Eylül çocukları da alır gider. Cemrenin aklında sorular vardı. Eylül neden gidiyordu ve dönmemek de neyin nesiydi? Serkanla kavga mı etmişlerdi?
Serkan bankadan hesabındaki tüm paranın çekildiğine dair bir mesaj alır. Şaşırmıştı hemen bankayı arar ve Eylülün tüm parayı çektiğini öğrenir. Eylülü arar ama Eylülün telefonu kapalıydı. Endişelinip eve gelir. Ama evde kimse yoktu. Odasına bakar Eylül orda da yoktu. Komidinin önündeki mektubu ve yüzüğü görür. Mektubu okuyunca Eylülün onu terkettiğini anlar....
Çocukların odasına bakar, bomboş olduğunu görür. Gardroplar bomboştu. Sadece Belis'in bir oyuncağı kalmıştı beşiğinde. Onu eline alarak sürekli olarak Eylülü arar. Eylül telefonu açtığı bir an Serkanın aradığını görünce açmak zorunda kalır, mektubu okumuştu demek ki. Ama yüzlemeye hazır mıydı??Serkan " Eylül sonunda açtın. Nooluyo? Bu mektup ne demek oluyo? Bi açıklama yapıcak mısın?" der. Eylül de gayet sert bir şekilde "herşey yazıyo orda. Merak etme seni kızından ayırmıcam. Yakında kavuşacaksınız. " der. Serkan hala şoktaydı "saçmalama Eylül ne diyorsun sen? Şaka bunlar dimi? Hadi dön gel." der. Eylül de "şaka falan değil Serkan. " der. Serkan "tüm parayı da çekmişsin. Nooluyo Eylül? Başın mı dertte?" der. Eylül de "hayır sadece fırsat kolluyordum. İstediğim sadece paraydı. Son anlaşmanın sonuçlanıp o parayı bankaya yatırmanı beklemiştim. Ama merak etme, boşanırken senden tazminat falan istemicem." der. Serkan "para benim umrumda değil Eylül. Bu sen değilsin! Sen böyle biri değilsin. " der. Eylül de "ben hep böyle biriydim Serkan. Sadece sana belli etmedim." der. Serkan da "yani tüm derdin para mıydı?" diye sorar. Eylül de "evet. Ve istediğimi aldım. Bir daha arama beni " der ve telefonu Serkanın yüzüne kapatır. Serkan ne yapacağını şaşırır. Söyledikleri doğru olabilir miydi?
Songül Mertin söylediklerinden sonra donup kalmıştı. Mert ona ilan-ı aşk etmişti ama Songül böyle birşeye hazır değildi, "Mert ben..." diyecekken Mert onun sözünü keser "biliyorum. Güney yeni öldü, ben seni değil onu seviyorum. Acım taze diyeceksin, sana yetemem diyeceksin. Ama benim umrumda değil. Böyle arkadaşça konuşabiliriz, iki iyi dost olabiliriz. Ben sadece benim hissettiklerimi bil istedim. Hepsi bu. Seni hiçbirşey için zorlamıcam. " der. Songül ne diyeceğini bilemez...
Serkan, Kader- Cemre ve Meral'e haber verir. Kızlarla Eylül hakkında konuşacaktı, belki onlar birşey biliyor olabilirdi. Eylülün söylediklerini anlatır onlara, Kader ve Meral şok olmuştu "böyle birşey olmaz, Eylül öyle biri değil, Eylül niye böyle yapıyor" diyip durdular. Ama Cemre daha durgundu, Serkan farketmişti "Cemre? Tabi ya, sen biliyorsun dimi? Eylül sana derdini anlattı dimi?" der. Kızlar da merak etmişti, Cemreyi sorguya çekerler. Cemre de en sonunda "evet biliyorum." der. Serkan anlatmasını ister. Cemre de "Serkan, ben Eylülün para peşinde olduğunj bilmiyordum. Bana böyle söylemedi. Bana sadece seni sevmediğini o yüzden seninle duramadığını söyledi. Bi de uzaklara gidecekmiş. Çocukları da sana bırakacakmış. Benden de onlara annelik yapmamı istedi" der. Kızlar da Serkan da şok oldu Cemrenin söylediklerine...
