçek sesini duymadığınız, maske ardındaki birine aşık olunabilir mi? Peki kimliğini bilmediğiniz bu erkek, sizin sonsuza kadar...