27.Bölüm - Gözyaşı

657 33 13
                                    

Serkan "kim kaçırmış?" diye sorar, endişeliydi. Eylül "Atakan" der ve bayılır. Eylül kendine geldiğinde kızlar ve Serkan başındaydı. "Hemen gidelim arayalım, birşey yapalım" der. Kızlar da gidecekken akıllarına Songül gelir, Meral ve Cemre "biz kalırız der. Kader, Cenk, Serkan ve Eylül aceleyle Cenk'in arabasıyla yola çıkarlar...

Songül içeri geldiklerinde Meral ve Cemre'ye diğerlerini sorar. Cemre birşey söyleyemez, işleri var diyip kestirir atar.

Karakola gidip kayıp ilanı verir. Eylül zar zor ayakta duruyordu. Haberi alan Feride ve Toprak haberi alır almaz Eylül,Serkan, Mesude ve çocukların kaldığı eve gelir. Arkalarından Eylüller gelir. Kader, Eylülün yanında onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

Songül, dinleniyordu Güney de yanındaydı kızlarına isim düşünüyordu. Songül'e sürekli bunu mu koysak, bu isim nasıl diyip duruyordu, Songülse 'o ne biçim isim Güney?' diyip duruyordu. Bir yandan ona bağırışını affedemese de onu çok sevdiği için yaşadıklarını unutmaya hazırdı.

Eylül, yavaş yavaş yerinden kalkar, odasına gider, bebeğin beşiğini görür, ağlamaya başlar... Feride ve Kader sesi duyunca odaya gelirler, Eylül elinde mavi bebek önlüğüyle yere çömelmiş ağlıyordu. Onu o halde görünce Feride de ağlamaya başlar, bebeğini kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyordu...

Songül hala gelmeyen Kader ve Eylülü merak eder. Ne işleri vardı da apar topar gitmişti. Güney de ikide bir telefon konuşması için dışarı çıkıp duruyordu. Yoksa başka bir kadın mı? Güney onu aldatıyor olabilir miydi? Güney geldiğinde ona hayatında başka bir kadın olup olmadığını sorar. 'sonuçta benden sıkılmış olabilirsin, şişmanladım, annenle kavga edip duruyorum, başına bir sürü dert açıyorum, benden sıkıldın mı Güney? Beni aldatıyor musun doğru söyle?' Güney şok olmuştu ve Songülün bunları neden söylediğini anlayamamıştı. 'saçmalama Songül ben seni nasıl aldatabilirim ? Seviyorum kızım ben seni' der. Songül gelen telefonların açıklamasını yapmasını ister. Güney birşey diyememişti, Songül'ü üzmek istemiyordu...

1 hafta sonra,

Polisler her yerde Atakan'ı arıyordu ama bir iz bulamazlar. Eylül çıldırmak üzereydi. Sürekli ağlıyordu. Mesude içerideki odadaydı. Cemre ve Meral Eylülü teselli etmek için eve gelir. Kaderse Songülün yanına gider. Songül, 'herkes geldi bi Eylülle Serkan bana uğramadı niye gelmiyorlar?' diye sorar. Kader gerçeği Songüle söylemeye karar verir..

Güney de Serkanların evine gelir. Serkan Eylüle belli etmemeye çalışıyordu, sakinliğini korumaya çalışıyordu ama zor duruyordu. İçerideki odada herkesten uzak bir köşede ağzını tutup ağlamaya başladı.Güney yanına gelip sırtını sıvazlayarak teselli etmeye çalıştı. O da kızının kaçırıldığını düşünüp ne hale geleceğini düşündü, hiçbir teselli onu iyi etmezdi. Serkan 'niye hala bulunamıyor çıldırıcam Güney, niye hala yok? ' diyerek masanın üstündeki elinin tersiyle iterek sinirini çıkartmaya çalışır, Güneyse Serkanı tutup sakinleşmesini, kendini toparlamasını ve Eylülün yanında olmasını söyler...

Eylül günlerdir konuşmuyor, yemiyor içmiyordu. Serkan, Eylüle birşeyler hazırlamıştı yemesini ister. Eylül, iştahının olmadığını söyler. Serkan da sakin olmasını ve Selim'in er ya da geç bulunacağını söyler. Eylül dayanamayıp konuşmaya başlar, o kahrolurken Serkanın bu kadar sakin olmasını kaldıramıyordu...

'sen nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun anlamıyorum. Aa tabii sonuçta babası değilsin, haklısın başkasının çocuğu için niye kahrolasın ki? Ama ben onun annesiyim, senin kadar sakin olamıyorum ve senin karşımda böyle sakince durman sinirimi bozuyor'

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin