-58-

1.4K 73 7
                                    

Oturma odasına geçtiğimiz de Furkan çatık kaşlarla bana bakıyordu. Anlamıştım. Beni kıskanıyordu. Beni önemsiyordu. Benim, onun gözünde ufacık da olsa bir değerim vardı. Bu değer, benim için çok önemli.

Burak, "İyi günler," dileklerini dileyip gitti. Evde yine dörtlü olarak kalmıştık. Tolga ayaklandı ve üst kata çıktı. Furkan'ın bakışları garipleşmişti. Yanına yaklaştım ve, "İyi misin?" diye sordum.

"Biraz başım ağrıyor," dedikten sonra yüzüme bile bakmadan yerinden kalkıp üst kata çıktı. Bana yüz vermemesi moralimi bozmuştu. Daha bir kaç dakika olmadan üst kattan bir kırılma sesi gelmişti. Ece ve ben meraklanıp birden üst kata yöneldik. Karşımda Furkan'ı gördüm. Furkan vazoyu kırmıştı ve ayaklarının dibinde parçaları duruyordu. Furkan'ın arkasında Tolga belirdi ve Furkan'a yönelip,

"Furkan n'apıyorsun sen?" diyerek sertçe çıkıştı. Arkasından Ece konuştu.

"Vazoyu kırmışsın Furkan!"

Furkan cevap vermedi ve benim gözlerime baktı. O, sinir dolu bakışlarıyla bana bakarken, ben yine başka alemlerdeydim. Gözlerime bakmayı kesip hızlıca odasına yöneldi. Daha sonra elinde bir ceket ile çıktı. Hızlı adımlarla merdivenlerden aşağı inerken, hiçbirimiz onun ne yapmaya çalıştığını bilmiyorduk. Arkasından bağırdım.

"Furkan nereye?"

Beni dinlemedi ve dış kapıya yöneldi.

"Furkan!" diye bağırdım. Kapıyı açarken, "Furkan!" diye tekrar seslendim. Ama kapı kapanmış ve gitmişti. Merdivenlerden inerken, Ece'ye seslendim.

"Şunları toplar mısın? Ben hemen geliyorum."

Ama Ece bana hiç cevap vermeden öylece dikiliyordu. Daha fazla zaman kaybetmeden hızlıca kapıya yöneldim ve bende dışarıya çıktım. Etrafıma iyice baktım. Furkan'ın arabasının henüz uzakta olmadan ilerlediğini görünce taksi arayışlarına başladım. Kısa sürede bulunca da Furkan'ın arabasını takip etmesini söyledim. Yaklaşık yirmi dakika boyunca yoldaydık. Durup dururken neden çıkmıştı böyle evden? Öylece Furkan'ı takip ederken taksi şöförü birden durdu. Endişelendim. Arabada hasar mı vardı yoksa? Zamanı mıydı?

"Neden gitmiyoruz?" diye sordum.

"Yolun ilerisi yasak bölge. İlerleyemeyiz," deyip sağdaki, "GİRİŞ TEHLİKELİ VE YASAKTIR," yazılı olan tabelayı işaret etti. Kahretmesin.

Şöföre parasını ödeyip hızlıca indim arabadan. Tehlikeli olduğuna aldırmadan hızlı adımlarla o yolda ilerledim. Etraf ağaçlarla kaplı ve ıssız bir yere benziyordu. Çöküntülü yollar, devrilmiş ağaçlar, korkunç sesler ve iğrenç bir koku. Furkan buraya nasıl gelmişti? Adımlarımı hızlandırdım. Ne kadar çok ilerlersem, korkutucu sesler bana o kadar çok yakınlaşıyordu. Artık korkmaya başlamıştım. Öyle ki korkumdan ağlamaya başlamıştım. Arkama baktım ve geri dönmek istedim. Ama korkunç bir yol beni bekliyor gibiydi. Furkan'ı burada bırakmazdım. Bu yüzden ilerlemeye, Furkan'ı aramaya devam ettim.

Sanki ne kadar ilerlersem ilerleyeyim, yolun sonunda Furkan'ı bulamayacakmışım gibi geliyordu. Korkmamak elde değildi. Ama ümidimi kaybetmedim. Gözyaşlarımın yanağımdan aktığını hissederken birden sert bir rüzgar esti ve karşımda bir ağaç yolu kapatmadan sertçe devrilmişti. Sesin şiddetine karşılık çığlık attım. Gerçekten burası çok tehlikeliydi ve Furkan tehlikede olabilirdi. Doğruldum ve koşarak ilerlemeye başladım. Arada sendeleyip düşecek gibi olsam da aldırmadım. Furkan bu korkunç yere nasıl gelirdi? Sonunda ilerde siyah bir karaltı görünce durdum. Bu Furkan'ın arabasıydı. Arabaya doğru yürüyerek ilerlerken, korkunç ağaçların burada son bulduğunu fark ettim. Daha güvenilir bir yere varmıştım şimdi sanki.

KORKAK | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin