70.Bölüm - Beklenmeyen

567 38 17
                                    

Kapıyı açtıklarında Selin'i gördüler...
Güney sinirliydi,kapıyı kapatmak üzereyken Selin kapıyı iterek engel oldu.
Güneyse annesine bağırıp durdu "Sen ne istiyorsun benden? Yeter, karışma artık hayatıma, kaç yıl oldu bıkmadın, doymadın beni üzmeye. evlendim ben, senin babamla olduğun gibi berbat bir evliliğim yok benim. Ben Songüle aşığım, kızımız var, kızıma aşığım, işime, evime aşığım.... Beni birazcık seviyorsan hayatımdan çık, bırak mutlu olayım..."

Selin duyduklarına şok olmuştu... bu sırada Masal boş boş gözlerle bakarak "baba, kim bu teyze?"der. Selinin ağzından ise sadece tek bir cümle çıktı "ben sadece bugüne kadar yaptıklarım için özür dilemeye gelmiştim..."

Güney sinirli bir şekilde kapıyı kapadı. Annesine de yalanlarına da inanmıyordu...

Sabah, Serkan Eylülü uyandırdı, okula gidecekti ve o hala uyuyordu...
"Canım hadi okula gidiceksin..."
Eylül oflayarak kalktı.... çok yoruluyordu...
Serkan "şu okulun bitse de dinlensen artık, çok yoruluyorsun." der.
Eylül de "evet ya, bitse artık... neyse fazla kalmadı 2 haftaya bitiyor..." der. Bu arada gardroptan kıyafet bakıyordu... bi pantolonla gömlek seçti. Bu arada Serkan da giyiniyordu. Eylül pantolonu giyerken öfleyif durdu, sonra da sinirle çıkartıp yere attı.
Serkan "canım nooluyo?" diye sordu. Eylül de "bu pantolon daha 2 hafta önce oluyordu, şimdi giremiyorum içine..." der sıkıntıyla. Serkan da gülerek "bunu mu dert ettin?ben de birşey var sandım... " der ve gardroptan kıyafet seçer. Elinde bir elbiseyle Eylüle döner, "bu nasıl? Hem rahat edersin..." der. Eylül de bakıp onaylar ve elbiseyi giyer. Serkan gömleğini giymiş, kravatını bağlamaya çalışıyordu. Eylül yaklaştı ve kravatını bağlamaya çalıştı, "bunu hiç beceremiyorsun zaten..." diyerek. Serkan da gülüyordu, "ee bağlayan karım var, niye öğrenmeye uğraşayım ki" ...

Eylül okula geldi, Özlem yine bir köşede oturmuş duruyordu. Eylül yanına gitti iyi olup olmadığını sordu. Özlem iyi olduğunu söyleyip geçiştirdi ama iyi olmadığı her halinden belliydi. Kolunu ovup duruyordu. Eylül kolunu sıyırıp baktığında şok oldu. Kolu mosmordu. Özlem hemen kolunu çekti ve kapadı, bir yandan usul usul ağlıyordu. "Siz gittikten sonra babam dövdü beni...noolur bir daha gelmeyin..." der.

Eylül şok olmuştu, ne diyeceğini bilemedi, öptü kızı ve sınıftan çıkıp gitti, biraz sakinleşmeliydi, böyle ders veremezdi...
O sırada Serkan aradı "aradaydın dimi canım, bi arayayım dedim... "
Eylülse ağlıyordu "hissettin mi? Biraz moralim bozuk ama iyiyim..." der.
Serkan da telaşla "nooldu Eylül? Sen ağlıyor musun? Ben geliyorum..." der hemen.
Eylül de hemen engel olur "yok canım, şimdi derse giricem.. gelme, evde konuşuruzz..." der.
Serkan tatmin olmamıştı, öğle yemeğinde buluşmak üzere sözleştiler, bir an önce ne olduğunu öğrenmeliydi...

Songül sabah Güneyle konuştu. Ne olursa olsun o annesiydi ve görüşmelerine mani olmak istemiyordu. "Güney, bak onlar senin anne baban, ne olursa olsun, ne yapmış olurlarsa olsunlar onlarla bağını koparamazsın..." der. Güney şaşırmıştı, bunları Songül mü söylüyordu?
Güney de hemen "ama Songül, onlar bize neler neler çektirdiler, yapma allah aşkına..." der.
Songülse hemen karşı çıkar "tamam ama bak belli ki pişman, ben görüşmek zorunda değilim ama sen git, anne babanla görüş, beni sevmiyorlar ama sen oğullarısın sevgili..."
Güney de hemen "benim ailem sizsiniz, sizi kabul etmeyenlerle işim olmaz benim..." der...

Eylülle Serkan öğlen yemeği için buluşurlar, Eylül anlatmaya başlar.. " biz çocuğumuzu el bebek gül bebek büyütüyoruz, pamuklara sarıyoruz, ama bunlar çocuklarını dövüyor Serkan, aklım almıyor... kızın kolu mosmordu, biz gittikten sonra dövmüşler. Kızcağız bir daha gelmeyin dedi, öyle kötü oldum ki..."
Serkan da etkilenmişti " şerefsiz herif, kız çocuğu bu, gerçi kız erkek farketmez, ama çocuk bu ya, nasıl el kaldırır? Eylül bunun bir yolu olmalı, o kızı yasal yollarla ailesinden alabiliriz bence. Artık biz karışmayalım yoksa kız daha çok zarar görücek..." der.
Eylül de kafasını sallayarak "Feride hanım da öyle dedi, halletmeye çalışıcak... of Serkan içim gitti öyle görünce ya..." der.
Serkan da sarılarak teselli eder...

Selim ve Masal kreşteydi, Masal bir kızla oynuyordu, Selim ise kapıda beliren ve gözünü ona dikmiş birine bakıyordu. Adamı tanımıyordu, adamsa gözünü ondan ayırmıyordu...

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin