Songüller piknikte eğlenirken , Eylüller de hastaneden çıkış yapmıştı. Serkan Eylüle dönerek "bugün ne yapmak istersin canım?" der. Eylül de gülümseyerek "bilmem ki? Aslında pek keyfim yok ama..." der, Serkan da elini Eylülün dudaklarına götürerek susmasını ister. "Bugün bozuk moral falan dinlemicem, yürü gidiyoruz..."
Nazan da kapının dışında çıkmalarını bekliyordu. "Oğlum, çocuk helak oldu burda. Siz gitmeyecekseniz ben götüreyim." der. Serkan da "tamam anne sen götür biz Eylülle bugün biraz vakit geçiricez zaten." der gülerek, hala Eylülün elini sıkı sıkı tutuyordu. Nazan onlara bakıp gülümseyerek "ben bu aşka nasıl karşı çıkmışım bunca zaman.... tamam siz takılın, Selimi dert etmeyin biz babaane torun oynarız." der. Serkan da Eylülü sürükleyerek arabaya götürür "bugün üzülmek yok, çok mutlu olucaz..."Sadullah kızını çok özlemişti, akşam yemeğine çağırdı, nasılsa Nazan da birşey demezdi. Songül de geliriz diyince mutlulukla telefonu kapadı.
O sırada Nazan elinde Selimle gelir. Sadullah Selimi görünce mutlu olur, uzun zamandır Masalı da görmüyordu, evdeki çocuk sesi onu mutlu etmişti. Nazana Songüllerin geleceğini haber verdiğinde Nazan hemen yemeğe girişti, bu arada Sadullah da Selimle oynuyordu.Serkan arabayı iskele önüne parketti. Eylül şaşırmış bakıyordu. Serkan "hadi canım iniyoruz. Niye bakıyosun canım, adaya gidicez, temiz hava, İstanbuldan birkaç saat uzaklaşmak bize iyi gelicek bak görürsün..." der. Eylül de gülerek Serkanın yanına geldi. Vapura binip adalara gitmek için kalkmasını beklediler.
Serkan "simit alayım mı? Çayla iyi gider, yolumuz uzun..." diye sorar.
Eylül de "yanında biraz peynir de olacaksa neden olmasın" der gülerek...Artık yemeklerini yemişlerdi, yapacak birşey de kalmamıştı, Songül Masal'a döndü "Hadi kızım eve gidiyoruz...." . Ama Masal anne ve babasıyla çok güzel bir gün geçiriyordu "baba baba gitmeyelim noolur?" diye ısrar eder. Güney de kızına bakıp "hadi gidiyoruz, ama eve değil, çok güzel birşey geldi aklıma" der gülerek. Songül de "ulan Güney, aklından ne geçiyor yine?" diye sorar. Güney bozulmuştu "İnsan kocasına oğlum der mi? Bizim aramızda resmi bir ilişki var artık" der, Masal kıkır gülüyordu. Ve Güney onlara güzel bir gün yaşatmak için bir yere götürmeye karar verir, yola çıkarlar...
Eylül ve Serkan 'mini' kahvaltısını ederken, dışarıda çok güzel bir hava vardı, sadece vapurda estiği için biraz serindi. Eylülün üşüdüğünü farketmiş olacak ki Serkan üstündeki hırkayı çıkarıp Eylüle giydirdi, sonra da sıkı sıkı sarılıp kollarını sıvazlayarak ısınmasını sağladı.
Güney onları lunaparka getirmişti. Songül söyleniyordu "Bu ne Güney? Çok seveceğiniz yer dediğin bu muydu? Hadi Masal eğlenir ama biz naapıcaz? "
Güney gülüyordu "hadi amma naz yaptın, ver şu jetonu, Masal hadi bin kızım, Songül hadi sen de..."
Balerin'i görüp korkan Songül vazgeçirmenin yollarını bulmaya çalışıyordu "saçmalama Güney, çocuk şeyine mi binicez?" der. Güney kahkaha atmaya başladı "Nooldu Songül hanım korktun mu yoksa? " der. Bu arada binenlerden çığlıklar geliyodu. Masal annesini çekiştirip "hadi anne hadiii" der. Songül karizmayı çizdirmemek için mecbur biner. Güney de gelmişti. Döndükçe içi dışına çıkıyordu. Ama indiğinde aslında çok eğlenceli olduğunu farketti. Çarpışan arabalara binerken Güney onların fotoğraflarını çekti...."Ay ben kusucamm" der ve Serkanın kollarından ayrılır Eylül. Koşa koşa lavaboya gider, vapur çok sallamıştı, tabii bir de hamilelik...
Serkan kapıyı tıklatır "Canım iyi misin?" der. Eylül bir iki dk sonra dışarı çıkar. "Evet iyiyim. Ama yediğim herşeyi çıkarttım sanırım" der ve muzip bir şekilde güler. Serkan da "naapıcaz biz senin bu iştahınla " der gülerek. Eylül "valla kocacım, ben istemiyorum, prensesin istiyor, beni bilirsin ben öyle pek iştahlı biri değilimdir... " diye kendini savunur. Serkan da gülerek "hı hı tabii, zaten az kaldı, prensesimiz ne isterse yeriz indiğimizde" der. Eylül "önce balık, yanında şöyle sosuyla bir kalamar ohhh, üstüne de dondurma şöyle 3-4 top, ya da kağıt helva içinde de olabilir, gerçi balığın üstüne helv- ...." derken Serkan öperek susturur Eylülü. O sırada vapurun yanaştığını bildiren düdük öter. Onlarda adanın tadını çıkartmaya başlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırgın Çiçekler
FanfictionMaria'sını çok seven Leonardo... Sevdiği için herşeyi kabullenen deniz gözlü bir adam ve onun için herşeyi göze alan bir yosun gözlü kız... Bu ikilinin ve çevresini anlatan bir Kırgın Çiçekler hayali senaryosu...