83.Bölüm - Uyanış

418 32 17
                                    

Selin gelir. Songül ve Güney güzel bir sofra hazırlamıştı. Selin konuşmaya başlar " bak oğlum ben geçmişte çok hata yaptım, karını kızınızı görmeyi reddettim, seni sildim. Ama sen benim oğlumsun, canımsın... benim aklım başıma geldi oğlum. Eğer Songül de beni yaptıklarım için affedebilirse, ben sizinle beraber aile olmak istiyorum."
Güney yıllarca bu sözleri duymak istemişti. Annesini çok seviyordu ve çok özlemişti. Songül kafasını salladıktan sonra Güney annesine sarılır... sonunda tam bir aile olmuşlardı...

2 hafta sonra

Eylül taburcu olmuştu ama kızı da Serkan da hastanede olduğu için eve gitmemişti, diğerleri gibi hastanede bekliyordu. Yine Serkanın yanına gitti konuşmak için. Diğerleri camdan onlara bakıyordu...

Eylül Serkana kızlarını anlatıyordu " sana benziyor Serkan, aynı senin gibi sarışın, bir görsen öyle güzel ki.. seni bekliyor, babasını görmek istiyor o da.. sadece o değil, hepimiz bekliyoruz aslında.." der. O sırada Serkan biraz tepki vermeye başlamıştı. Elini sıkar Eylülün. Eylül farkeder farketmez koşar doktor çağırır, herkes telaşlanmıştı, Serkana birşey oldu sanar... Doktor geldiğinde de "elimi sıktı, uyanıyor mu? Elimi sıktı yemin ederim.." der. Herkes birbirine sarılır, sonunda Serkan iyileşiyordu. Doktor muayenesini yaptıktan sonra Serkanın uyanmaya başladığını söyler ve herşeye hazırlıklı olmalarını hatırlatır...

1 saat sonra

Herkes odadaydı, Eylül, kızlar, Demir, Kuzey, Nazan ve Sema hanım, Sadullah hatta Selim ve Masal da ordaydı. Songül ve Güney de arkada kalmışlardı hala kendilerini suçlu hissediyorlardı. Eylülse Serkanın elini tutmuş, yanındaki koltukta kucağında Selimle oturuyordu...

Herkes bir yandan Serkanın nasıl olduğunu soruyordu. Özellikle Eylül çok endişeliydi, hala Serkanın uyandığına inanamıyordu...
Serkan nerede olduğunu sordu, Nazan da oğluna yaşadıklarını ve kazayı anlattı, Serkan panik yapmıştı, doğrulmaya çalıştı ama ağrısı vardı acıyla inledi... herkes bir elden Serkanı rahat ettirmeye çalışıyordu. Sonra herkes yavaş yavaş çıkmaya başladı, Serkan geride duran Songül ve Güney'i farketti, "neden öyle arkada duruyorsunuz? Gelsenize.." der ve yanına çağırır onları. Güney yanına gelip "kardeşim özür dilerim, cidden ne yapacağımı şaşırmıştım. Ama yapmadım, kıyamadım Selim'e" der. Serkan da Güney'e kafasını sallar anladım manasında... Songüller de gittiğinde Eylül ve Serkan başbaşa kalır. Serkan birden Eylülü farkeder, karnı?? "Eylül! Nooldu?" der korkuyla. Eylül anlamamıştı, o da Serkanın tepkisine korkmuştu. Ne olduğunu sorar. Serkan da "karnın?Eylül kızımıza birşey mi oldu nooldu? Söylesene." der endişeyle. Eylül de sakinleştirir hemen, "sakin ol, iyiyim, kızımız da iyi. Sadece erken doğdu. Ama iyi.." der. Serkan endişelenmişti, neden erken doğduğunu sorar. Eylül de " şey... yani... senin ölüm haberini almıştık. Çok kötü oldum. Fenalaşmışım gerisini hatırlamıyorum zaten. Sonra seni geri döndürmeyi başarmışlar ama ben göremedim o anları..." der, bir yandan ağlıyordu.

Songül ve Güney de üzerlerinden büyük bir yük kalkmış halde eve dönerler, yorulmuşlardı. Mutlulardı, Serkan iyiydi ve kızları yanlarındaydı. Selin gelir yine, oğluyla barıştığından beri sık sık yanlarına gelip Masal'ı severek oğlu ve geliniyle yakın ilişki kurmaya çalışıyordu. Geldiğinde ellerinde bir sürü oyuncak vardı, hepsini Masal için almıştı. Masalla oyun oynuyorlardı. Masal elindeki oyuncak fincana çay doldurur gibi yaparak Seline ikram ediyordu, Selin ise keyifle onu içiyor gibi yapıyordu. İkisinin bu hali Songülü de Güneyi de mutlu etmişti. Seline müjdeyi verirler. Selin sevinmişti. Aslında aklımda onlar için birşeyler vardı ama Serkanın durumundan dolayı söyleyemiyordu. Artık Serkan iyi olduğuna göre söyleyebilirdi..

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin