68.Bölüm - Veli Toplantısı

495 42 14
                                    

Serkanın yaz tarifesinde hatırladığı 21.00 vapuru, bahar ayında oldukları için 20.00da bitiyordu yani son vapuru kaçırmışlardı....
Eylül söyleniyordu "naapıcaz şimdi Serkan?"
Serkan da gülüyordu, biraz yalnız kalmış olmaları işine gelmişti "nasıl naapıcaz? Sokakta yatıcak değiliz sevgilim, bir otelde kalıcaz."
Eylül " E Selim?" diye sorar.
Serkan da annesini arayıp durumu anlatır. Nazan da sorun olmayacağını söyler.

Zaten Selimin keyfi yerindeydi, Masalla çok iyi anlaşıyorlardı. Aksine anneleri gelse, daha çok üzülecek gibiydi, bunca saat bir kez sormadı bile...
Masalın da keyfi yerindeydi. Zaten aynı kreşe gidiyorlardı, orda da en iyi anlaştığı arkadaşı Selimdi.

Sado evdeki çocuk seslerinden oldukça memnundu.
"Kızım daha sık gelsenize, neşemiz yerine geldi dimi Nazan?"
Nazan da onaylayarak "Aynen güzel oldu, bi gün Eylül ve Serkanı da çağırırız, beraber toplanırız" der.
Songülle Güney bakışırlar. Her ne kadar barışmış gibi olsalar da hala Eylül ve Serkanla araları limoniydi...

Artık gitme vakti gelmişti. O kadar saat birlikte güzel güzel oynayan Masal ve Selim öyle yorulmuşlardı ki gözlerinden uyku akıyordu.
Songül ikisine de bakar "uyumak üzereler biz de artık kalkalım" der.
Nazan, çocuklara bakar " bırakın ikisi de bu gece burda kalsın, yarın alırsınız. Zaten uyumak üzereler, bırakın uyusunlar" der.
Güney bakıp " tamam Nazan teyze, biz gidiyoruz o zaman" der. İşine gelmişti, karısıyla başbaşa kalacaktı.

Güney eve gittiklerinde şalterleri indirir ve elektrikler gitti numarası yapar. Songül inanmıştı. Güney mum yakar ve Songülü de kendine doğru çekip sarılırlar. Güney ona ilk zamanlarını hatırlatır.
"Hatırlıyor musun eve ilk taşındığımızda, ilk evlendiğimiz zamanlarda, mum ışığında yemek yemiştik..."
Songül "oğlum, utandırmasana..." der.
Güney "ne diye utanıyorsun, insanın kocasını sevmesi suç mu?" der. Gülüşürler.
Songül "hadi karanlıkta oturmayalım, yatalım" der ve kalkar. Güney'e de kalkması için yardım eder.
Güney de kaşlarını çatıp "uyuyacak mıyız?" diye sorar. Songül de kızar gibi yapıp "Güneeeey" der. Ve odalarına geçerler.

Eylülle Serkan biraz dolaşıp, bir otel gözlerine kestirdikten sonra girerler. Odaları vardı, gidip yerleşirler.

Nazan, Masal ve Selimi yatırır.

Serkan sabah fayton sesiyle uyanır. Adada fayton gezileri meşhur olduğu için sıkça duymaları muhtemeldi. Yanına döndü Eylül uyuyordu. Ama dönmeleri gerekiyordu, uyandırmalıydı. Öperek uyandırdı...
" Ay, saat kaç? Geç kalmadık inşallah..."
Serkan gülerek " sana da günaydın sevgilim, öperek uyandırdık, ödülü bu mu olacaktı?" der
Eylül "canım benimmm, bugün veli toplantısı var. Gitmemiz lazım. Ödülünü sonra veririm merak etme" der tatlı tatlı gülerek.
Serkan "hadi o zaman gidelim"

Nazan çocukları uyandırmaya gelir. Selim ve Masal, sarılarak uyumuştu. Gülümser ve hemen fotoğraflarını çeker. Uyandırır, onlara çok güzel bir kahvaltı hazırlamıştı...

Songül uyandığında Güney yatakta değildi. Mutfağa gitti. Mutfağın halini görünce şok oldu.
"Bi insan yemek yapmayı bu kadar mı beceremez? Alt tarafı kahvaltı hazırlayacaksın sevgili..."
Güney, Songülün gelişiyle irkilir. Tüm sürpriz bozulmuştu, bir de azar yemişti.
"Ben toparlarım sen dert etme, gel bakalım, kocan sana kahvaltı hazırladı..."
Gerçekten güzel görünüyordu. Songül hızlı hızlı yedi. Güney gülerek "mızmızlanıyordun az önce, şimdi de kovalayan var gibi yiyorsun..." der.
Songül sinirlenir "oğlum, veli toplantısı var ya bugün, oraya gidicem, geç kalıcam yavaş yersem"
Güney de "haa tamam o zaman, ben de şirkete uğrarım." der.

Eylülle Serkan vapurdan indiler, arabaya bindiler.
Serkan " seni okula bırakayım, ordan da şirkete giderim" der. Eylül de ters ters bakarak " siz nereye Serkan Bey, ben benim sınıfın toplantısında olucam. Bil bakalım Selim'in toplantısına kim gidecek?" der. Serkan da "babası gidicek, anlaşıldı." der gülerek.
Eylül de tatmin olmuş bir şekilde "aferin babası, hadi bakalım, babalık görevini yapmaya..." der.

Toprak, Güney'i arar. Feride de toplantıya gideceği için boştu. Erkek erkeğe konuşup dertleşmek için Serkanla Güneyi eve çağırıyordu. Güney Serkana da haber vereceğini söyler. Sonradan hatırlar kırgın olduğunu, ama söylicem demişti bir kere....
Güney, Toprak'ların evine gelir, Kuzey ve Demir de oradaydı. Güney hemen Serkanı arar. Telefon hoparlördeydi....

Okula geldiklerinde Serkan, Eylülü öper, Eylül koştura koştura sınıfa gider. Bu sırada Serkanın telefonu çalar, arayan Güneydi.
Güney "Serkan, Toprak hoca bizi evine çağırıyo, hani bizimkiler toplantıda ya, erkek erkeğe takılalım diyoruz, Kuzey ve Demir de burada hem..." der.
Serkan da  " olmaz, ben babayım baba... toplantıya geldim Selim için..." der, gülüyordu aslında gurur duymuştu...
Güney " e sen de mi gittin? Songül tek gitti, beni almadı" der.
Serkan Songülün geldiğini görür ve "görebiliyorum, ama ben Selim için geldim, Eylül kendi sınıfının toplantısında olucak" der ve telefonu kapatır. Songülle beraber hiç konuşmadan toplantının yapılacağı sınıfa giderler....

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin