(Medya 2'de Chopin'in Nocturne nr.9 adlı eseri var. Bölümün ilerleyen zamanında Pelin piyanonun başına geçtiğinde açıp dinleyebilirsiniz.)
Lütfen sessiz okuyucu olmayın, beğendiyseniz yorum yazıp paylaşabilirseniz beni mutlu edersiniz.
~~*~~*~~*~~*~~*~~*~~*~~*Başka bir şey söylemeden ve yüzüme dahi bakmadan, düşen eşyalarımı yerden alıp bana uzattı ve kapıyı açıp beni bekledi.
Derin bir sessizlik içinde dışarıya çıktığımızda havanın serinliği beni biraz kendime getirse de, her şeyin bittiği gerçeği, üzerimi kara bir bulut gibi sarmıştı. Bir an nefessiz kalmışım gibi hissettim.
Uzaktan kumanda anahtar ile beyaz spor bir BMW'nin ışıkları yandığında, şaşıramayacak kadar duyularım körelmişti. Arabasını siyah olarak hatırladığıma emindim. Kapımı açıp beni içeri oturttuktan sonra kendisi de sürücü koltuğuna yerleşti.
Titreyen ellerimle emniyet kemerini çekiştirdim. Bunu gördüğünde üzerimden eğilip kemere uzandı. Yakınlığımızın farkına varıp bir an duraksadığını gördüm. Gözlerimiz birbirine takıldığında hemen bakışlarımı kucağıma indirdim.
Dokunacak kadar yakınken, ulaşamayacak kadar uzak olmamız canımı acıtıyordu. Benim için gururunu ayaklar altına alan adam, benden vazgeçmişti. Üstelik ne için? Ben konuşmayı becerip de duygularımı itiraf edemediğim için. İlk kez bir erkekle duygusal olarak birlikte olmaktan korktuğum için. Daha önce flört bile yaşamadığım ve tecrübesiz olduğum için. Sebebi ne olursa olsun, Arda benden vazgeçmişti.
Peki ben ondan vazgeçebilecek miydim? Ben nerede hata yapmıştım? Bilsem düzeltmek için elimden geleni yapardım ama bilmiyordum işte. Böyle bir durum nasıl idare edilirdi? Kızlar duygularını öyle pat diye söyleyebilir miydi? Yoksa önce erkekler mi dile getirirdi? Şimdi itiraf etsem, bu beni basit bir kız yapar mıydı?
Az önceki soğuk bakışlarını hatırlayınca, ölmeden mezara girmek deyimi bende ilk defa anlam buldu. Konuşamamak, yüreğimdeki duyguları söyleyememek içimi acıyordu, göğsümde sıkışan hava, ciğerlerimi zorluyor, içimdeki yangını körüklüyordu.
Bir nefes almaya çalıştığımda, burnuma dolan tıraş losyonunun kokusunu daha fazla solumamak için başımı sağa çevirip dışarıyı izlemeye başladım. Bu hareketimi kaçırmayan Arda'nın acı dolu ama bir o kadar da kararlı ve sert yüz ifadesinin camdaki yansımasını gördüğümde, bir süredir tuttuğum gözyaşlarım yanaklarımı ıslatıp hıçkırıklara döndü.
Arda arabayı kenara çekip durdurduğunda, gözlerimi kucağımda birleştirdiğim ellerime diktim. Onun buz gibi bakışlarını tekrar görmeye dayanamazdım. Omuzlarımı sarsan hıçkırıklara engel olamıyordum. Her şey başlamadan böyle mi bitecekti?
"Pelin lütfen bana karşı sen de dürüst ol."
Az öncekinin aksine sesi sıcaktı, yine Tuna gibiydi veya günler önce elimi usulca ellerinin arasında tutan Arda gibiydi, sevdiğim adam gibiydi.
İçimin katılması yüzünden sesimi bir türlü bulamıyor, ağzımı bir açıyor bir kapatıyor ama konuşamıyordum. Beklenti dolu sessizlik uzadığında nihayet, "Yapamıyorum Arda." diye itiraf ettim.
"Beni affetmek bu kadar mı zor? Bu kadar mı hırpaladım tüm olasılıkları?" Bir an elime doğru uzansa da, vazgeçip hemen geri çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)
Genç Kız EdebiyatıBir genç kızın aşka ilk uyanış hikayesi... İlk aşklar için 'özel' derler, 'unutulmaz' derler. Peki yüzünü görmediğiniz, gerçek sesini duymadığınız, maske ardındaki birine aşık olunabilir mi? Peki kimliğini bilmediğiniz bu erkek, sizin sonsuza kadar...