Beş dakika sonra Arda'nın telefonu çaldığında, tırmandığımız bulutlardan inip toparlandık. Üçüncü çalışta genzini temizleyerek nihayet telefonunu cevapladığında sesi, az önceki uyarılmanın etkisiyle hırıltılı ve boğuk boğuktu.
"Buyrun Bahar Hanım." Genzini bir kez daha temizledi. "Tamam anladım." Kızarmış yüzüme gülerek baktı. "Çok teşekkür ederim. Size de iyi Pazarlar." diyerek konuşmasını sonlandırdı.
"Ne diyor?"
"Kıyafetlerin geldi, birazdan yukarı gönderirler." Sonra yüzünde o meşhur çapkın gülümseyişiyle gözlerini vücudumda gezdirdi. "Gerçi üzerindekiler de harika duruyor. Özellikle de tişörtünün altında çamaşır olmadığını bilmek yakıyor resmen. Altındaki boxer da çok seksi. İleride evimizin içinde hep böyle dolaşmanı istiyorum."
"Senin bu edepsizliğine galiba hiç alışamayacağım."
"Bu edepsiz, seni de kendine benzetir o zaman."
Kaldığımız yerden devam etme niyetiyle bana doğru eğildi ama aynı anda kapı çaldığında, bir şey demeden kucağından hoplayıp yatak odasına kaçtım.
Biraz sonra Arda poşetleri bana uzatıyordu. "Al bakalım hadi giy, beğenecek misin görelim."
"Sen çık, önünde giyinecek halim yok." dedim utana sıkıla.
"Çıkacağım ama poşetin içindekileri ben de görmek istiyorum."
Siyah kot pantolonu ve üzerine alınan su yeşili gömleği çıkardım. "Çok beğendim. Yeşilin bu tonuna bayılırım." dedikten sonra, poşetten ayrıca ördek başı yeşili ve somon renginde, ince deseni olan bir kazak çıkardım. "Çok teşekkür ederim Arda. Hepsini çok beğendim." diyerek yanağını öptüm.
"Bu kadar mı? Başka bir şey yok mu?"
"Var da, senin önünde açmam mümkün değil."
"Olmaz ben bunları zaten üzerinde göreceğim. Esas göremeyeceklerimi bekliyorum ki, üstünde nasıl durduklarını en azından hayal edeyim aşkım." dedi pişkin pişkin sırıtarak. "Onlar yoksa, bu da yok." dediğinde bir zarf gösterdi.
"O ne?" diye sorduğumda içini açıp ne zamandır beklediğim konser biletlerini gösterdi. Gözlerim kocaman olduğunda bakmak istedim ama elini hızla geri çekip uzanamayacağım kadar kaldırdı.
"Sen pakettekileri göster, ben de sana biletleri göstereyim." dedi.
"Pis sapık." deyip sırtımı döndüm. İç çamaşır paketini çıkardım. Kutuyu açtığımda biri çok açık bir yeşil, diğeri somon rengi iki çamaşır takımı gördüm. Kadın bu renklere takıntılıydı anlaşılan. Ama çamaşırlar gerçekten çok güzeldi.
İpekli saten kumaşları görünce bir iç geçirdim sanırım, sonra iç geçirenin ben olmadığımı anladım. Arda arkamdan yaklaşmış, omzumun üzerinden kutudakileri inceliyordu.
Yanaklarım kızararak kutuyu alel acele kapatmaya çalıştığımda Arda elini uzattı. "Bunları üzerinde görmek için neler vermezdim aşkım."
Parmakları ipeksi kumaşı tam almış kaldırırken eline vurarak kutuyu kapattım. "Şimdi biletler."
"Üzgünüm canım, onlar yoksa, bunlar da yok." diyerek zarfı arka cebine sıkıştırdı.
"Öyle mi Arda Bey? O zaman ben de üzgünüm canım. Hayal gücün iyidir diye ummaktan başka elimden bir şey gelmiyor." diyerek kıkırdadım ve onu omuzlarından itip odadan çıkardım.
Üzerimi değiştirdikten sonra salon kısmına döndüğümde Arda'nın kanepeye yayılmış televizyon seyrettiğini gördüm. Benim geldiğimi fark edince doğrulup ıslık çaldı. "Fıstık gibi kıza fıstık rengi gömlek çok yakışmış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)
ChickLitBir genç kızın aşka ilk uyanış hikayesi... İlk aşklar için 'özel' derler, 'unutulmaz' derler. Peki yüzünü görmediğiniz, gerçek sesini duymadığınız, maske ardındaki birine aşık olunabilir mi? Peki kimliğini bilmediğiniz bu erkek, sizin sonsuza kadar...