1.BÖLÜM

15.2K 405 50
                                    






Hikayemizin ilk bölümüyle herkese merhaba!

Nasılsınız bir tanelerim?

Daha önceki hikayelerimi okumayan varsa, aramıza yeni katılanlar varsa hoşgeldiniz İyi ki geldiniz Hiç ara vermeden başladık yeni hikayeye... Zaten araya zaman koymak istemiyordum.

İlk bölüme yorumlarınızı çok merak ediyorum açıkcası. Hikâyenin gidişatının değişeceğini daha önceden de söylemiştim. Birlikte çözüp ilerleteceğimiz bir hikaye olacak Umarım seversiniz, beğenirsiniz. Tersin Düzü'ne de özel bölümlerin geleceğini söylemiştim. Ne zaman gelecek bilmiyorum ama hiç merak etmeyin gelecek

Hadi bakalım geçelim hikayemiz! Umarım beğenirsiniz ve istediğiniz gibi olmuştur! Çok teşekkür ederim şimdiden İyi okumalar





Neredeyse gece karanlığı vardı gökyüzünde. Yağmur yavaş yavaş yağmaya başlamışken, genç kadın kendisini bu gece karanlığının içine attı. Çantasını omzuna çekerken üzerindeki eskimeye yakın olan ama siyah renkte olduğu için bunu pek belli etmeyen montuna sımsıkı sarılmıştı. İlerlerken adımlarını mümkün olduğunca hızlandırdı. Her ne kadar soğuğu daha fazla hissetmek istemesede dişleri birbirine vururken montunu kolundan uzaklaştırıp saatine baktı. Saat çok geç olmuştu. Saati görünce daha da; sanki mümkünmüş gibi daha da hızlandı genç kadın. Koşar adımlar ile gidiyordu artık. Olan olmuş, gecikmişti. Yapacak bir şeyi yoktu ki; tam saati gelip çıkacakken yanlışlıkla kırdığı tabak yüzünden çıkış saati uzatılmıştı. Anlatmıştı; 'Çıkmam gerek. Yarın fazlasıyla halladerim' demişti ama onu dinleyen yine kimse yoktu. Bütün çaresizliğiyle kendini açıklarken birde o iğrenç patronundan 'Beni ilgilendirmez, şimdi halledeceksin!' cevabını almıştı. Dayanamayordu artık bu alçak görülüp terslenmelere; bir kadın olarak kaldıramıyordu ama dayanıyordu. Dayanmaya mecburdu! Bu işi zor bulmuş verilecek parayı bile düşünmeden kabul etmişti. Etmese ne olacaktı, sanki çok daha iyi bir iş mi bulacaktı? Çalıştığı yer iyi bir yerdi; geleni gideni çok olurdu. Patronu herkese iyi, çalışanlara tam bir düşman gibi davranırdı; bunu kimsenin yanında yansıtmaz yanlız kalınca söylerdi ne söyleyecekse. Söyledikleri kabul görecek şeyler değildi, ezici, kırıcı, düşüncesizce... Çok şey geçiyordu genç kadının içinden dilinin ucuna gelen ama bu mecburiyetten geri dönen...

İşe girenlerin çoğu bu adam yüzünden çıkmıştı. En fazla üç, dört gün dayanıyordu dayanabilen. Orada durabilin az elemandan birisiydi genç kadın. Herşeye, söylenen bu sözlere, edilen ağır dayanılamayacak hakaretlere, yeri geldiğinde küfürlere tek bir şey için dayanıyordu.

Otobüs durağına yaklaşırken gözüne gelen ışığa baktı ve kendi istikametinde ki otobüs olduğunu gördü. Durağa doğru koşmaya başladı hemen. Eğer bu otobüsü kaçırırsa en az yarım saat bekleyecekti ve bu onun için hiç iyi olmayacaktı. Daha da hızlandı ve kıl payı yetişti. Nefes nefese binip  arkaya doğru ilerledi. Saat geç olduğu için pek kimse yoktu. Sabahtan akşama kadar ayakta kalıp hiç durmadan çalışmanın verdiği yorgunluk ile bulduğu ilk boş koltuğa oturdu.

Derin bir nefes verdi ama verdiği nefes bile yetmemişti kendisine. Çantasını kucağına koyduktan sonra ellerini de üstüne koydu. İçindeki korku otobüs ilerledikçe büyüyordu. Yine ne bekliyordu acaba kendisini? O eve hem çok gitmek istiyordu hemde hiç gitmek istemiyordu. İçi hem özlemle hemde sıkıntıyla dolarkan ineceği durağa geldiğini gördü ve kalıp düğmeye bastı. İnince yine soğuk içine işlemeye başlamıştı. Yine sıkıca sarıldı montuna. Yokuşu mümkün olduğunca hızlı çıkmaya başladı. Kendi sokağına gelince artık içindeki korku yüzüne vurmaya başlamıştı. Şanssız haline birde yorgunluk yetmiyormuş gibi yağmur şiddetini arttırmaya da başlamıştı.  Koşar adım ilerleyip eve vardı.

YENİ BİR HAYAT (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin