2.BÖLÜM

10.1K 266 27
                                    


Multimedia : Ece

Telefonumun sinir bozucu alarmının sesiyle uyanmıştım. Aklıma birden Mete geldi. Hemen telefonumu alıp saate baktım. 9.40. Saat tam 12.30 da buluşacağımız yere gitmem gerekiyor. Bugün işe gitmedim. Ece'ye beni idare etmesini söylemiştim. Mutfağa gidip kahvaltı hazırlayacaktım. Çünkü bu kadın şimdi çay yapmasını da bilmez. Ulan sırf babam için katlanıyorum bu karıya. Yoksa şimdiye kadar toz olmuştu. Kahvaltı masasını hazırladım. Sofrada salata, peynir, zeytin vesaire vesaire.. Çay kaynayınca bardaklara doldurup babamı uyandırmaya gittim. Odaya girdiğimde sarmaş dolaş yatıyorlardı. Midem bulanşmıştı. İğreniyorum bu karıdan, napabilirim artık. Babamı kaldırıp, "Günaydın," dedim.

O da bana, "Günaydın kızım, " diye karşılık verince kahvaltı hazırladığımı söyledim. Onlar da elini yüzünü yıkayıp kahvaltıya buyurdular. Bugün Mete ile buluşacağım için gözümdeki ışıldamayı görebiliyorlardı. Hep beraber kahvaltı yaptıktan sonra ben babama çıkmam gerektiğini söyleyip onu öptüm. Ama yine o karının sesini duyunca durdum.

"Hayırdır İlayda? Nereye?"
Elinin körüne diyecektim ama babamın yanında diyemedim.

"Ece' lere gidiyorum. Bir sorun mu var?"

"Yoo, yokta..."

"Eeee?"

"Daha evi temizlemen lazım. Nasılsa Ece bekleyebilir. Ama iş beklemez." dedi.

Babam araya girerek, "Bırak Gülseren. Kızım nereye gitmek isterse oraya gitsin. Dinlenmek onun da hakkı," deyip yapıştırmıştı karıya cevabını. Bende daha fazla geç kalmadan odama gidip kıyafet baktım. En güzel elbisemi giyip çıktım. Nasılsa Mete bana evlenme teklifi edecekti. Bende tabii ki kabul edecektim. Yolda yürürken bir ayağım diğer ayağıma takılıp sürekli dengemi kaybediyordum. Seviyordum bu adamı o benim her şeyimdi. Ellerime bakıp, "Yüzük acaba nasıl durur parmağımda? " diye düşündüm. O kadar heyecanlıyım ki buluşacağımız yerden farkında olmadan iki sokak öteye gitmişim. Geri dönüp tam buluşacağımız yere geldim. Birkaç dakika sonra Mete'm de buraya geldi. Sarıldım sımsıkı. Bir kafeye gidip oturmamız gerektiğini söyledi. Herkesin önünde teklif edecekti galiba. Utanıp bayılmasam iyidir. Bir kafe bulup yerleştiğimizde birer limonata sipariş edip konuşmaya başladık.

"İlayda sana uzun zamandan beri söylemek istediğim bir şeyler var. Sanırım bunları söylemenin artık zamanı geldi." dedi. Eline cebine attı. Yüzük kutusunu çıkaracaktı galiba. Sürpriz bozulmasın diye gözlerimi sımsıkı kapattım. Ve o konuşmaya başladı.

"İlayda benimle..." deyip yarıda bırakmıştı. Kendini toparlıyordu. Söylemeye çalışıyordu. Daha sonra tekrar devam etti.

"İlayda ben senden ayrılmak istiyorum" dedi.

Sonra ben bağıra çağıra, "Evet evet evet evet! " dedim. Bir dakika ne demişti bu?

"Tekrar söyler misin duyamadım." Bu gerçek olamazdı.

"Duydun işte, senden ayrılmak istiyorum. Gönlümü başka bir kıza kaptırdım."

"Ama nasıl olur Mete?"

"Nasıl olduysa oldu bir şekilde. Hem sen gözlük takıyorsun. Çillerinde var. Bir kızda sevmediğim bütün özellikler var sende. Al bak bu da senin bana geçen doğum gününde verdiğin kitap. Zaten hediyeni de beğenmemiştim. Üzülme diye söyleyememiştim sana. Pahalı hediyeler alsaydın belki biraz şansın olabilirdi. Ama ben çoktan gönlümü başkasına kaptırdım bile. Ayrılmamız en mantıklı karar." dedi.

