Telefonu kapatınca tekrar salona döndüm. Furkan masaya oturmuş ve hazırladığım kahvaltıyı yiyordu. Yanına gidip tam karşına oturdum. Ama beni görmemezlikten gedi. Ve hala yemeğini yiyordu.
"Furkan sana bir şey diyeceğim." diye sessizliği bozdum.
"Deme." diyerek karşılık verdi.
"Diyeceğim. Aç kulaklarını beni dinle. Ben seninle boşanacağım. Heveslenme yani. Ömrümün sonuna kadar seninle evli kalmayacağız. "
"Ne bekliyorsun o zaman? Boşansana hemen manyak."
"E gerizekalı. Evliligimizin üzerinden bir yıl geçmesi gerekiyor. Bilmiyor musun? Bir yıl boyunca sana katlanamam ben."
"O zaman bir yıl geçtiğini söyleriz. Hemencecik de boşanırız. Sen de kurtulursun bende."
"He biz söyleyeceğiz onlarda hemen inanacak (!). Hiçbir bok bilmiyorsun ya." diyerek masadan kalktım.
Arkamdan bağırarak "O zaman ayrı evlere çıkalım İlayda. Misafir gelince geri buraya geliriz."
İyi de ayrı eve çıkarsak ben tek başıma ölürüm orada. "Yok ya olmaz o." diyerek geri oturdum masaya.
"O zaman bana katlanacaksın seni fındık kıran. "
"Fındık kıran mı? Hahha. Savcıdan sonra lakabım bu mu yani?"
"Beğenmediysen değiştireyim. Ayrıca sen de şu şempaze den vazgeç. Yoksa çok kötü olur."
"Yapma yav (!). Sen önce adını adam akıllı telefuz etmeyi öğren. Şempanze diye öğretmiştin ya bana."
"Benim bir adım var fındık kıran. Furkan. Neyse bugün babam bizi yemeğe çağırdı. Oraya gideceğiz. İntikamımı başka zaman alırım. "
"Başlarım senin intikamına ya." deyip masadan kalktım. Furkan birazdan işine gidecek ve akşam üzeri dönecek. O dönünce de babasının evine gideceğiz. Benim galiba yine iyi giyinmem gerekiyor.
Furkan gittikten sonra ben de mutfağa dönüp yediği sofrayı topladım. Bulaşık birikmiş hem de bir sürü. Ama burda bulaşık makinası var. Hemen iki dakikada yıkanır herhalde. Bunda bir sürü tuş var ve hepsi de sanırım ingilizce. Hangisine basmalıyım ben şimdi? Makineyi bozarsam Furkan nin meşhur intikamlarina kalacağım. En iyisi Furkanı arayıp sormak. Hemen odasına çıkıp numarasının yazacağı bir kağıt veya herhangi bir şey aramaya başladım. Çekmeceye bakar bakmaz bir ajanda buldum ve içini karıştırdım. Bir sürü numaraların yazılı olduğu bir yaprak görünce durdum. Bütün isimlere baktım ve Furkan nin numarasını buldum. Numarayı telefonuma tuşlayıp aradım.
"Alo?" diyerek açtı telefonu.
"Alo Furkan. Benim İlayda. " diye karşıladım.
"Ne oldu yine? Neden aradın?"
"Şey. Bulaşık makinesi nasıl çalıştırılıyor?"
"Açma düğmesine bas."
"Öyle bir düğme göremiyorum. Hepsi de Arapça yazıyor zaten."
"O Arapça değil. İngilizce. Makinenin sağ tarafına bak orda üstünde kırmızı bir nokta olan düğme var."
"Evet buldum onu."
"Bas bakalım ne oluyor?"
"Aa. Çalıştı. Peki bu bitince ne yapmalıyım? "
"Fişi çek bırak."
"İyi tamam. Hadi sana kolay gelsin. Ben kapatıyorum."
"Dur. Akşam babalara gideceğiz. Bu yüzden seni evden erken alacağım hazırlıklı ol."
"Tamam." deyip telefonu kapattım. Makine çalışırken ben de bir yandan diğer işleri yapıyordum. Artık ise de gidemiyorum zaten. Ece gidiyor ama. Mutfak bölümüne yeni bir aşçı bulmuşlar. O aşçı da fena değilmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKAK | TAMAMLANDI
RomanceHem romantizm hem eğlence okumak istiyor iseniz doğru yerdesiniz. İYİ OKUMALAR.... Kapak Tasarımı : Enabel