Serkan "ne? Ne diyosun sen Kader?" der. Kader sadece ağlıyordu, herkes donup kalmıştı. Kader "hastaymış kardeşim. Saklamış bizden. Ölmesini izlemeyelim diye gitmiş." der. Serkan birden fırlayıp gider, herkes arkasından seslenir ama o kimseyi duymaz.
Kızlar Güneyin acısının üstüne bir de kardeşlerinin acısını yaşıyordu. 4ü de ümidi kesmişti, sadece ölüm haberini almayı bekliyorlardı. 4ü de Eylülle vedalaşamamanın hüznünü yaşıyordu. Songül, ağlayarak helva kavuran Nazan'ın yanına gitti ve helvayı kendisinin kavuracağını söyledi. Zaten hüzünlü olan bugün iyice yas evine dönmüştü...
Serkan, Cemrenin söylediği otele geldi. Resepsiyondakilere durumu anlatıp kamera kayıtlarını açmalarını söyledi, Eylül bir taksiye binip gitmişti. Taksinin plakasını alıp durağa gitti. Ve Eylülün taksisine bindiği taksiciyi beklemeye başladı...
Kader "Serkan gitti."der. Nazan "nereye gitti?" diye sorar. Kader bilmediğini söyler. Cemre "Eylülü aramaya gitmiştir. Ama nerde bulucak ki?" der. Erkekler hastaneleri aramaya başlamıştı. Meral "yok artık böyle tek tek hastaneleri mi arayacaksınız?" der. Cenk de "gerekirse öyle yapıcaz Meral." der. Mert bile seferber olmuştu... Kader "hastanede değildir. Zaten savaşmaya niyeti olsa gitmezdi. Kesin tek başına bir yer tuttu, orda tek başına ölmeyi bekliyor, hatta belki öldü bile çoktan" der. Nazan bile korkmuştu...
Taksici geldiğinde Serkan ona Eylülün resmini gösterip nereye bıraktığını hatırlayıp hatırlamadığını sorar. Adam da hatırladığını söyleyip adresi verir. Serkan hemen oraya gider.
Serkana bir hastane tarif edilmişti. Serkan girip Eylülü sordu ama yoktu, Eylül bu hastanede değildi. Serkan ümidi kesmiş bir biçimde eve geri döner, Eylülsüz...
Aradan 2 yıl geçer...
Eylül o günden beri yoktu, haberi alınamıyordu, ölüm haberi de gelmemişti, ilk birkaç aydan sonra Kader gibi herkes ümidini kesmişti, herkes onu öldüğünü kabul eder..
Selimle Masal okula başlamıştı, Belis ise ortalıkta herşeyden habersiz dolanıyordu..
Songül Mertle yeni bir ilişkiye başlamıştı, Masal Merti kabullenmişti, Mert de Masalı...
Mert Songülün sınırlarını biliyordu, o yüzden ona göre davranıyordu, yine de araları iyiydi ve ilişkilerini herkes kabullenmişti...Serkan asık bir suratla eve gelir, elleri pantalonu toprak olmuştu. Cansu onu kapıda karşılar, "ne oldu böyle üstüne başına?" der. Serkan cevap vermeden odasına çıkar. Duş alıp üstünü değiştirdikten sonra akşam arkadaşlarıyla buluşacağını söyler Cansu'ya. Cansu kendisinin de geleceğini söyler, çocukları alır çıkarlar. Serkan tek kelime etmiyordu. Herkes oradaydı, Güney ve Eylül hariç... Herkes Cansu'ya mesafeliydi ama hamile diye birşey demiyorlardı.
