En fazla on dakika sonra, güzel bir binanın önünde durduk. Resmi üniforması içindeki vale kapılarımızı açtığında Arda anahtarı verdi.
"Hoş bir yere benziyor. Burası neresi?"
Kapının önünde park etmiş lüks arabalardan, buranın öyle herkesin gelebildiği bir lokanta olmadığını anlamıştım.
"Burası yalnızca üyelerin girebildiği bir şehir kulübü."
"Ve sen üyesin sanırım?"
Onun hakkında bilmediğim ne çok şey vardı. Üniversite öğrencisi Arda bu gece gitmiş, hiç tanımadığım, tamamen yabancısı olduğum çevreye ait bir Arda gelmişti.
İçimde adını koyamadığım aynı huzursuzluğu hissettiğimde, boğazımdaki düğümden kurtulmak için yutkundum.
"Evet ve ben üyeyim." dediğinde gülümsemesi ışıltılıydı. "Babam buranın en itibarlı müşterilerindendi. Daha doğrusu kurucu üyesiydi. O gidince tüm hakları bana geçti."
Bir şey söylemeden başımı sallamakla yetindim. Kapıdan girdiğimizde bir görevli, Arda'yı görüp saygıyla eğildi. "Hoş geldiniz Arda Bey."
"Hoş bulduk. Sizi kız arkadaşımla tanıştırayım." Bana döndü, "Aşkım, Tarık Bey bu kulübün müdürüdür."
Saçları hafifçe kırlaşmış adam sıcak bir ilgiyle bana baktı. Saygıyla eğilip selam vererek elini uzatmadan bekledi. Hareketleri protokol kurallarını bildiğini belli ediyordu.
Annem her zaman görgülü bir erkeğin, yeni tanıştığı kadına elini uzatmadan beklemesi gerektiğini söylemişti. Tanışma esnasında, eğer kadın sakınca görmüyorsa ve elini uzatıyorsa tokalaşma gerçekleşirdi. O zamanlar anlamsız gelen bu küçük protokol dersinin, bu gece işime yaraması hoşuma gitmişti.
Gülümseyerek, "Çok memnun oldum Tarık Bey. Adım Pelin." dediğimde, uzattığım elimi alıp hafifçe sıktı ardından nazikçe bıraktı.
"Ben de çok memnun oldum hanımefendi." Ben 'hanımefendi' sözüyle hafifçe irkilirken, adam Arda'ya döndü. "Sizin için hazırladığımız masaya kadar eşlik edeyim efendim."
"Teşekkür ederim Tarık Bey."
Yol göstermek için bir adım önümüzde ilerleyen müdür, hafifçe dönüp kibar ve saygılı sesiyle, "Efendim, bu arada hatırlatmama izin verin..." dedi. "Yönetim kurulu toplantısı Salı günü."
"Hatırlıyorum, geleceğimi bildirebilirsiniz." Arda'nın Tarık Bey ile konuşurkenki sesi, iş adamlarına özgü kendinden emin, ne yaptığını bilen ciddiyetteydi. Şehrin bu kısmında Arda'dan ziyade, kesinlikle Tuna gibiydi.
Masamız çok güzel bir konumdaydı. Arda sandalyemi tutup oturmama yardım etti. Onun bu asil ve kibar hareketleri, aynen balo gecesindeki gibi, beni her defasında şaşırtıyordu.
Masanın üzerindeki çiçek parterinden yayılan çiçek kokusunu içime çektim. Beyaz güller ve Kazablanka lilyumları eşsiz bir uyum içindeydi. Balo gecesindeki çiçeklerin yoğun kokusunu hatırlayıp gülümsedim.
Gözlerimi çiçeklerden ayırıp, şamdanların titrek ışığı altında Arda'nın yakışıklı yüzüne baktığımda, her zamanki gibi tepkilerimi dikkatle incelediğini fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)
ChickLitBir genç kızın aşka ilk uyanış hikayesi... İlk aşklar için 'özel' derler, 'unutulmaz' derler. Peki yüzünü görmediğiniz, gerçek sesini duymadığınız, maske ardındaki birine aşık olunabilir mi? Peki kimliğini bilmediğiniz bu erkek, sizin sonsuza kadar...