31.Bölüm - İhanet

713 33 13
                                    

Nikah kıyılmıştı...
Eylül son anda ayağa kalkıp oğluna sarılan Nazanı görür. Serkan'la Nazan yeniden barışmıştı. Defne de orda Cemreyle sarılıyordu. Defne ve Cemre?
Eylül, bu manzaraya daha fazla dayanamadı, gitmek istiyordu. Serkan göz ucuyla Eylüle bakıyordu. Sonra  Atakanın kucağında Selim'i gördü, kocaman olmuştu...
Eylül tam gitmek üzereyken, Selim ağlamaya başladı, herkes arkasını döndü. Atakan "ben Selim'i arabaya götürüyorum canım" der. Eylül ve Atakanı o şekilde gören kızlar, Güney ve Cenk şok olmuştu. Eylül yavaş yavaş masaya doğru yaklaşır, önce Cemrenin yanına gider. Tebrik etmek için sarılır, kulağına doğru sessizce "ben sana kardeşim dedim, sen bana ihanet ettin" der. Sonra Serkanın önünde durur. Elini uzatır, Serkan elini sıkmıştı. " İkimiz de ayrı dünyalara dağıldık. Şu şekilde durmamız ne kadar da tuhaf değil mi? Sana artık ne demeliyim? İnşallah mutlu olursun, mutluluğu hakeden insanlardansın Serkan..."
Kızların yanına giderek, "ben sizi özleyip gelmiştim aslında, nikah olduğunu bilmiyordum. Yurttaki kızlar söyledi, Cemrenin nikahı var dediler, ama davet edilmediğimden anlamalıydım..."
Songül, "kardeşim yapma, gitme yeniden, bizi bırakma" der. Eylül döner, Masal'ın elini öpüp gider...

Eylül, arabaya doğru gider, hıçkırarak ağlıyordu. "İstanbul bir hataydı, eve gidelim"der. Atakansa hiç tahmin etmeyeceği şekilde keyiflenmişti...

Songül'ün keyfi kaçmıştı. Eylülün görmesi çok kötü olmuştu. Zaten Cemrenin zoruyla gelmişti, aslında gelmek ve Eylüle ihanet etmek istemiyordu. Güney, Masal'ı kucaklayıp, Songül'e sarıldı. "Eylülü bir daha göremicem Güney, kardeşim o benim ya, bir daha yüzüme bakmaz..." Güney, Songülün saçlarından öper, " O da kendine bir hayat kurdu Songül, Serkan üzülmedi mi? Şimdi o da kendi hayatını kuruyor..." Songül kabul edememişti. Serkan herhangi biriyle evlenebilirdi ama hiçbiri Cemreyle evlenmesi kadar acıtmazdı Eylülün canını...

Atakan Eylül ve Selimi eve bıraktıktan sonra işe gider.Eylül eve geldiğinde annesine sarılır. "Ben sizler ve oğlum için daha iyi bir yaşam için evlenmiştim, aşkımı kalbime gömüp, sevmediğim bir adamla evlendim, Cemre ise bana ihanet etti anne, ihanet etti... Hele Serkan, bunu bana nasıl yapabildi? Beni hiç mi sevmedi?...."

Eylül, Selim'i yatağına yatırır, ağlayarak uykuya dalar.
Kemal, Atakanın gidişini fırsat bilmişti. Eylül, ne yaparsa yapsın o Kemal'indi. Hep de öyle kalıcaktı. Kemal evin çevresinde dolaştıktan sonra açık bir pencere farkeder. İçeri girer, sessizce dolaşıyordu. En sonunda Eylül'ü yatarken buldu. Yan tarafta da çocuğu gördü uyuyordu. Sonra Eylülün yanına eğildi "eninde sonunda benim olacaksın Eylül, Dünyanın öbür ucuna gitsen de bulurum seni" . Eylül uyanıp karşısında Kemal'i görünce çığlık atar. Mesude içeride korkuyordu ama hareket edemiyordu. Bacakları ve kolları eskiye göre biraz hareket edebiliyordu ama hala kalkacak gücü yoktu, kızı ise çığlık çığlığaydı...
Mesude kendini zorladı, ayağa kalkmaya çalıştı, fizik tedavide zorla da olsa kalkabiliyordu. Kızını kurtaracaktı, zorla da olsa ayağa kalktı, ama nasıl gidecekti?

Eylül çırpınıyordu, aklına Atakan geldi, aynı şeyleri tekrar yaşamak istemiyordu, bunu kaldıramazdı. Ama Kemal üstündeydi ve kalkmıyordu, Eylül çırpındıkça çırpındı. Kemal, Eylülü öpmeye çalıştı. "Kaç tane adamla evlendin, onlara var da niye bana yok kız? Hadi naz yapma, senin de hoşuna gidiyor..." Eylülse onu üstünden kaldırmaya çalışıyordu...
Kemal "ahhh!" diye inledi ve Eylülün üstünden inip yere düştü. Kemal yere düşünce, karşısında titreyen elinde kanlı bir bıçakla yere düşmek üzere olan annesini görür.
Mesude " yaptım Eylül, sonunda seni bu pislikten kurtardım kızım...."

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin