Ben geldim! Size bu kez heyecanla ve sabırsızlıkla bölüm getirdim! Bu heyecan nasıl bir şey anlatamam. Bir sürü duygu içimde oynuyor resmen. Sizleri çok özledim ben ya! Çok! Buranın havası bir başkaydı hep. Hep de öyle olacak.Gösterdiğiniz ilgiden, istekten, meraktan dolayı bir kez daha çok çok çok teşekkür ediyorum. Sizlere minnettarım beni yalnız bırakmadığınız için. İyi ki varsınız.
100.Bölüm... Bunun anlamını anlatmak sanırım mümkün değil. Bunun anlamının derinliğini zaten anlatmam ama sizler hissedersiniz. Birlikte 100 bölüm... Ne denir ki? Sizler iyi ki varsınız ve benimlesiniz. Çok seviyorum❤️🌹
Lafı fazla uzatmadan heyecanla sizi bölüme almak istiyorum. Bol bol yorum bekliyorum ona göre! Onları keyifle okuyacağım!
Diğer bölümde görüşmek üzere hepinizi öpüyorum, iyi okumalar ballarım🌹❤️
(Bilmeyenler için tekrar tekrar söyleyeceğim; yeni hikayem AYSAR'a bakabilirsiniz. Size ihtiyacı olduğunu lütfen unutmayın. )
********************************************
İki insanın birbirini sevmesi, aşık olması mucizeye denk gelen bir şeydi. İki kalbin karşılıklı her şeye kapanarak birbirine atması. Bu olay mucizeydi. Gerçekten çok az kişinin başına gelirdi. Gökyüzünde kayan yıldız görüldüğün de birlikte olmayı ilk istediğimiz şey aşktı. O bir dileği buna kullanmaktı. Burada bile aşkın içindeki fedakarlık ortadaydı. Her zaman isterdi bu fedakarlığı. Her zaman hissetmek isterdi. Bunu verebildiğimizde aşık olurduk. Kalbimiz yerinden çıkacak gibi attığında, saç telinden parmak ucuna kadar hissettiğin titreşim bedenine yayıldığında tam vücut merkezinde bir bomba bıraktığında, sonra o bombayı kişinin gözlerine baktığında patlattığında aldığın ısının tam kendisiydi aşk. Bomba patladığında her yerine yayılıyordu. Her bir hücrene. Hissetmeyen hiç bir yer kalmıyordu. Tüm duygular bir araya geliyordu. Ve ortaya aşk çıkıyordu. Aşk biter diyenler vardır, sevgi kalıcı diyenler... Hayatın tercihlerle ilerler. Aşkı seçersen aşkın büyür, sevgiyi seçersen sevgi. Ama ikisi de iç içedir. Biri olmadan diğeri de olmaz. Vazgeçilecek olan iki seçenek değildir bunlar. İkisi de doğru orantılıydı. Ayrılmaz iki yarımdı.
Ve şuan. Tam şuan. Saat gece karanlığından çok geç olsa da birlikte baş koydukları yatakta oturan kişiler... Onlar bu iki yarımı da taşıyorlardı.
Zeynep sırtını yatak başlığına arkasına yastık alarak otururken, Kerem'in başı onun omzunda dudakları omzunda ve boynundaydı. Eli karısının artık belirginleşen ve büyüyen karnının üzerindeydi. Zeynep'in parmakları ise onun parmaklarını elinin üzerinden kavramıştı. Bu an huzurdu. Kocasının elini karnında, dudaklarını boynunda hissetmek. Ap ayrıydı bu duygular. En derinden hissediyordu bunu.
Kerem elinin altındaki bebeğinin varlığıyla bir kez daha yaşama bağlanırken, dudaklarının altında ki sıcak ten ile yaşama nedenini hissediyordu. Dudakları boynundan yavaş yavaş yukarıya çıkarken Zeynep gülümseyerek başını ona doğru yatırdı ve sessizce konuştu.
_ Hamile bir kadına böyle şeyler yapılmaz. En iyi sen biliyorsun hayatım.
Kerem onun sessiz gelen sesine gülümserken daha da derinleştirerek öpmeye başladı. Tüm boynunu geziniyordu. O da tıpkı karısı gibi sessizce konuştu. Sesi iç yakıyordu.
_ Bu kadına dayanamıyorum, ne yapayım? Hayat beni bu kadınla sınıyor.
Kerem dudaklarını ondan yavaşça ayırdığında başını biraz geriye aldı ve karısına baktı. Elini yanağına yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ BİR HAYAT (TAMAMLANDI)
FanfictionKendi hayatını kızının üzerine adamış bir kadın... Hayatındaki en büyük şans olan o adam... Adam bir bataklıktı. Her gün farkında olmadan o bataklıkta bir hazine aradı! Hazine mucizelere gebeydi!