Eylül de telefon görüşmesi yapıyordu "ne kadar kaldı?..... Ama bu çok az. Birkaç gün daha lazım bana lütfen. Çocuklarımla birkaç gün daha geçirmek istiyorum.... tamam görüşmek üzere"....
Songül ve Mert hiç konuşmadan eve dönerler. Songül eve geldiğinde ben naapıyorum diye düşündü. Güney'e ihanet mi etmiş oluyordu. Güney'in dediklerini düşündükçe çıldırcak gibi oluyordu...
Flashback
Güney biraz düşünür " evet ama Eylül güçlü bir kız, zor olurdu ama atlatırdı. Hem çocukları var, onlar için savaşırdı, bir süre sonra hayatına bakardı, yeniden gülerdi, yeniden evlenirdi..." der. Songül "evlenir miydi? Sanmıyorum." der hemen. Güney "ne yani, bana birşey olsa sen ömrünün sonuna kadar yalnız mı yaşardın?" der.
Flashback sonu
Eylül, çocuklarıyla geçireceği son birkaç günü olduğunu farkettiğinden onlara birşey hazırlamak ister. Hem onlara hem de kızlar ve Serkana...
Öncelikle çocukları için bir CD hazırlar. Kamera kayıt etmeye başlayınca söylemek istediği herşeyi söyler.
"Merhaba çocuklar, Selim, Belis... Selim, belki sen beni hatırlarsın, hayal meyal... ben anneniz Eylül. Eğer bunu izliyorsanız, ben hayatınızdan tamamen çıkmışım demektir, artık çok uzaklarda olduğumu bilin. Ben sizi bırakmak istemedim gerçekten. Belki babanız anlatmıştır. Ben yetimhanede yaşadım, orada hep ailesi tarafından terkedilen çocuklar vardı. Beni de annem bıraktı oraya. Ve hep derdim ki ben o annelerden olmayacağım, onların yaptıkları hataları yapmıcam ve asla çocuklarımı bırakmıcam. Elimde olsa yine bırakmazdım ama zorunda kaldım, gerçekten. O yüzden ne olur benden nefret etmeyin. Ben sizi çok seviyorum.
Selim, sana bazı gerçekleri açıklamak istiyorum annecim. Belki Serkan sana söylemiştir, ama söylemediyse de bil. Senin gerçek baban Serkan değil. Ve baban hayatta, yani şuan bu videoyu çekerken hayatta. Gerçek babanın ismi Atakan, ama gerçekten tanımak istemeyeceğin kadar kötü bir insan. Ama Serkan sana, senin varlığını öğrendiğinden beri babalık yapıyor. Kardeşinden bir gün olsun ayırmadı seni. O yüzden onun değerini bil olur mu? Seni daha ufacık bir çocukken terkediyorum, belki günlerce üzülüp, ağlayacaksın ama yapmak zorundayım. Bu şimdi olmasa başka bir gün olacaktı, ne olur anla beni...
Kızım, Belis. Güzel kızım benim. Daha bana anne diyişini duyamadan, yürüdüğünü göremeden terketmek zorunda kalıyorum seni. Ama bil ki seni çok seviyorum güzel kızım. O güzel kokunu içime çekerek gidiyorum. Eminim ki baban da Cemre teyzen de sana benim yokluğumu hissettirmeyecek. Seni çok seviyorum bitanem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırgın Çiçekler
FanfictionMaria'sını çok seven Leonardo... Sevdiği için herşeyi kabullenen deniz gözlü bir adam ve onun için herşeyi göze alan bir yosun gözlü kız... Bu ikilinin ve çevresini anlatan bir Kırgın Çiçekler hayali senaryosu...