Herkes Serkandan şarkı söylemesini ister. O da çıkar sahneye ve aklından geçen şarkıyı söyler...Yoksun,Yine Varligim Surunuyor
Sensizligim Bilinmiyor
Sen Gittin Gideli Ellerim Hep Titriyor
Kalbim Bu Acıyı SaklıyorYıllar Sonra Bile Hiç Kimseye Söyleyemedim
Bu Sevdayı Kalbime Gömdüm Ve Sen Öldün
Şimdi Eşim Dostum Beni Hastayım Sanıyor
Yastayım Hiç Kimse BilmiyorSeni Son Gördüğüm Yerde Yıllar Sonra
O Gün Geldi Yine Aklıma
Bu Kez Bir Elimde Kızım İçimde Fırtına
Göçüp Gittigin O Yol DaSen Varmışsın Gibi Her Gece Işığı Kapatmadım
Gel Gör ki Ben Hala Yokluğuna Alışamadım
Şimdi Eşim Dostum Beni Hastayım Sanıyor
Yastayım Hiç Kimse BilmiyorÇok Zor O Kadar Yıl Sonra İtiraf Etmek
Bu Aşkı Bertaraf EtmekBu Kez Sana Söyleyecek Ne Cok Şey Vardı
İsterdim Bak Unutmadım DemekYıllar Sonra Bile Hiç Kimseye Söyleyemedim
Sen Öldün Ben Bu Sevdayı Kalbime Gömdüm
Şimdi Eşim Dostum Beni Hastayım Sanıyor
Yastayım Hiç Kimse BilmiyorBugün Doğum Günün Yanında Değilim
Bu Yüzden Hiç İyi Değilim
Yaşlandım Artık Bıraktığın Gibi Değilim
Üstelik Bir Kızım Var EvliyimYıllar Sonra Bile Hiç Kimseye Söyleyemedim
Bu Sevdayı Kalbime Gömdüm Ve Sen Öldün
Şimdi Eşim Dostum Beni Hastayım Sanıyor
Yastayım Hiç Kimse BilmiyorSen Varmışsın Gibi Hergece Işığı Kapatmadım
Hastayım Hiç Kimse Bilmiyor...Songül şarkının etkisiyle eskilere dalar, Güneyle yaşadıkları herşey bir bir geçer gözünün önünden. O ilk gece, karakol, Güneylerin planladığı havuz şakası, köfte tezgahı, el ele zabıtalardan kaçmaları, okula itiraf, evlenmeleri, tatilleri, kızlarının doğumu, kaza, cenaze... Ağlıyordu, şarkı tam da onu anlatıyordu...
Serkan da şarkıyı söylerken ağlıyordu. Onun da bir bir geçiyordu herşey gözünün önünden, yurt kapısı önünde çarpışmaları, karakol, Eylülün Kemali bıçaklaması, cinayet örtmeleri, tüm o gereksiz kavgaları, el ele gezdikleri günler, evlilikleri, Selim, Belis herşey geçiyordu gözünün önünden...
Kimse Songül ve Serkanın bu tavrına anlam verememişti. Sonuçta geçmişte kalmıştı herşey. Onlar hayatlarına devam etmeyi seçmişti. Şimdi niye ağlıyorlardı ki? Cansu "Serkan evde de bi garipti" der. Kızlar da anlam veremez şekilde birbirlerine bakar. Şarkının sözleri Cansu'nun içini acıtmıştı. Hala o kadını düşünüyordu çünkü...
Serkan arkadaşlarının yanına geldiğinde anlamsız bakan gözlerle karşılaşır. Serkan "neden öyle bakıyorsunuz?" der. Cemre " yani biz anlayamadık, olanlardan bunca yıl sonra neden böyle bir şarkı söyledin?" der. Serkan da "yeterince açık değil mi Cemre? Tabii kardeşim dediğiniz insanın doğum günü olduğunu unutacak kadar silmişsiniz onu. Bugün Eylül'ün doğum günü, bu şarkı da onaydı.." der. Herkes Cansu'ya bakar, üzgündü... Cansu "madem onu unutamıyorsun, niye benimle evlendin? " der. Serkan da "benimle evlenmek isteyen sendin. Ben sana hiçbir zaman vaat vermedim, beni bu şekilde kabul etmen gerektiğini söyledim, benim onu hiç bir zaman unutamadığımı sen de gayet iyi biliyorsun. Sadece kabul etmek istemiyorsun " der. Cansu "madem onu unutamıyorsun, bu çocuk nasıl oldu?" der karnını göstererek. Serkan da "özelimizi herkesin içinde mi dökücez? Peki. Ben, sen her çocuk meselesini açtığında eve sarhoş geliyordum Cansu, sırf kendimi bile unutayım diye. Ben o geceyi hatırlamıyorum bile. Bana haberi verdiğinde ne kadar şaşırmış olduğumdan bunu anlaman lazımdı" der. Cansu ağlıyordu. Serkan devam eder "unutamıyorum, ben Eylülü unutamıyorum. Ölse de beni terketmiş de olsa unutamıyorum. Hayatıma hiçbirşey olmamış gibi devam edemiyorum. Bugün nerde olacağımı soracak olursan, Eylülün o boş mezarındaydım." der.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırgın Çiçekler
FanfictionMaria'sını çok seven Leonardo... Sevdiği için herşeyi kabullenen deniz gözlü bir adam ve onun için herşeyi göze alan bir yosun gözlü kız... Bu ikilinin ve çevresini anlatan bir Kırgın Çiçekler hayali senaryosu...