O bunları söylerken gözümden yaşlar boncuk boncuk akıyordu. Ama ben altta kalmamalıydım.
"Demek sen gözlüklerim var diye Çillerim var diye hediyemi beğenmedin diye ayrılmak istiyorsun öyle mi?" Kalbim güven kırıklığından paramparça olmuştu bile. İstese de birleştiremezdi artık. Hiçbir şey demeden ağlayarak masayı terk edip gittim. O kadar çok ağlıyordum ki sümüklerim akmıştı. Sığınağım derdimi anlatacağım tek kişi kalan Eceyi aradım. Mete gittiğine göre bir tek Ece kalmıştı.

Aradım ve hıçkıra hıçkıra ağlayarak, "Ece , Mete benden ayrıldı!"

"Neler saçmalıyorsun İlayda? Bu nasıl olur? Nerdesin çabuk söyle geliyorum. "

"Meranis parkın oraya gidicem. Ama lütfen çabuk gel."

"Tamam bebeğim " deyip kapattı telefonu. Ben hala ağlıyordum. Aklım almıyordu. Salak kafam. Evlenme teklifi edeceğini düşünmüştüm oysa. Kendime söz verdim o anda, bir daha asla hiçbir erkeğe güvenmeyeceğim. Ben bunları düşünürken Ece hemen yanımda belirdi. Onun göğsüne kafamı yaslayıp daha çok ağlamaya başladım. O kadar çok ağladım ki gözlüklerim sırılsıklam olmuştu. Yavaş yavaş ağlamam dinince gözyaşlarımı sildim. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Tek tek olan her şeyi anlattım ona.

"Allah o Mete dangalağının cezasını versin! O kim oluyor da seni böyle ağlatabiliyor. Yok öyle dünya ondan intikam alacağız tamam mı? "

"Yok canım. Bırak o herifi. İntikam bana yakışmaz. Boşver sadece biraz kalbim kırıldı o kadar."

"Eğer ayrıldıysanız vardır bir hayır. Belki yeni bir aşkın olacak."

"Yok Ece yok. İstemez. Aşk batsın. İstemiyorum tamam mı uğraşma?"

"Peki kuzum nasıl istersen öyle olsun."

Akşama doğru eve vardığımda babamlara hiç bakmadan banyoya girdim. Ağlamaktan kıpkırmızı olan yüzüme ve ağlamaktan şişen gözlerime baktım. Ve anlımın biraz yukarısındaki morluğa. Yüzümü yıkadım ama nafile. Geçmiyordu gözümün şişliği. Hemen fondöten alarak yüzüme fazlasıyla uyguladım. Eğer babam sorarsa uykusuzluk derim. Hala ağlamanın bıraktığı etkiyle derin derin nefesler alıp veriyordum. Odaya geçince babam hemen anlamıştı bugün bana bir boklar olduğunu. Yanımdaki koltuğa oturarak yüzüme daha yakından baktı.

"Kızım bu halin ne ? Biri mi dövdü seni? Söyle bana onu anasından doğduğuna pişman edeyim." Babam bunları söylerken hafif gözleri dolmuştu. Ama sürtük karısının tip tip bakışları gözümden kaçmamıştı.

"Bişey olmadı babacığım. Bugün biraz uykusuz kaldım. Ondandır." deyip geçiştirdim. Ama babam bana inanmadı.

"Doğruyu söyle. Ben senin babanım. Sen yalan söyleyeceksin de ben mi anlayamayacağım? Sabah bir şeyin yoktu, gözün ışıl ışıldı. Hadi soyle şimdi yavrum noldu sana?"

"Baba. Mete benden ayrıldı!" dedim ve ağlayarak babamın boynuna sarıldım. Babam sırtımı okşayarak beni sakinleştirmeye çalıştı. Arkadan da camış karı seslendi.

"Senin gibi kızı n'apacaktı ki zaten ? Kendine çeki düzen vermezsen böyle sürünürken işte sürtük. "
Ya karı sanane sanane. Diyebildim içimden daha sonra babam bana bakarak bir şeyler söylemeye çalıştı. Sanırım o da ağlamıştı. Çünkü yüzünde yanağında akan gözyaşı izi belli oluyordu. Tabi ben sarılırken silmiş olmalı.

"Bak kızım kimse benim kızıma böyle davranamaz ona gününü göstereceğim. Tamam mı? "

"Sakın baba! Sakın! Ben ondan ayrıldığıma ağlamadım. 2 yılım onun yüzünden heba oldu. O yüzden. " dedim. Ama yalandı. Çünkü Mete yi sevmiştim. İlk ve son aşkımdı o benim.

"Peki kızım. Ama fazla kafana takma tamam mı? Seni böyle görmek hoşuma gitmiyor."

"Tamam" deyip odama çekildim. Gözlüklerimi çıkartıp tekrar ağlamaya başladım. Aklım hala almıyordu. Bu olamazdı. Ama bu geceden sonra artık onu düşünmeyecegim. METE BİTTİ İLAYDA BİTTİ. Diye kendimi tembih edip yattım.

Lütfen oylamayı unutmayınız.

KORKAK | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin