95.Bölüm - Dayanılamayan

411 28 4
                                    

Cemre ameliyattan çıkar, hiçbir sağlık problemi yoktu. Ameliyat uzun sürmemişti aslında. Sadece içerideki karışıklıktan dolayı 2 saat boşu boşuna bekletmişlerdi Cemreyi. Kuzey de haliyle dışarıda korkuyla beklemişti. Cemre narkozun etkisiyle kızları sayıklıyordu. Kuzey arayıp aramama konusunda arada kalmıştı...

Mert Songülü hiç iyi görmüyordu. Güneyi sevmezdi hatta Songülü elinden aldığı için ondan nefret bile ediyordu ama Songülü böyle mahvolmuş halde görmek onu mahvediyordu. Songüle destek olmak için herşeyi yapmaya karar verir. Songülün izin verdiği ölçüde...

Kader gördüğü herşeyi Eylüle anlatır. Eylül de Belis'i hastaneye götürdüğünde de gördüğünü ve anlam veremediği söyler, Serkanın da anlattıklarını anlatır ona. Kimse Songülle Mertin ilişkisine anlam verememişti. Hele ki Songülün Merti Kadere tercih edişini. Songül Güney öldükten sonra Mertle mi olacaktı? Onunla arasında nasıl bir ilişki vardı?

2 hafta sonra

Songül, Masal için iyi olmaya çalışıyordu. Yakında okulu başlayacaktı ve tüm enerjisini kızına harcamak istiyordu. Adeta onun için yaşıyordu. Mert de arasıra gelip Songüle destek oluyordu.

Kaderle Songül o günden beri hiç görüşmediler. Songül ne yaptığının farkında bile değildi, Kaderden özür bile dilememişti. Kader de bu duruma çok alınmıştı...

Songül, nefes alamadığını hissettiği her an sahile, Güneyle her zaman buluştukları yere gidip bir banka otururdu. O gün de öyle yaptı. Uzunca denizi izledi...

Flashback

Güney, Songülü kız kulesine götürmüştü. Orada güzel bir akşam yemeği yiyeceklerdi, evlilik yıldönümleriydi ve herşeyin mükemmel olmasını istiyordu...

Güney bir şiir ezberlemişti, Songülün gözlerinin içine bakarak okur...

Sevgilinin elleri bir çift kuğu,
Saçlarımın altınında yüzüyor.
Bu dünyada her insanoğlu
Kendi aşk şarkısını söylüyor.

Bir zamanlar uzaklarda ben de söylerdim
Ve aynı şarkı şimdi dilimde,
Bu yüzden soluklanıyor derin,
Yumuşacık söz, ince esrikliğiyle.

Bütün sevgiyi akıtırsa ruhun pınarı
Yürek olur bir külçe altın,
Ancak şimdi ısıtmıyor şarkıları
Ayışığı, sıcaklığıyla Tahran'ın.

Bilmem, nasıl geçeyim yaşam yolunu,
Kül mü olayım okşayışlarında Şahanenin,
Yoksa yaşlılığın eşiğinde bir gün ruhumu
Gereyim mi anısıyla şarkılı yiğitliğin.

Herkesin bir kendi yürüyüşü var
Kimi göze, kimi kulağa iyidir.
Bir İranlı besteliyorsa kötü şarkılar,
Demek asla Şirazlı değildir.

Bu şarkılar içinse benden söz açınca,
Şöyle deyin, duysun her insanoğlu:
Daha ince ve güzel şarkı söylerdi ama,
Kıydı ona bir çift kuğu.

Güneyin bu jesti Songülün çok hoşuna gitmişti. Dayanamayıp öptü kocasını...

Flashback sonu

O mutlu günleri aklına geldikçe Songülün gözlerinden yaşlar süzülür. "gel sevgili, yine bana şiirler oku, yanımda ol, yaralarımı sar, ya da sadece sarıl bana. Unutayım yaşadığım herşeyi..."

Cemre toparlanmıştı, kızlara birşey belli etmeden hayatına devam eder. Düzenli olarak kontrollerine gidecekti. Ve bir an önce çocuk sahibi olmak için herşeyi yapmaya hazırdı Cemre..

Meralin çekimleri harika gidiyordu. Ama planlamadığı birşey vardı. Demir herşeyi öğrenmişti. Meralle şiddetli bir kavga ederler. Meralin hala kendini savunması Demiri çileden çıkarmıştı. Sinirle terkeder Merali. Meral de Demir'in arkasından bakakalır. Sevdiği adamla kariyeri ve hayalleri arasında bir seçim yapmak zorunda kalıcaktı...

Serkan işteydi. Eylül, Selim ve Belis'in eşyalarını topluyordu, çok fazla birşey bırakmak istemiyordu, alabildiği kadar eşyayı alıp bavula doldurdu. Ardından bavulunu kapatıp bir not yazmaya başladı.

" Serkan, bunca zaman yanımda olup beni sevdiğin için teşekkür ederim. Ama olmuyor, ben ne yaparsam yapayım seni sevemiyorum. Gerçekten çok denedim. Bana destek olduğun her günün hatrına senin sevgine karşılık vermeyi denedim ama yapamıyorum. Bunca sene uğraştım, gün gelir olur sandım ama yapamıyorum. Sana baktıkça abin geliyor aklıma... bana yaptıkları geliyor. Bana Atakanı hatırlatıyorsun ve bu yüzden seni sevebilmem mümkün olmuyor. Bunca zaman paran olduğu için sabrettim dayanmaya çalıştım ama artık pes ediyorum. Ben buralardan gidiyorum. Kızını istediğin zaman görebilirsin. En yakın zamanda boşanma kağıtlarını göndericem. Kendine iyi bak. Umarım kendine birini bulur ve mutlu olursun. Çünkü çok iyi bir insansın ve mutlu olmayı hakediyorsun...
Eylül..."

Eylül mektubu yazıp komidinin üzerine bırakır, tereddüt ederek parmağındaki yüzüğü de çıkararak mektubun üzerine bırakıp çocuklarla beraber, önceden çağırdığı taksiye binip gider.

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin