Serkan okuldan karakola doğru gitmek üzereydi ki o sırada gelen Güney'e rastladı. Masal'ı almaya gelmişti muhtemelen.
Güney de Serkanı gördüğüne şaşırmıştı. "Nooldu abi neden hala burdasın?"
Serkan da "Eylül yok abi çıldırcam. Bensiz gitme dedim ama gitti herhalde, telefonlarını da açmıyor."
der sinirle. Güney de "Aynen abi, Songül kapamış telefonunu ulaşamıyorum, her yere baktım ama yok. Masal'ı da alayım, evde beklicem biraz. " der. Masal'ı da aldıktan sonra geldiği taksiye binip eve doğru giderler.Serkan tam gitmek üzereydi ki Selim "annem geliyo" diye sevinç nidaları attı. Serkan dışarı baktı, gerçekten Eylül geliyordu, okul kapısından çıkmıştı. Serkan hemen inerek yanına koştu. "Eylül kaç saattir nerdesin? Neler düşündüm ya? Telefonlarımı açmıyorsun? Tüm okulu aradım, herkes çıktığını söyledi. Nerdeydin Allah aşkına?" diye soru yağmuruna tutar Eylülü. Eylül de "dur Serkan sakin ol. Burdayım işte. Sadece biraz başım dönmüştü ve kusuyordum, lavabodaydım yani, hemen çıkamadım. Telefonu da duymamışım, afedersin."der mahçup bir şekilde. Serkan da derin bir nefes alarak Eylüle sarılır "tamam canım, iyisin ama dimi? Hastaneye gidelim mi?" der. Eylül de "hayır hayır, ben iyiyim. Hadi şu adrese gidelim." der. Serkan da Eylül arabaya binince, adrese doğru sürmeye başlar arabayı....
Hava kararmıştı, Songül hala eve gelmemişti. Sadullah da kızını merak etmeye başlamıştı. Güney evde volta atıp tutuyordu...
Eylül ve Serkan, Özlemin ailesinin yaşadığı eve geldiler. Kapıyı esmer bir kadın açtı. "Kime baktınız?"
Eylül de hemen "Özlem'in ailesiyle görüşücektik" der. Kadın meraklı gözlerle içeri alır. Çok büyük bir ev değildi. İçeride Özlem bir köşede oturuyordu. Yanında ondan büyük 2 oğlan ve bi tane de küçük oğlan vardı. Koltukta da babaları olduğunu tahmin ettikleri bir adam vardı. Adam "nooldu? Ne baktınız?" diye konuşmaya girdi. Özlem de Eylülü görünce gidip ona sarıldı. Serkan adamın nasıl karakterde biri olduğunu anlamıştı. Eylüle doğru sessizce "siz çıkın ben adamla konuşayım" dedi. Eylül de kafasıyla onaylayarak Özlemi de alarak kadının yanına gitti. Özlem kenarda oynamaya devam etti. Eylül de kadınla konuşmaya başladı. "Özlem çok içine kapanık bir çocuk, çok acılar çekmiş. Yaşadıklarından dolayı hiç iyi bir psikolojisi yok...."
kadın da Eylüle bakarak, "farkındayım, eşim alkolik, içip içip eve geliyor. Çocuklarını dövüyor, engel oluyorum, beni de dövüyor, elimden hiç birşey gelmiyor" diye ağladı sessizce, eliyle ağzını kapadı "duymasın" diyerek. Eylül de "sadece o değil ki hanımefendi, kocanız kızınızı taciz de ediyormuş..." dedi. Kadın şok olmuştu. "Ne ?! Bunu size kim söyledi?" diye sorar. Eylül de kızın anlattıklarını anlatır annesine. Kadının ağlaması durmamıştı taa ki içeriden bağırışlar gelene kadar. Adam bağırıyordu. Eylül odaya gider. Adam bağıra çağıra Serkan'ı evden kovuyordu...Akşam olmuştu, Güney bu arada Sadullah amcayla konuşuyordu. Kapı kurcalandı, ama açılmadı, Güney telefonu cebine atarak kapıya gitti değnekleriyle. Kapıyı açtığında karşısında Songül'ü görüp rahat bir nefes aldı. Cebinden telefonu çıkarıp Sadullah'a geldiğini haber verir. Songül sonunda gelmişti ama....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırgın Çiçekler
أدب الهواةMaria'sını çok seven Leonardo... Sevdiği için herşeyi kabullenen deniz gözlü bir adam ve onun için herşeyi göze alan bir yosun gözlü kız... Bu ikilinin ve çevresini anlatan bir Kırgın Çiçekler hayali senaryosu...