Güney uzunca süre bağırıp kızını aradıktan sonra okuldaki görevliler polislere haber verdiler. Herkes bildiği herşeyi anlatınca polisler her yeri arayacaklarını söyleyerek Güneyi gönderdiler. Songülse hala gelmeyen Güney ve Masalı merak etmeye başladı. Kapı çaldı, gelenler Eylül, Serkan ve Selimdi. Songül saatin geç olduğunu farkettiğinden Güneyi aramaya karar verir. Ama tam arayacakken Güney gelir, yanında Masal yoktu ve Güney perişan görünüyordu. Güney olanları anlatır. Songül ağlanıp çırpındıktan sonra bayılır. Güney şoktaydı Songülün bayıldığını farketmemişti bile, Eylülle Serkan kaldırmaya çalıştı.
2 saat önce
Atakan yeniden Masal'ın yanına gitmişti. Masal, Atakanla ilgilenmiyordu tembihlenmişti aynı Selim gibi. Atakan onunla konuşarak telefonundan Eylülle olan resimlerini gösterdi. Masal teyzesini görünce ikna olmuştu ve Atakanla konuşmaya başlar. Atakan ona babasının işi olduğu için gelemeyeceğini ve onu alıp eve götüreceğini söylemişti, Masal da ikna oldu ve gittiler.
Masal eve gelmediklerini anlayınca ağlamaya başladı, Atakan onu bir türlü susturamıyordu. Ağlayışı onu deli etmişti. Elalemin çocuğuna katlanıyorum, herşey senin için Selim diye geçirdi içinden...
Şimdiki Zaman
Eylül de perişan olmuştu. Selim herşeyden habersiz elindeki hediye paketiyle oynayıp dururken, Eylülle Songül kenarda ağlıyordu. Serkan ise Güneyi sakinleştirmeye çalışıyordu, tabii ne kaar mümkün olabilirse....
Kimsenin aklına Atakan olabileceği gelmemişti.Eylül bir telefon aldı. Bilmediği bir numara diye açmayacaktı aslında ama açmaya karar verdi. Arayan Atakandı....
Masalı kaçırdığını, yanında olduğunu, Selimi ona vermezse Masalı getirmeyeceğini söylüyordu. Bu sırada Eylül sadece ağlıyordu konuşmuyordu, Atakan da konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapadı. Eylül ne yapacaktı? Böyle bir seçimi nasıl yapabilirdi?
Çöktü kaldı öylece.. konuşamıyordu. Serkan ne olduğunu sordu. O da sadece "Atakan.... Atakan kaçırmış Masalı" diyebildi. Songül uyuşmuş gibiydi sadece ağlıyordu. Güneyse Eylüle bağırmaya başlamıştı "sen sardın bu herifi başımıza. Senin yüzünden benim kızım kaçırıldı kızım! Ne suçu vardı onun? Daha çok küçük o çok küçük..."
Güney öyle bağırınca Eylül daha çok ağlamaya başlamıştı, haklıydı herşey onun suçuydu. Serkan, Güneyin bağırdığını görünce Güneyin üstüne yürüdü, " Güney! Yeter abi! Tamam, üzgünsün, kızgınsın ama yeter! Eylül mü istedi böyle olsun? İster miydi Masalın kaçırılmasını zannediyosun sen??" der. Güney sakinleşmiyordu hala herşeyin suçlusunun Eylül olduğunu söyleyip duruyordu. Serkan dayanamadı, Selimi ve Eylülü alıp gitmeye çalıştı ama Güney durdurdu "hoop nereye? Ya o herif yine ararsa?? Hiçbir yere gitmiyorsunuz. Hem ne istiyo he? Ne istiyo kızıma karşılık? Kızıma ne kadar değer biçmiş şerefsiz?" diye bağırır. Eylül de usulca cevap verir "Selim. Karşılığında Selimi istiyo."Songül birden Eylüle döner. Ama birşey söyleyemez. O da anneydi. Kızı karşılığında kardeşinden çocuğunu teslim etmesini isteyemezdi, Eylül de vermezdi zaten... ama Masal... Masal ne olacaktı?
Güney birden bağırdı "tamam o zaman verin Selimi. Babası değil mi sonuçta verin..."
Serkan " Güney sen ne diyosun? Bunu bizden nasıl istersin? Selim kaçırılmış olsa yerine Masalı verebilir miydin??" der. İkisi de kendince haklıydı...
Güney de " bana babalık oynama Serkan. Selim senin oğlun bile değil, bana tepki verip Eylülün gözüne girmeye çalışma. Aklınca kahraman baba olucaksın. Ama yemezler. Herkes biliyo, Selim'i içten içe sevmediğini, sadece Eylül için katlandığını!!!" der.
Songülse "yeter yeter yeter! Susun ya susun! Benim burda kızım kaçırılmış, siz kavga ediyorsunuz. Kavganız mı kurtarıcak kızımı??" der. Sinirleri bozulmuştu. Selim köşede kavgalardan dolayı korkmuş ağlıyordu. Serkan gidip susturmaya çalıştı. Güneyin dedikleri geldi aklına ;" bana babalık oynama Serkan. Selim senin oğlun bile değil, bana tepki verip Eylülün gözüne girmeye çalışma. Aklınca kahraman baba olucaksın. Ama yemezler. Herkes biliyo, Selim'i içten içe sevmediğini, sadece Eylül için katlandığını!!"
Serkan Selime baktı. Her ne kadar ona benzemese de Selim onun oğluydu. Kendi kanından canından olsa onu anca bu kadar severdi. Anne karnından doğumuna, doğumundan büyümesine kadar her anına şahit olmuştu. İlk adımlarını görmüştü, ilk kelimesi babaydı, Serkan ona yemek yedirmeye çalışıyorken söylemişti. Sırf bunlar bile babası olması için yeterken Güneyin söyledikleri onu çok kırmıştı...
Güney polislere olayları haber verdikten sonra beklemeye başladılar. Her geçen dakika Güneyi çileden çıkarıyordu. Eylülse herşeyden kendini sorumlu tutmuştu. Bi yanda oğlu bir yanda Masal... nasıl yapıcaktı bunu? Selimi ona teslim edemezdi.
Yeniden telefon çaldı.Atakan Eylülden seçim yapmasını istiyordu. Telefonun sesini duyan Serkan da yanına geldi. Eylülün aklına o an başka bir fikir gelir "Masalı bırak, ben gelirim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırgın Çiçekler
FanfictionMaria'sını çok seven Leonardo... Sevdiği için herşeyi kabullenen deniz gözlü bir adam ve onun için herşeyi göze alan bir yosun gözlü kız... Bu ikilinin ve çevresini anlatan bir Kırgın Çiçekler hayali senaryosu...