49.Bölüm - Mutluluk Dolu Günler

602 44 11
                                    

Serkan beyninden vurulmuşa dönmüştü. En önemlisi bunu Songüle nasıl söyleyecekti...

Şimdilik birşey söylememe kararı alan Serkan yoğunbakım önüne gelir. Eylül de kucağında Selimle perişan olmuştu. Selimi de alıp dışarı çıkar. Birşey yapmadan bekleyecek olmak çok koyuyordu...

Songül perişan, Selin de olanlardan kendini suçlu tutuyordu, pişmandı...

Eylül, Songülün yanına gidip "Herşey güzel olacak kardeşim, inan bana, uyanacak ve Maria'sını öpüp koklayacak..."
Songül de Eylüle dönüp "uyanır di mi? Uyanır..." der...

2 hafta sonra
Güneyin durumunda hala bir değişiklik yoktu. Songül hergün gelip Güneyle konuşuyordu, Masalı da getiriyordu bazen, ama Masal genelde ağlıyordu...
Songül o gün de geldi. Masal'ı anlatıp durdu. Bir yandan Songül elini tutuyordu. O sırada Songül, Güney'in elini sıktığını farketti hemen doktoru çağırdı. Gerçekten de Güney tepki veriyordu...

Doktorlar muayeneleri yaptıktan sonra Songül odaya dalar "Kocam nasıl doktor söyle noolur!..."
Güney yavaşça "kızım kulağımın dibinde niye bağırıyorsun!" der. Songül şok olmuştu, gider sarılır kocasına. Doktorlar Songül'ü dışarı çıkartıp birşey söylemek isterler ama Songül gelmek istemez, Güney uyanmıştı önemli olan buydu...

Eylül ve Serkan da ziyarete geliyordu o sırada. Girip çıkan doktorları görünce endişenlendiler, Serkan koşmaya başladı. Doktor "hasta uyandı, ancak..." der usulca.
Serkan "ne? Ama ne?" diye doktora çıkışır.
Doktor "Songül hanıma da söylemek istedik ama uyandığını görünce o kadar mutlu oldu ki, şuanda bizi dinlemek istemiyor anlaşılan... Güney bey felç oldu maalesef... artık yürümesi çok zor. "
Serkan yıkılmıştı....

Eylülle Serkan biraz toparlandıktan sonra kapıyı çalıp odaya girerler. Songül, Güneyin başucuna oturmuş, tam öpüyordu ki, Serkan "kapıyı çaldık ama..." der utanarak. Eylül "biz sonra geliriz" der. Tam çıkıyolardı ki, Güney "saçmalama kızım gelsenize" der gülerek. Songül utanmıştı...

O sırada Eylülün haberi alır almaz haber verdiği Meral & Demir ve Cemre & Kuzey de gelirler. Bir süre sonra Güney'in morali bozulmuştu ama belli etmez. Serkan'a bakar, Serkan anlamıştı. Herkes konuşup sohbet ederler sonra Güney uyusun diye onu yalnız bırakırlar. Güney bacaklarını hissetmiyordu. Serkan dışarı çıktığında Eylüle sessizce "anladı Eylül, anladı" der...

Songül olanları öğrendiğinde yıkıldı. Ne demek bir daha Güney yürüyemeyeceak... Yürüyecek o, ne olursa olsun yürüyecekti...

1 ay sonra,
Eylül okul, ev, Selim üçgeninde yoruluyordu, ama bunu Serkan'a söylese, "ne gerek var ki çalışmana " diyecek o yüzden susmayı tercih ediyordu...
Serkanınsa iş yükü biraz artmıştı. Güney şirkete bir kez gelmişti sadece o da önemli bir toplantı vardı. Güney kendi işlerini evden hallederken, Serkan da şirkette tek yetkili olarak kalmanın zorluğunu yaşıyordu...

Songül, Güney'i fizik tedaviye zorluyordu. Sürekli gidip gelmeleri yavaş yavaş sonuç vermeye başlamıştı. Güney ufak da olsa hareket ettirebiliyordu bacaklarını...

Cemre gelinlik denemeye gidecektir. Kızları da çağırır, Ankara'dan gelen Kader yanında Lalin'i de getirmişti. Kızlar Lalin'le hasret giderirken,hazır oraya gelmişken düğün için abiye bakıyordur.

Hepsi teker teker çıkar...
Lalin

Lalin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin