Herkes arkasına dönen kişiyle şok olmuştu. Gelen Atakandı. Atakan tesadüfen karşılaştığı Eylülü görünce mutlu olmuştu "Aa ne güzel bir tesadüf bu böyle... Eylül canım, sen de mi burdaydın?"
Serkan çıldırmıştı, Eylülse bayılmak üzereydi. Yine de o haliyle Serkanı sakinleştirmeye çalışıyordu "canım sakin ol, bak Cemre için çok önemli bir gün, noolur rezil etme.." der. Serkan sinirlerine hakim olmaya çalışıyorken Kuzey anlamayan gözlerle bakar "siz tanışıyo mısunuz? Ne güzel tesadüf! Atakan bak bu benim karım Cemre. Cemre, aşkım bak bu da benim çocukluk arkadaşım Atakan. Uzun zamandır, ona atılan bir iftira yüzünden hapis yattı ama şimdi özgür...."
Güney birden "ne iftirası be, ne iftirası! Kıza neler yaptı, bir de iftira diye mi anlattın herkese adi herif!" diye bağırır. Songül de "çıkın dışarıda konuşun, insanlar bakıyo." der. Serkan Eylüle orda kalmasını söylerek Atakanı itip dışarı çıkartır. Güney, Kuzey ve Demir de peşlerinden gider.Serkan, Atakanı dövmeye başlamıştı, Kuzey onları ayırmaya çalıştı, Güneyse Kuzeye engel olup, Serkanın tüm sinirini çıkarmasına izin verdi. Kuzey olanları anlamamıştı, herşeyden habersiz olan Demirse kenarda izliyordu "nooluyo abi, neler oluyo?" der birden. Güney de "sen karışma Demir." der. Kuzey de anlamamıştı "niye dövüyorsunuz? Sakin olun bi konuşalım. Atakan size naaptı?" diye sorar. Güney tam söyleyecekti ki Serkan döndü ona birden. Güney birşey söylemedi. Serkan da " o iftira denilen herşey doğru. Pisliğin teki bu herif! " der. Kuzey, olanlara inanmamıştı, Atakanı yerden kaldırdı. Atakan da çekip gitti, ama oğlunu almadan buralardan gitmeyecekti...
Eylülse içeride ağlıyordu. Songül ona sarılarak sakinleştirmeye çalışıyordu. Eylülün tek düşündüğü oğluydu. Hemen Nazanı aradı ve Selimin iyi olup olmadığını sordu. Nazan da iyi olduğunu söyleyince biraz rahatladı.
Erkekler de içeri girince Eylül hemen Serkanın yanına gitti. Kaşı yarılmış, dudağı patlamıştı. Serkan iyiyim dese de Eylül inanmıyordu. Herkesin keyfi kaçmıştı. Serkan, Eylülü eve götürmek istedi. Diğerleri de sergi bitince evlerine dağıldılar.
Kuzeyle Cemre eve geldiğinde konuştular. Kuzey Cemreye olayları bilip bilmediğini ve Atakanı tanıyıp tanımadığını sorar. Cemre de biraz çekinerek herşeyi anlatır, fotoğraf çekimini, kaçırılmayı, tecavüzü, Selimi...
Kuzey "ohaa, bi dakika... sakın bana Selim, Atakandan deme Cemre" der.
Cemre de "maalesef... Eylül doğurmaya karar verdi, Serkan da babalık yaptı, kendi çocuğundan farklı görmedi onu..." der. Kuzey hala şoktaydı...Serkan eve geldiğinde hala sinirliydi. Yol boyunca da konuşmamıştı zaten. Eylül eve gelir gelmez Serkanın kaşına pansuman yapmak istedi. Serkan da sadece sarıldı Eylüle. Öylece oturdular.
Ertesi gün Eylül dersi olmadığından okula gitmemişti. Serkan da Güneye haber vererek Eylülün yanında kalmak istediğini söyler. Güney de işleri halledebileceğini söyleyince Serkan da Eylülle beraber kaldı evde. Serkan, Eylülü neşelendirmenin bir yolunu arıyordu. Birden "hadi gidiyoruz" dedi. Eylülün keyfi yoktu, gelmek istemese de Serkanı kırmak istemediği için kabul etti, nereye gideceklerini bilmiyordu. Selimi de hazırlayıp çıktılar. Eylül "nereye gidiyoruz?" diye sordu.
Serkan da "önce prensesimizi görücez, iyi misiniz ona bakıcaz. Sonra da kahvaltıya gidicez, ailece güzel bir gün geçiricez, üçümüz. Pardon dördümüz..." der gülerek. Serkanın neşesi Eylüle de bulaşmıştı, bir anlığına herşeyi unutmuştu...Güneyle Songül, Masalı birlikte okula bırakırlar. O sırada Selimi görmeye gelen Atakan onları görür. Yanlarındaki kız, geçen geldiğinde Selimle el ele tutuşan kızdı.
Atakan, Güneyle Songülün gittiğinden emin olduktan sonra kızın yanına gider, ve Selimi sorar. Masal da cevap verir " Selim yok, gelmicek artık" der. Sinirlenmişti, demek ki çocuğunu ondan ayırmaya çalışıyolardı. Ama Atakan, Selime kavuşacaktı...Eylülle Serkan güzel bir gün geçiriyordu. Doktor herşeyin normal olduğunu söylemişti, Eylül de bebek de gayet sağlıklıydı. Sonra da kahvaltı yapıp karınlarını doldurdular. Biraz alışverişe çıkıp Selim ve bebek için eşya ve oyuncal almaya karar verdiler. Eylül çok güzel kız elbiseleri görmüştü, onlara bakıyordu. Serkan da bakıp "aşkım çok güzeller ama onlar için çok beklememiz lazım. Bunlar anca Masal'a olur." der. Eylül de gülerek "evet ama çok güzeller Serkan şunlara bak. Masal'a alalım mı bunu?" der. Serkan da hemen sepete koyar. Alışveriş bittikten sonra Eylül çok yorulmuştu, o yüzden eve döndüler. 2 hafta sonra Masalının doğum günüydü zaten, hediyeyi ona verebilirdi, ama tabii ki teyzesi ona daha bir sürü şey alıcaktı, bir tek elbise olmazdı...
Güney iş çıkışı kızını almaya gitti. Sınıfa gittiğinde kızını orda göremedi. Öğretmenlerini görünce hemen yanına gidip sordu. Öğretmenleri de telaşlanmıştı ama hiçbirşey görmemişti. Az önce orada oynuyordu ama şimdi yoktu. Güney yeri arayıp "Masal nerdesin" diye sesleniyordu. Masal hiçbir yerde yoktu. Güney öğretmene bağırıyordu, kızı nasıl kayıp olabilirdi? Neredeydi??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırgın Çiçekler
FanfictionMaria'sını çok seven Leonardo... Sevdiği için herşeyi kabullenen deniz gözlü bir adam ve onun için herşeyi göze alan bir yosun gözlü kız... Bu ikilinin ve çevresini anlatan bir Kırgın Çiçekler hayali senaryosu...