Birkaç dakika sonra herkes birer birer uyanmaya başlamıştı. E tabi Furkan da. Uçağın inişe geçmesine sadece yarım saat vardı. Tam da tahmin ettiğim gibi gece idi.
Furkan birşeyler arıyormuş gibi bir o tarafına bir bu tarafına bakıyordu. En sonunda bana bakınca ben
"Noldu bir şey mi arıyorsun?"
"Şekerim. "
"Şekerin mi? Hangi şeker ?"
"Senin bulduğun şekerler vardı ya."
"Hı o mu? O zaman sana kolay gelsin. Çünkü bulabileceğini sanmıyorum kocaman uçakta. " Bilmiyormuş gibi yaptım. Onun şekerini ben yemiştim. Öğrenirse ne yapacağı belli olmaz diye söylemedim.
"Sen mi yedin yoksa.
"Neyi? "
"Şekerimi."
"Tabii ki de hayır. "
"Attığın çöpleri bana gösterir misin? Sana güvenmiyorum. "
Eyvah ! Şimdi bitmiştim. Ama ben nerden bileyim küçücük bir şekere takilacagini.
"Oraya bakma bence."
"Neden?"
"Kustum. Bakarsan miden bulanır. "
"Bulanmaz. Hadi göster. "
İstemeyerek de olsa çöpleri attığım yeri gösterdim. Çöpünü orda görünce yüzüme baktı. Kasları çatıktı.
Furkan "Bak sen bizim safa. Hem yalancı hem de hırsız. "
"Ne diyorsun gerizekali? Yemediğini sandım bende boşa gitmesin diye yedim."
"Yemeyecegimi nerden çıkarttın. En sevdiğim sekerdi o benim"
"Ya çocuk musun sen. Koca adamsın şekeri napcan?"
"Tamam lan bagirma. Hem sen onu boşver de." Durdu ve çapkınca bakarak "İddiayı nasıl kazandım ama."
"Tebrik etmemi falan mı bekliyorsun?"
"Hayır. Sadece iki iddia birden kazandım. Çarşamba günü kesin evinin önünden alacağım. Saat 9.30 gibi. "
"Anladık tamam."
Uçak inişe geçiyordu. Sabiha Gökçen Havalimanina iniyorduk. Tekrar Almanya ya gidebilecek miydim acaba? Bu yolculuğu tekrar tadabilecek miydim? Almanya göründüğünden daha güzel bir ülke idi. İnsan dışına fazlasıyla çıkamadığımız için pek tanımıyorduk ordaki insanları. Umarım ülkeleri gibi insanları da güzeldir.
Uçak artık durunca herkes pılını pırtını toplayıp indiler. Ben Ecenin koluna girerek indim. Taksi tutup eve gidecektik. Ece için su alıp içirttim. Sanırım biraz başı ağrıyordu. Kaldırımlara oturup biraz dinlenmesini sağladım. Birden yanımızda Furkan belirince haliyle korkmuştuk.
"Babam sizi eve bırakmamı istiyor. Gece yarısı burda taksi olmazmış boşuna beklemeyin. "
Ece bana bakarak "Bence haklı. Gidelim mi?"
Biraz düşündükten sonra "Peki. " deyip onayladım. Furkan Ecenin bavulunu taşırken ben de kendi bavulumu surukluyordum. Arabanın arka bagajına koyup arabaya bindik. Ben ve Ece arkaya Furkan ve babası ise öne oturdular. Furkan ilk önce kendi evinin önünde durarak babasını içeri yolladı. Arkasından bakıp eve girdiğini görünce arabayı tekrar çalıştırdı. Ece kendi evinin yolunu tarif etti. Ece ye yardım edip bavulunu çıkarınca kapıda sarılıp içeri girmesini bekledim. Daha sonra arabaya tekrar binerek benim evime doğru yol almaya başladık. Birden konuşup
"En sona seni bıraktım. "
"Sebep?"
"Çarşamba günü gelip alacağım ya seni evini de öğrenmiş olmak için. "
"Ne uzatıyorsun ya. Biliyoruz tekrarlamaya gerek yok."
Bizim evin önüne gelince araban indim. Arabanın arkasına geçtim. Bagajı açmaya çalıştım ama kapalıydı. Arabaya vurup Furkana bağırdım.
"Bagajı aç"
O da aynadan bana bakıp "Vurduğun arabanın maliyetinden haberin var mı? Kibar ol azıcık. " deyip açtı. Bavulumu kaçptığım gibi eve doğru gittim. Saksinin altından anahtarı alıp içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK | TAMAMLANDI
RomanceHem romantizm hem eğlence okumak istiyor iseniz doğru yerdesiniz. İYİ OKUMALAR.... Kapak Tasarımı : Enabel