Eylül ani bir kararla nikaha gelmiştir...
Eylülü gören Songül koşarak yanına ve gelir sarılır. Sonra kızlar da gelir, hepsi Eylüle sarılır. Songül, Eylüle nikah şahidi olmasını istediğini söyler. Eylül de Songülün isteğini geri çevirmez...Feride ve Toprak da nikahtadır. Feride, Songülün erkenden evlenmesinden rahatsız olsa da onun adına sevinir...
İkisinden de aynı ses yükselir : "Evet!" Eylül imzayı attıktan sonra defteri Serkan'a uzatır. O sırada elleri değer. Bakıştıktan sonra Eylül elini çerker.Nikah kıyılır. Songül ve Güney artık resmen karı kocadır. Songül, Meralin işaretiyle Güneyin ayağına basar. Güney acıyla havaya zıplar. Acısı geçince de Songülü alnından öper.
Songül, çiçeği fırlatmak için kızlara arkasına geçmesini söyler.Meral çiçeği kapmak için elinden geleni yapacaktı. Ama çiçek, en arkada isteksizce duran Eylülün kucağına düşer. Eylül kucağına düşer düşmez çiçeği Merale atar.Eğlenmek için bir yerlere gidip kutlamayı teklif eder Güney. Herkes tamam der ve bi cafeye oturmaya giderler...Evlilik olayına rağmen,ilgi odağı Eylüldü. Aylar sonra çıkıp gelen Eylül değişmişti. Saçlarını kısa kestirmiş, oldukça zayıflamıştı. Neler yaptığını, hayatın nasıl gittiğini sorar herkes. Serkan da Eylülün Atakanla kayıplara karıştığına göre mutlu olduğunu söyler. Eylül tek kelime etmez. Serkan ısrar edip aşkını ve mutluluğunu neden sakladığını sorunca Eylül dayanamaz patlar.
"Sen benim ne yaşadığımı bilmiyorsun! Kimse bilmiyor!"
Serkan, niye terkettiğini sorar, onu sevmese Atakanla olmayacağını söyler, hala Eylüle inanmıyordu. "Mutluluğunun ardına yalanlar saklama Eylül, seviyorum onu de hadi itiraf et"
Eylül mutluluk kelimesini duyunca gülmeye başlar, sinirleri bozulmuştu. Kardeşinin en mutlu gününde morallerini bozmamak için sakin kalmaya çalışsa da herşeyi itiraf eder :
"Mutlu gibi mi görünüyorum Serkan? Sen neler olduğunu bilmiyorsun, en ufak bi fikrin bile yok. Sana kimin ilik verdiğini bile bilmiyorsun. Sana ilik veren Atakan'dı. Atakan ilik karşılığında seninle tüm bağlarımı koparmamı istedi, artık ne sevgili ne de arkadaş olamazdık, ben ise hiçbirşey diyemedim, elim kolum bağlıydı, kabul ettim, ne kadar üzüleceğimi bilsem de kabul ettim.
Herkes bana sırtını çevirdiğinde o bundan yararlanıp benim hayatımı cehenneme çevirdi, Kemal'in yapmasından korktuğum herşeyi bana tek tek yaşattı anlıyor musun?"Serkan duyduklarına inanamaz, herkes şoktadır. Kemalin yapmasından korktuğum şeyler derken ne demek istiyorsun diye sorar Songül. Eylül de ona bakıp ağlamaya başlar. Herkes ikinci kez şok olmuştur.
Serkan olanlardan kendini suçlu tutar. Artık Eylülün yüzüne bakıcak hali yoktur.
Eylül bağıra bağıra gerçekleri anlatırken sinirden ve üzüntüden başı dönmeye başlar, ve bayılır. Eylülü hastaneye götürmek isterler, ama Eylül biraz kendine gelir, hastaneye gitmek istemez. Hala sendelemeye devam edince de Serkan Eylülü kucaklayıp taksiye bindirerek hastaneye giderler, herkes peşlerinden gelir.Feride ve Toprak nikahtan sonra eve dönerler. Birden önlerine bir araç çıkar, Toprak fren yapmıştır ama çok geçtir, çarpışmışlardı. Feride can havliyle elini karnına götürüp " oğlum "der ve bayılır. Karnına saplanan cam parçasını farketmemiştir bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırgın Çiçekler
FanfictionMaria'sını çok seven Leonardo... Sevdiği için herşeyi kabullenen deniz gözlü bir adam ve onun için herşeyi göze alan bir yosun gözlü kız... Bu ikilinin ve çevresini anlatan bir Kırgın Çiçekler hayali senaryosu...